Güncelleme Tarihi:
Steven Spielberg'in son filmi Er Ryan'ı Kurtarmak'ın 'doğum yeri'nin İstanbul olduğunu biliyor musunuz?
Spielberg'in bu dev yapıtının senaristi Robert Rodat, altı yıl önce Çırağan Oteli'nde balayını geçirirken izlediği 2. Dünya Savaşı'nı konu alan bir filmin kendisine esin kaynağı olduğunu söylüyor.
Amerikan yakın tarihi uzmanı olan Rodat, ABD'ye döndükten sonra bu konuyla ilgili bir araştırma yapmaya karar vermiş.
Kuzey Amerika'nın New Hempshire eyaletinin Keene kentinde yaşayan Rodat balayından döndükten sonra savaşta ölen askerler için dikilen anıtta aynı ailenin üç erkek çocuğunun adını gördükten sonra böyle bir konuyu seçtiğini ve hemen Savunma Bakanlığı'nda araştırmalara başlamış.
Robert Rodat arşivleri karıştırken, kendisi gibi İsveç asıllı bir Amerikan ailesinin dört erkek çocuğunun 1944 yılının mart ile ağustos ayları arasında savaşta öldüğünü, beşincisinin ise Genel Kurmay Başkanlığı'nın emri ile Pasifik cephesinden alınıp ailesine iade edildiğini ortaya çıkarmış.
Er Ryan'ı Kurtarmak filminin öyküsünü Robert Rodat anlatıyor.
‘‘İstanbul'da Normandiye çıkartması ile ilgili filmi izledikten sonra kafama koyduğum gibi arşivlerde dört çocuğunu yitiren, beşincisine de Amerikan Genel Kurmay Başkanlığı'nın emri ile kavuşan Borgström ailesinin izine Utah'ta rastladım. Gidip ailenin hayatta kalan altıncı erkek çocukları Eldon ile kızkardeşleri Wilma ile görüştüm. Hüzünlü bir öyküleri vardı. 2. Dünya Savaşı'nda altı kardeşten beşi askere alınmıştı. Sonuncu Eldon ise henüz küçüktü. Anne Gunda'ya Savunma Bakanlığı'ndan ilk telgraf 19 yaşındaki Rolon için gelir. Almanya'da isabet alan uçağı ile yere çakılmıştır. İkinci telgraf Guadakanal'da göğsünden vurulan Clyde içindir. Üçüncü telgrafı baba Alben anneden saklamak ister ama başaramaz. Roy, Roma'ya yakın Anzio çıkarmasında sahilde vurulmuştur. Ve Ağustos ayında Normandiya Çıkartması'nda ölen Rulon ailenin savaşa verdiği dördüncü kurbandır. Dile kolay, altı ayda dört çocuğunu yitiren aile, Pasifik'te bulunan Boyd için dua eder. Her gün gözleri kapıda kötü haber getirecek postacıyı görmedikçe şükreden Borgström ailesinin dramını Washington Genel Kurmay Başkanlığı merkezinde bir sekreter ortaya çıkartır. Bir ailenin beş ferdi aynı anda silah altına alınmıştır ve dördü ölmüştür. İşte burada savaş dairesi zor durumda kalır. Çünkü 1942'de Amerikan Başkanı Franklin D. Roosevelt bir genelge yayınlayarak savaşta üç oğlunu kaybeden ailelerin diğer mensuplarının silah altına alınmamasını şart koşmuştur.
İşte burada hatasını anlayan Genel Kurmay Başkanlığı hemen Borgström ailesinin beşinci oğulları Boyd'un cepheden alınıp ailesine teslim edilmesini emretmiştir. Ve Boyd Pasifik'te çarpışırken alınıp Utah'a getirlmişir.
Aslında Wilma'ya göre Boyd yaşamının geri kalan bölümünde büyük sorunlar yaşamış ve ağabeylerinin acısıyla 1975 yılında ölmüştür.’’
Robert Rodat arşivlerde araştırmalarını sürdürürken 1942 yılında beş erkek çocuğunu kaybeden Sullivan ailesinin dışında D Day yani en uzun gün olarak bilinen Normandiya Çıkartması'nda dört çocuğunu yitiren Niland ailesinin de senaryonun yazım aşamasında kendisine yardım ettiklerini söylüyor.
Filmin galasına gelen Borgström'ler ve Niland'ların trajediyi bir kez daha yaşadıklarını belirten Rodat eserini tamamladıktan sonra bağlı olduğu Dream Works Pictures yapımcı firmaya gönderdiğini üç ay sonra Steven Spielberg'in kendisini aradığını ve tam altı ay senaryo üzerinde çalıştıklarını bazı anlatımları ünlü yönetmenin kendi izniyle değiştirdiğini de sözlerine ekledi.
Robert Rodat son olarak Karındeşen Jack ile ilgili başrolünü Michael York'un oynadığı bir filmin senaryosunu yazdı.
‘‘Savaş insanlık tarihi kadar eski’’
Er Ryan'ı Kurtarmak filminin önemli karakterlerinden biri olan Çavuş Horvath'ı canlandıran Tom Sizemore inanılmaz bir çıkışta.
Steven Spielberg'in film için ilk seçimlerinden biri olan Tom Sizemore, Yüzbaşı Miller'ın sadık yardımcısı rolü için kilo aldığını ve tam teçhizat üç ay askeri kışlada talim yaptığını söylüyor. Gerektiği zaman 25 kiloluk malzeme ile koştuğunu, silah kullanmayı öğrendiğini ve çekimler sırasında sahnede olan aşırı kan görmekten güç anlar yaşadığını itiraf ediyor.
Venedik'te söyleştiğimiz Tom Sizemore, Er Ryan'ı Kurtarmak filminin Amerika'da 16 yaşından küçüklere yasaklandığını hatırlatarak ‘‘İnsanlık adına ben bu filmin yapılmasına taraftardım. Gaddar, acımasız sahneler var ama, tüm bunlar yaşandı. Demokrasi için, vatan için, toprak için yaşandı. Zorunlu silah altına alınanlar o vahşete tanık oldular, katledildiler. Göğüs göğüse çarpıştılar. Bazıları acı çekmeden çabuk öldü. Diğerleri sürünerek, tahammül edilemez bir acıyla göçtü. Bu bir insanlık trajedisi ve her geçen gün yaşanıyor. İşte Bosna, işte Kosova, işte Ruanda. İşte Congo... Daha niceleri.. Birileri de bundan zengin oluyor’’ diyor.
Tom Sizemore, kendisini kaptırıyor konuşurken. ‘‘Öyle sahneler oynadık ki rol yapmak bile imkansızdı. Siz bir de gerçeğini düşünün. Çıkartma gemisinden indiğin an hedef olacaksın bunu biliyorsun. Bile bile ölüme koşuyorsun. Hayatının son anlarını yaşıyorsun. Bir daha yoksun. Benim ailemden, Vietnam'da ölen Vietnam'dan sağ dönen de oldu. Sağ gelenler sanki ölmüş gibiydiler. Bir daha toparlanamadılar. Savaş kötü, savaş çirkin ama insanlar varoldukça savaş da sürecek.’’
Tom Sizemore, Er Ryan'ı Kurtarmak filminin çekiminden önce savaşta evlatlarını yitirmiş bir kaç aile ile beraber olduklarını, anlatılanlardan sonra başını iki elinin arasına alıp saatlerce niçin hep savaşıyoruz sorusuna cevap aradığını belirtiyor.
Bu kez niçin bir asker için bir manganın yaşamının tehlikeyle atıldığının sorusuna da yanıt bulamadığını belirten Tom Sizemore ‘‘Üç çocuğunu yitirmiş bir anne için belki değer ama onu kurtarırken diğer ölenlerin aileleri ne düşünür? Yüzbaşı Miller'ın mangası emri aldı ve uyguladı yorumunu yapıyor.
Tom Sizemore, sert görünüşlü ancak çok yumuşak bir karaktere sahip. Zaten Çavuş Horvarth'ı canlandırırken bu rolüne yansıyor. Ama kendisine 1997 Madrid Film Festivali'nde en iyi aktör ödülünü kazandıran The Relic filmindeki Chicagolu dedektifi oyunu ve daha önce Oliver Stone'un Katil Doğanlar'ındaki karakteri hep şiddet üzerine.
Tom Sizemore ayrıca Devil in Blue Dress, Heart and Soul, Wyatt Earp, Guilty by Suspicion, Born on Forth of July, Passenger 57, Watch it ve Al Pacino ve Robert de Niro ile birlike oynadığı Heat'te izlemiştik.
Tom Sizemore en son NBC televizyonu için ünlü mafya babası John Gotti'nin yaşamını canlandırıyor. Temple Üniversitesi Tiyatro Bölümü mezunu olan Tom Sizemore gelecekte tekrar sahneye Broadway'e dönmek istediğini ısrarla söylüyor.
Gözü Spielberg’in yerinde
O'nun için Hollywood'un yeni Richard Gere'i diyorlar..
O'nun için ‘‘en hızlı çıkış yapan sinema adamı’’ diyorlar...
O'nun için en büyük yetenek olacak diyorlar..
O'nun için en yakışıklı diyorlar...
O'nun için işi biliyor diyorlar. Bakın bu doğru çünkü Edward Burns, 25 bin dolara mal ettiği Mc Mullen Kardeşler filminden tam 11 milyon dolar kazandı
Edward Burns.. Steven Spielberg'in son dev yapıtı Er Ryan'ı Kurtarmak'ta Yüzbaşı Miller'ın mangasında Er Reiben'i canlandırıyor. Brooklyn'den gelen tatlı sert Yankee'yi pek iyi oynuyor. Aslında Spielberg, Ed Burns'e sonradan Tom Siezemore'a verdiği Çavuş Horvarth rolünü önermiş. Burns buna karşı çıkarak ‘‘Ben de çavuş olacak yüz var mı? Çavuşlar şişko ve disiplinli olur. Ben o rolü oynayamam’’ itirazında bulunmuş.
Edward Burns katı bir New Yorklu Bronx'da orta halli bir polis memurunun oğlu olarak babasının başına hayli dert açmış.
‘‘Bizimki benim için hayatı boyunca para biriktirdi. Amacı beni de güvenlik işine sokmaktı. Oysa ben eve hep bela ve sorun getiriyordum. Torpille bir üniversiteye kapağı attım. Tabi babam parasını ödüyordu. Vasat bir üniversiteydi. Yazı yazmasını seviyorduk. Kredi notları almak için yol gösteren hocaya danıştım. 'O zaman git film seyret. Filmlerle ilgili yorumlarını yaz not al' dedi. İşte benim sinema maceram buradan başladı. O ana kadar Robert de Niro ile Robert Duvall'ın arasındaki farkı bile bilmezdim. Adlarını karıştırırdım. Ama diyalogları yazınca kahramanlarımdan birini hep De Niro'ya benzettim.’’
Edward Burns bir arkadaşından borç aldığı para ile yazdığı, yönettiği ve oynadığı Mc Mullen Kardeşler filmi ile kapağı Hollywood'a atınca dolar zengini olmuş. Hele film, Sundance Film Festivali'ni 1995'te kazanınca karı 11 milyon dolara çıkmış. Ardından yeni bir senaryo ile Cameron Diaz ve Jennifer Aniston'u biraraya getiren She is the One'ı çevirmiş.
Ed Burns halinden memnun. ‘‘Yazık NBA'da basketbolcu olacaktım. Hollywood'da filmci oldum’’ diyor.
Er Ryan'ı Kurtarmak yapıtı ile ilgili olarak şöyle konuşuyor: ‘‘Filmin ilk 23 dakikasını hala izlerken içim dışıma çıkıyor. Ama Spielberg bir dahi. Zaten ilk öneri gelince elimdeki NBA basketbolü ile ilgili senaryoyu bıraktım. Çekimler sırasında Tom Hanks, Tom Sizemore, Jeremy Davis gibi büyük oyuncularla karşılaştım. Hele Matt Damon yüzünden komplekse kapıldım.’’
Ed Burns şimdi kalbinden rahatsız olan bir basketbolcuyu canlandıracak. Ardından senaryo yazmaya, yapımcılığa ve yönetmenliğe devam edecek.
Burns'un engellenemez çıkışı Er Ryan'ı Kurtarmak'taki rolü ile dolu dizgin sürüyor.
‘‘Bu isim yakında büyük bir şöhret olacak. Hatta beni de geçecek.’’ İmza: Steven Spielberg.