Güncelleme Tarihi:
Güldane ve Ömer Erkol çifti deprem onları ayırdığında 13 yıllık evlilerdi. Tek çocukları Mehmet Mustafa ’ya iyi bir eğitim ve gelecek sunmak için canla başla çalışarak hayatlarını sürdürüyorlardı. 41 yaşındaki Güldane Erkol İskenderun Sanayi ve Ticaret Odası’nda memur olarak çalışıyor, 46 yaşındaki Ömer Erkol ise medikal sektöründe protez ve sağlık ürünleri satıyordu, İskenderun’da yardımseverliğiyle tanınan bir esnaf ve iş insanıydı. Ömer Erkol, dükkanına gelen ihtiyaç sahibi engellilere elinden geldiğince yardım ederdi. Depremde Erkol ailesinin yaşadığı bina yıkıldı ve Ömer Erkol enkazdan sağ çıkamadı. Mehmet Mustafa ise sağ bacağı diz altından ampute edilerek kurtarılabildi.
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ’NDEN PROTEZ DESTEĞİ
Depremde hayat arkadaşını kaybeden ve oğlunu hayatta tutmak için büyük bir çaba gösteren Güldane Erkol, eşinin yardımseverliğini anlatırken: “Eşim medikal sektöründe olduğu için çok fazla engelli müşterimiz ve birçoğunun üzücü hikayeleri vardı. Dükkanımıza geldiklerinde birlikte dertleşirdik. Bazen öyle acı şeyler duyardık ki ben dinleyemezdim. Ömer çok yufka yürekli bir insandı ve pek çok yardımda bulunurdu. Kendi yardım edemese, yardım edecek birini bulurdu. Bu yardımları bana bile söylemez gizli tutardı. O zaman dinlediğimiz acı hikayelerin öznesi biz olduk. Şimdi oğlumun yardımına da Çukurova Üniversitesi rektörlüğü tarafından kurulan ‘Çocuk İyilik Merkezi’ koştu. Onların desteği sayesinde önümüzdeki hafta protezimize kavuşacağız” dedi.
EŞİM OĞLUMU KURTARMAYA KOŞTU
Güldane Erkol deprem sonrası yaşadıklarını anlatırken şöyle devam etti; “Depremden bir gün önce 5 Şubat’ta Kocaeli’nden misafirimiz vardı ve o akşam gittiler. Ben yıllık izindeydim, akşamdan Namık Kemal Ortaokulu 6’ncı sınıfta okuyan oğlum Mehmet Mustafa’nın hazırlıklarını yaptık. Baba oğul birlikte Hatayspor’un maçını izlediler. Sabah ben oğlumu okula bırakacaktım. 4 katlı binanın 3’üncü katındaydık. Deprem olduğunda biz eşimle arka cephedeki yatak odasında uyuyorduk. Oğlum da ön cephedeki kendi odasındaydı. Aramızda 12 metre vardı. Eşimin ‘Güldane uyan deprem oluyor’ dediğini duydum. Ömer oğlumuzun yanına koşmaya başladı bana da hemen yatağın yanına yatmamı söyledi. Ömer’in son olarak ‘oğlum yere in’ dediğini duydum. Mustafa ‘iyiyim’ dedi, sonra ikisinden de ses kesildi. Ben yatağın kenarında oluşan boşlukta ufak yaralarla mahsur kaldım.
BİNADAN SADECE OĞLUMLA BEN SAĞ ÇIKABİLDİK
Komidinin arkasına düşen telefonumu almayı başardım ama kimseye ulaşamıyordum. Devam eden artçıların etkisiyle sıkıştığım yerde bir boşluk açıldı. Sesimi duyurdum, kurtarma ekipleri geldi ve 3 saatin sonunda ufak sıyrıklarla kurtuldum. O binadan sadece ben ve oğlum sağ çıkabildik. Eşimi ve geniş ailede 6 akrabamızı kaybettik.
OĞLUMU BULDUM, EŞİMİ KAYBETTİM
Mahallemizin berberi ve tanımadığım komşular oğlumu kurtarıp hastaneye götürmüş. Sağlıklı, alıp gideceğim diye beklerken hastaneye vardığımda oğlum ameliyattaydı. Doktor iki bacağının da ampute edilebilme ihtimali olduğunu söyledi. Önce çok üzüldüm sonra şükrettim. Ancak eşimden hala haber yoktu. Mustafa’nın durumu acildi, hemen Mersin’e gitmeliydik. Ambulans aradık bulamadık. Bir tanıdığımın yardımıyla, başka bir hastanın nakli sırasında bizi de götürdüler. Oğlumun sağ ayağı enkaz altında kaldığı için 4 ameliyat geçirdi ve ampute edildi. Ben Mersin’de oğlumun sağlığı için çabalarken, 4 gün sonra maalesef eşimin hayatını kaybettiğini öğrendik.
EĞİTİM HAYATINA BURSLA DEVAM EDECEK
Tedavi sürecinde 6 ay boyunca okula devam edemedi. İstek Vakfı bize burs sağladı, eğer İstanbul’da kalırsak önümüzdeki yıl vakfa ait okullardan birinde eğitim hayatına devam edebilecek.
BİR GÖLGE GÖRDÜM VE KURTULDUM
Depremde üzerine devrilen kolonlar nedeniyle bir bacağı ampute edilen Mehmet Mustafa da depremi ve sonrasını şöyle anlattı: “Sarsıntının başlamasıyla ne yapacağımı bilemedim. Daha önceden yaşam üçgeni oluşturmam gerektiğini biliyordum. Yatağımın yanına uzanarak cenin pozisyonu aldım. Sonradan kafama düşen bir şey yüzünden bayıldım. Kendime geldiğimde üzerimde bir kolon vardı. Kısa süre sonra birinin gölgesini gördüm ve bağırmaya başladım. Beni ilk yarım saatte çıkardılar. Babam da benden 15 dakika sonra çıkmış ama o kurtulamadı.