Güncelleme Tarihi:
Bolu Gölköy'deki muhteşem kampus dururken, Abant İzzet Baysal Üniversitesi'nin, Tıp, Orman ve Teknik Eğitim fakülteleri için harabe haline gelen Düzce'de bina araması öğrenci ve velileri isyan ettirdi. Elde imkan varken kullanılmadığını belirten veliler, ‘‘Rektör, Düzceli milletvekillerinin baskısı altında’’ iddiasında bulundular.
ABANT İzzet Baysal Üniversitesi'nin Düzce Konuralp'taki binasının depremde ağır hasar görmesine rağmen, yine enkaz haline gelen bölgede fakülteler için bina araması öğrenci velilerini isyan ettirdi. Öğrencilerin, Abant İzzet Baysal Üniversitesi'nin Bolu Gölköy'deki muhteşem kampusunda hiç değilse bu yıl eğitim görmesini isteyen veliler, Rektör Prof. Dr. H. Nihat Bilgen'in, ısrarla Düzce'de, enkaz yığınları arasında fakülte binası aramasına anlam veremediklerini söylediler. İşte üniversite ve veliler cephesinden durum:
ÜNİVERSİTE CEPHESİ
Abant İzzet Baysal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. H. Nihat Bilgen, şunları söyledi: ‘‘Tıp Fakültesi için Konuralp Kampusu'nda baraka dersaneler yaptık. Orman ve Teknik Eğitim Fakülteleri için arayışlarımız devam ediyor. Bolu Milletvekilimiz Avni Akyol ile birlikte Düzce şehir merkezindeki Uzun Mustafa İlköğretim Okulu ile Tarım İlçe Müdürlüğü'ne ait El Sanatları Merkezi binalarının peşine düştük. Yaptığımız ön görüşmeden olumlu sonuç aldık. Vali Nusret Miroğlu'nun onayı ile problem bu yıl için çözülmüş olacak. Orman Fakültesi binasının bitirilmesi ile gelecek yıl bu 3 fakültemiz Konuralp Kampusu'na taşınacak. Bu yıl idare etmemiz lazım. Kredi ve Yurtlar Kurumu yetkilileri de, Düzce ile Kaynaşlı beldesinde yurt olarak kullanılabilecek binaları araştırıyor. Her şeye rağmen buralarda yurt temin edilemeyen öğrencilerimizi, Bolu'daki yurtlara yerleştirip onları otobüslerle okullarına taşımayı planlıyoruz.’’
VELİLER CEPHESİ
Rektör Prof. Bilgen'in bu tavrının yanlış olduğunu iddia eden veliler ise özetle şöyle diyorlar: ‘‘İdarecilerin akla hayale gelmeyecek uygulamaları ülkeyi deprem kadar şiddetle sarsıyor. Kimi aldığı kararla küçük yavruları alelacele okullarına sokup, deprem dehşetiyle tanıştırıyor, kimi ise genç üniversite adaylarını ve velilerini çılgına çeviriyor. Buna son örnek de Abant İzzet Baysal Üniversitesi Rektörü Sayın Bilgen'in tavrı. Sayın Rektör önce, Düzce'de harıl harıl barınacak yer arayan Düzcelilerin arasında koca koca binalar bulacak, sonra da öğrencileri 40 kilometre uzaktaki kampuste barındıracak. Hergün de zinde beyinleri 80 kilometre yola, hem de Bolu Dağı'nın tehlikeli yollarına mahkum edecek. Bolu Gölköy'de muhteşem bir üniversite tesisi varken, Düzce'de yıkıntılar arasında bina arayan zihniyeti şaşkınlık ve öfke ile karşılıyoruz. Sayın Rektör'ün Düzce milletvekillerinin baskısıyla böyle dağrandığı yolunda duyumlar alıyoruz. Oysa kimse Konuralp'taki fakültenin kalkmasını istemiyor. Eğitim bu yıl Bolu Gölköy'deki kampusta yapılsa, bu zaman içinde eski bina yeniden yapılır, gelecek yıl da eğitim tekrar orada devam eder. Bukadar basit bir konu neden zora sokuluyor, anlamıyoruz. Öğrencilerini enkaz ortamının kötü psikolojisinden kurtarmak istemeyen, -üstelik de büyük imkanları varken-, anlayışı kınıyoruz.’’
Burası
dururken...
Ünlü hayırsever işadamı İzzet Baysal tarafından dörtbaşı mamur bir şekilde yaptırılan İzzet Baysal Üniversitesi Kampusu, muhteşem tesislere sahip. Yeşillikler içindeki kampuste, öğrenciler için hemen her olanak var. Bolu merkezde de yine İzzet Baysal tarafından yaptırılan çok sayıda yurt ve okul binası bulunuyor.
Burası...
Öğrencileri ve velileri isyan ettiren şey, işte bu olanaklar dururken, Rektörlüğün ısrarla harabe haline gelmiş Düzce'de bina araması. Rektörlük Düzce'de bina bulursa, öğrencileri Gölköy'de kampustan hergün 40 kilometre götürüp, 40 kilometre getirecek.
PSİKİYATRİST GÖZÜYLE
O mekanda eğitim fobiye neden olur
DEPREMDE ailesini, yakınlarını, arkadaşlarını veya öğretmenini kaybeden öğrencilerin afeti hatırlatan koşullarda eğitim ve öğretim görmesinden verim alınmasının beklenemeyeceğini belirten İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Sedat Özkan, ‘‘Bunlar hálá yas sürecindeler. Yakınlarını kaybeden öğrencilerin kesinlikle o bölgeden uzakta eğitim ve öğretimlerini sürdürmeleri gerekiyor’’ dedi. Özkan, şunları söyledi: ‘Yas ve elem sürecinde gerçekle yüzleşmeye hazır değiller. Bu süreçte, depremi hatırlatan mekánlar depresyona yol açabilir. Beyin 6 ayda restore olur. Biz bu süre içinde depremle sürekli yüzleştirmeyi doğru bulmuyoruz.’’
DEPREMİN TEKRAR RİSKİ VAR
Yıkıntıların bulunduğu, yakınların kaybedildiği alanlarda eğitimin fobiye yol açabileceğini belirten Prof. Dr. Özkan, depremin tekrarlama riskinin bulunmasının ve beyinde tehdit ve tehlikenin hala yaşıyor olmasının sorunu artırdığını söyledi. Prof. Dr. Özkan, yıkılma riski bulunan binalarda eğitim ve öğretimin son derece sakıncalı olduğunu hatırlatarak, ‘‘Öğrenciler güvenli olduğuna inandıkları mekánlarda daha az panik yaşarlar’’ dedi.