Seyit ERÇİÇEK/İSTANBUL, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Ekim 05, 2009 14:47
SARIYER Muhsin Bodur Polis Merkezi ve Metris Cezaevinde gördüğü İşkence sonucu öldüğü iddia edilen Engin Çeber davasının ses kaydı yapılamadığından tekrarlanan 7’nci celsesi bugün görüldü.
Bakırköy 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davaya tutuklu sanık Fuat Karaosmanoğlu, Murat Çise. Murat Kızılkaya, Yavuz Uzun ile Sami Ergazi katılırken 12 tutuksuz sanık da duruşmada yer aldı. Diğer tutuklu sanık Selahattin Apaydın ise raporlu olduğu gerekçesiyle duruşmaya katılamadı.
Uluslararası af örgütü üyesi bir kişinin yakından izlediği duruşmada tutuklu sanıklardan gardiyan Fuat Karaosmanoğlu mahkemeden hipnozla ya da ilaçla ifadesinin alınmasını isteyerek “Ben yüzde yüz masumum, kendimden eminim” dedi. Ses kayıtların alınamadığı bir önceki duruşmaya katılan 6 tanıktan Murat Gevrek, Adem Halil, Rasim İltaş, Gıyasettin Şakiroğlu bugün görülen duruşmaya katılmazken sadece Engin Çeber’in koğuş arkadaşı Ahmet Aksu duruşmaya katıldı.
SABAH SAYIMA KALKAMADI
Bakırköy 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, hakim bir önceki celsede teknik bir arızadan dolayı 7’nci duruşmanın tekrar yapıldığını hatırlattı. Bir önceki celsede dinlenen Ahmet Aksu bu duruşmada tekrar dinlendi. Engin Çeber’le bir süre aynı koğuşta kalan tanıklardan Ahmet Aksu “ Engin Çeber bizim odaya geldiğinde uyuyordu. Islak gelmiş, halsizmiş öyle duydum. Kendisi çok durğundu fazla konuşamıyordu. Yeşil, yeşil kusuyordu. Vücudunda darbeler vardı. O an için yapılmış darbeler değildi. Daha önceden yaplmış gibiydi. Engin Çeber sayımlara kalkmadı. Gardiyanlar geldiğinde Engin Çeber’in hasta olduğunu söylüyorduk. Engin Çeber bana kızdı ve hasta olduğumu söyleme, dedi. Olay günü sabahleyin sayıma kalkmadı. Gardiyanlar bayağı bir dövdüler. Şu an kimin dövdüğünü hatırlamıyorum. Engin Çeber rahatsızlanınca zile bastık ve kendisini revire götürdük. Daha sonra kendisinin hastaneye sevk edildiğini öğrendik ve ardından ölüm haberi geldi” dedi.
Avukat Taylan Tanay’ın “Cezaevinde bilinçli bir şekilde ifade vermediğin konusunda ne diyeceksin?” sorusunu tanık Ahmet Aksu “ Bizim de ölmeyeceğimiz meçhul. Cezaevinde öyle bir ifade veremezdik. Korkmuştuk çünkü biz de orada yaşıyorduk” diye cevapladı. Ahmet Aksu, Engin Çeber’in ölmeden önce yazdığı mektubu Cumhuriyet Savcılığı’na vermesini istediğini belirterek “Ben de ayakkabımın içinde mektubu sakladım ve Sarıyer Cumhuriyet Savcılığı’na verdim. Zarfın içeriğini Çeber yazmıştı, ben de zarfın üstünü yazdım” dedi.
Ahmet Aksu’nun ardından Engin Çeber’in gözaltına alındığı gün İstinye Devlet Hastanesi acil servisinde nöbetçi doktor olarak bulunan Estetik uzmanı Hanife Akınoğlu da duruşmaya katılarak ifade verdi. Akınoğlu üç erkek bir kadının polisler tarafından hastaneye getirildiğini belirterek,“Engin Çeber'in kafasında bir kızarıklık vardı. Sürekli kafasının ağrıdığını söyledi. Ben de Engin Çeber’den tomografi çekilmesi isteyerek, beyin cerrahi doktorunun muayene etmesi yönünde rapor hazırladım. Üsküdar Cumhuriyet Savcılığı’ndan arandım. Çeber’in nezarethanede kalıp kalmaması yönünde soru soruldu. Ben de yetkili olmadığımı söyledim” diye konuştu.
ENGİN ÇEBER TUTUK, DONUKTU
Duruşmada en son söz alan ve avukat hakları merkezi yöneticisi olduğunu belirten tanık Avukat Ömer Kavilli, Engin Çeber’in gözaltında olduğu sırada bulunduğu Sarıyer Muhsin Bodur Polis Merkezi’ne giderek yaşananları birebir gördüğünü belirterek, şunları söyledi:
“Avukat arkadaşlarım gece geç saatlerde beni arayarak mesleki sorun yaşadıklarını söylediler. Ben de durumu Baro Başkanı Muammer Aydın’a söyleyerek karakola geçtim. Karakolda kaba konuşmalara tanık oldum. Polislerin bana karşı davranışları hiç hoş değildi. Karakolda yerde bir kadın, halsiz bir kadın yatıyordu. Başka bir avukat arkadaşım da yelpaze ile yerde yatan kadına müdahale etmeye çalışıyordu. Salonda yerde yatan bir kişi vardı. 5 veya 6 kişi elleri kolları açık yüzüstü yatan birinin üzerine oturmuşlardı. Ama bu kişi Engin Çeber değildi. Engin Çeber ile birlikte gözaltına alınan grup nezarethanede slogan atıyorlardı. Ben de slogan atanları susmaları yönünde uyardım. Bir polis memuru daha sonra gruba dönerek sağ elinin orta parmağını kaldırarak çirkin davranışlarda bulunuyordu. Ben de kameranın önüne geçerek, bu kameralar çalışıyor mu? diye sordum. Bana görevli polisler kayıtların İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’nden izlendiğini söyledi. Engin Çeber’i de gördüm. Tutuk, donuk bir hali vardı. Boş boş bakıyordu. Belki de kişiliği öyleydi bilmiyorum”
Daha sonra söz alan Engin Çeber’in avukatı Taylan Tanay bir önceki celsede önemli ifaeler veren tanıkların bu duruşmaya gelmediğini hatırlatarak, “Bir önceki celsede konuşan tanıkların yer aldığı görüntülerin dava dosyasına konmasını istiyorum” dedi.
Sanıkların avukatları da müvekkillerinin tutuksuz yargılanmalarını talep etti. Mahkeme heyeti, gelmeyen tutuksuz sanıkların ve bir önceki duruşmada dinlenen tanıkların tekrar çağrılmasına, eksiklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi. Duruşmanın ardından basın mensuplarına Avukat Taylan Tanay “Adil yargılamaya ilişkin kaygılarımız sürüyor. Özellikle tutukluların özel nitelikli bir cezaevinde tutulmaları bu kaygılarımızı artırıyor. Buradan adalet bakanlığı ve ilgili kurumlara sesleniyoruz. Kanun emri yerine getirilmeli ve ilgililer bu özel tutulma koşullarından kurtulmalıdır. Ahmet Aksu bugün biraz tedirgindi. Kamuoyunu gündeminde olan bu kadar önemli bir davada tanıkları birçok kamu görevlisinin yargılandığı bir dosyada defaatle dinletirseniz bunlar can güvenliklerinden kaygı duyarlar. Bizim yönelttiğimiz sorulara korku ve endişeyle cevap verdikleri görülmüştür. Sonuçta tanıklar ifşa edildi. Bunların tekrar tekrar dinlenmesi doğru beyanda bulunmalarını zorlaştıracaktır. Tanıkların dinlenmesi gereklidir”dedi.
Duruşma sürerken Çeber'in arkadaşları adliye binası dışında, “Engin Çeber ölümsüzdür”sloganları attılar.