Güncelleme Tarihi:
Engelli Kadın Derneği tarafından hazırlanan ve “Erişiyorsam Varım! İstanbul” projesi kapsamında açıklanan rapor, “Türkiye”de engelli kadının hiç adının olmadığı” gerçeğini kayda geçirdi. Raporda üç yıl boyunca 8 kentte engelli kadınlarla yapılan güçlenme atölyeleri sırasında şiddetin her engelli kadının karşılaştığı bir olgu olduğu ancak bu şiddetin izlenip raporlanmadığının gözlendiği belirtilirken, “Şiddet görünür olmadığı gibi önlenmesi noktasında hiçbir politika geliştirilmediğini de belirtmeliyiz” denildi.
Rapordaki tespit ve öneriler şöyle:
ACİL İHBAR HATTINA SMS
Engelli kadınların, faili tanımlayamama, fiziksel ve sözel olarak şiddete karşı koymada yetersizlik durumuyla şiddetin her türüne uğrama riski diğer kadınlara oranla daha fazladır. Şiddet mağduriyetleri herkesin bildiği ama hiç kimsenin yüksek sesle dile getirmediği bir gerçektir ve ne yazık ki bugüne kadar etkili bir araştırma ve inceleme yapılmamıştır. Kadınların yaşadıkları ya da yaşamakta oldukları şiddeti dillendirebilmeleri güçken, engelli kadının karşılaştığı şiddeti ifade etmesi ve ilgili mekanizmaları harekete geçirebilmesi mevcut koşullar altında neredeyse olanaksızdır. Bu zorluğun en temel sebebi, engelli kadının şiddet ortamını kolaylıkla terk edememesidir, bu nedenle uğradığı şiddeti, kolluk birimlerine ya da sivil toplum örgütlerine ihbar etmesi hayli güç bir durumdur. Acil telefon ihbar hatları çoğunlukla konuşma ve duyma yeterliliği olan kişilere hizmet vermek için kurgulanmıştır. Konuşma yerine SMS (mesaj) yolu ile ihbar yapılabilmesi şiddetin ortaya çıkarılmasında etkili bir araç olacaktır. Kadın sığınaklarının engelli kadınlar açısından erişilebilir olmaması engelli kadınların şiddet ortamına yeniden dönmesine neden olmaktadır.
EN ÇOK ŞİDDETE ZİHİNSEL ENGELLİ MARUZ
En çok şiddete zihinsel engelli kadınlar maruz kalmaktadır. Onlarla yapılacak görüşmelerde uzman desteği, işitme engelli kadınlar için işaret dili tercümanı bulunmalı, görme engelli kadınlara, ise görüşmenin yapıldığı mekan ve ortamdaki kişiler anlatılmalıdır. Şiddet gördüğünde başvurabileceği yerler ve haklarını bilmeyen engelli kadınlar için şiddet kader olmaktadır. Bu konudaki her tür doküman kabartma yazı ile basılarak ve zihinsel engelli kadınlara uygun kolay okunabilir formatta hazırlanarak dağıtılmalı, radyo ve televizyonlarda yayınlanan kamu spotları sesli betimleme, işaret dili ve alt yazı ile hazırlanmalıdır.
FİZİKSEL ENGELLİYE ÖZEL JİNEKOLOJİK MASA
Şiddeti önleme ve izleme merkezlerinde (ŞÖNİM) engelli kadınlar açısından erişilebilirlik koşulları sağlanmamıştır. Tek kapı prensibi ile kurulan ŞÖNİM’ler aracılığı ile şiddetmağduru kadının sağlık kuruluşu, adliye ve adli tıp gibi çeşitli kurumları dolaşarak yaşamaktaolduğu travmanın önüne geçilmesi planlanmış, ancak uygulamada bu durum hayata geçirilememiştir. Sağlık kurumlarında işaret dili bilen çalışanların, fiziksel engelli kadınların jinekolojik muayeneleri için uygun masaların olmaması da en kritik sorunlardır.
ENGELLİ KIZLARA EĞİTİM YOK
MEB istatistiklerine göre 2014-2015 eğitim öğretim yılında 76 bin 356 öğrenci özel eğitim sınıflarında eğitim alıyor. Türkiye Özürlüler Araştırması’na göre engelli nüfusun toplam nüfus içindeki oranı yüzde 12.29. Ancak eğitim istatistiklerine göre engelli öğrenciler toplam öğrenci nüfusunun sadece yüzde 1.48’ini oluşturuyor. Engelli öğrencilerin engelsiz akranlarıyla eşit fırsatlarda eğitime erişemediği ortadayken kız öğrenciler açısından tablo daha da karamsar. Engelli erkek öğrenciler neredeyse engelli kız öğrencilerin iki katı.