Enflasyon ve büyüme dinamikleri raporu

Güncelleme Tarihi:

Enflasyon ve büyüme dinamikleri raporu
OluÅŸturulma Tarihi: Ocak 13, 2003 00:00

Türk Sanayicileri ve Ä°ÅŸadamları DerneÄŸi'nce (TÃœSÄ°AD) hazırlanan enflasyon ve büyüme dinamiklerine iliÅŸkin raporda, enflasyonun kontrol altına alınması ve yıllık yüzde 5.5 büyüme hızıyla Türkiye'nin Gayri Safi Milli Hasılası'nın (GSMH) ikiye katlanması için gerekli sürenin 13 yıla indiÄŸi bildirildi.TÃœSÄ°AD tarafından Koç Ãœniversitesi Öğretim Ãœyeleri Doç. Dr. Kamil Yılmaz ve Doç. Dr. Cevdet Akçay ile BoÄŸaziçi Ãœniversitesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Emre Alper tarafından hazırlanan ''Enflasyon ve Büyüme Dinamikleri: GeliÅŸmekte Olan Ãœlke Deneyimleri Işığında Türkiye Analizi'' adlı rapor kamuoyuna açıklandı.    İçinde bulunulan krizden çıkış döneminde, enflasyon-büyüme tartışmasının daha da yoÄŸunlaÅŸtığı, bu tartışmalarda biraz daha yüksek enflasyona göz yummakla daha hızlı büyümenin mümkün olduÄŸunun öne sürüldüğü belirtilen raporda, şöyle denildi: ''Neredeyse çeyrek asırdır yüksek enflasyonla yaÅŸayan Türkiye'de, enflasyonist ortamın büyüme potansiyelini ciddi biçimde sınırlamış olduÄŸu gözardı edilmektedir. 1990'lı yıllarda izlenen ekonomi politikalarının özellikle kısa vadede büyüme hızını artırmak amacıyla alınan kararların, beklenenin tam tersine uzun dönemde büyümeyi yavaÅŸlattığı ve yaÅŸadığımız derin krizde büyük rol oynadığı gerçekleri gözden kaçırılmaktadır.'' Raporda enflasyon-büyüme arasında doÄŸrusal olmayan bir iliÅŸkinin olduÄŸu ifade edilirken, ''varılan temel sonuç enflasyonun belirli bir eÅŸik deÄŸer üzerinde olduÄŸu durumlarda, enflasyonla mücadelenin uzun vadede reel üretim cinsinden hiçbir maliyete yol açmayacağı, tam tersine enflasyonda meydana gelecek düşüş sayesinde büyüme sürecinin ivme kazanacağıdır'' denildi. Raporda, yüksek enflasyonun maliyetine iliÅŸkin ÅŸu bilgilere yer verildi: ''Türkiye'nin enflasyonu yarı yarıya indirmesi, diyelim yüzde 40'dan yüzde 20'ye düşürmesi sayesinde uzun vadede yıllık büyüme hızını ortalama yüzde 1.8 ile yüzde 2.8 oranında artıracağı sonucu çıkmaktadır. Uzun dönem büyüme hızı yüzde 5 olan Türkiye için, bu hiç de küçümsenecek bir oran deÄŸildir. Enflasyon kontrol altına alınmadan önümüzdeki 10 yıl içinde ortalama yüzde 3.5 büyüyeceÄŸimizi varsaysak, Türkiye'nin reel GSMH'sını ikiye katlaması için yaklaşık 20 yıla ihtiyacı var demektir.  Alternatif olarak enflasyonun kontrol altına alındığını ve bu çalışmanın hesaplarıyla uyumlu olarak büyüme hızının yüzde 2 daha yüksek olacağını kabul edelim. Bu durumda GSMH'nin ikiye katlanması için gerekli olan süre 13 yıla düşmektedir. DiÄŸer bir bakış açısıyla yıllık ortalama yüzde 3.5'luk büyüme hızıyla milli gelir 20 yılda ikiye katlanabilirken, yıllık ortalama yüzde 5.5'luk bir büyüme hızıyla aynı dönem içinde milli geliri 2.9'a katlamak mümkündür.'' "6.5'LÄ°K FAÄ°Z DIÅžI FAZLA HEDEFÄ°NDEN VAZGEÇİLMEMELÄ°" Bozulan kamu dengeleri, artan borç stoku, ileriye dönük olumsuz beklentilerin beslediÄŸi yüksek enflasyon ve faiz oranları ÅŸeklindeki kısır döngünün, kamu kesimi dengeleri yerine oturtulmadan bertaraf edilmesinin mümkün olmadığına dikkat çekilen raporda, ''Böyle bir kısır döngü içinde sürdürülebilir yüksek büyümeye geçilmesi mümkün olamamakta ve yaÅŸanan nispeten yüksek büyüme dönemleri keskin gelir düşüşleriyle sonuçlanmaktadır'' denildi. Borç yükünün ekonominin ÅŸoklar karşısında önemli bir akım problemi yaratamayacak düzeye inmesi için faiz dışı fazla verilmeye devam edilmesi gerektiÄŸi kaydedilen raporda, ''Ağır iç borç yükü altında devletin iç borcunun vadesinin uzatılabilmesi ve borçlanma faizlerinin düşürülebilmesi için ekonomik programda 2003 yılı için öngörülen yüzde 6.5'luk faiz dışı fazla hedefinden kesinlikle vazgeçilmemelidir. Öte yandan vergi reformu daha fazla geciktirilmemeli, bir an önce vergi tabanı geniÅŸletilmeli. Potansiyel milli gelir üzerinde ciddi baskı oluÅŸturan dolaylı vergiler yeniden gözden geçirilebilir'' denildi.      SERBEST DALGALI KUR REJÄ°MÄ°, EN DOÄžRU SEÇİM 2003 yılının, kriz sonrası uygulanmaya baÅŸlanan yapısal refomların tam anlamıyla yerleÅŸmesi açısından çok önemli bir yıl olacağı vurgulanan raporda, ÅŸunlar kaydedildi:    ''Halen yürürlükte olan ekonomik programda, 2002-2004 dönemi için öngörülen faiz dışı konsolide bütçe fazlası rakamları tutturulmadan, iç ve dış borç stokunun GSMH'ye oranının azaltılması mümkün gözükmemektedir. Reel faizlerin düşmesi için gerekli olan bu koÅŸul ne yazık ki sürdürülebilir büyüme için tek başına yeterli deÄŸildir. Sürdürülebilir büyüme politikasına ulaÅŸmak için 2001 krizi sonrasında bankacılık sektörünün kredi hacminde meydana gelen yüzde 40'lık daralmanın durması ve özellikle dış ticarete tabi olmayan sektörlere yeni kredi imkaları yaratılması gerekmektedir.'' Raporda, önümüzdeki dönemde serbest dalgalı kur rejiminin en doÄŸruseçim olduÄŸunun gösterildiÄŸi ifade edilirken, ''Ãœlkenin ağır iç ve dış borç yüküyle karşı karşıya kaldığı bir dönemde esnek kur rejiminden kesinlikle vazgeçilmemeli, ancak kurlardaki aşırı oynaklığın olumsuz etkileri de gözardı edilmemelidir'' denildi.     YÃœKSEK ENFLASYON-DÜŞÜK BÃœYÃœME HIZI TUZAÄžI TÃœSÄ°AD raporunda siyasi belirsizliÄŸin 3 Kasım seçimleri sonrasında ortadan kalkmasıyla 2003 yılı sonuna yönelik enflasyon beklentilerinin ekonomik programda öngörülen yüzde 20 oranına yakın bir seviyeye düşmesinin beklendiÄŸi bildirildi.  Enflasyon hedeflemesinin Türkiye'de uygulanması için ÅŸartların hızla oluÅŸtuÄŸu belirtilen raporda, ÅŸu görüşlere yer verildi: ''Atılacak bütün ekonomik reform adımlarının baÅŸarılı olabilmesi ve enflasyonun kalıcı bir ÅŸekilde kontrol altına alınması, ancak 2001 programıyla baÅŸlayan ekonomik konsolidasyonun siyasi ve kurumsal konsolidasyonla tamamlanmasıyla mümkün olabilecektir.Bugüne kadar siyasi partiler yasası, seçim yasası ve anayasanın ortaya çıkardığı yasal ve kurumsal çerçeve içinde hayata geçirilen siyasi rejim ve toplumsal dinamikler, siyasi elitlerin toplumsal denetimden kaçmalarına ve ülkeyi kendi ve yakın çevrelerindeki gurupların çıkarlarına hizmet edecek ÅŸekilde yönetmelerine izin vermiÅŸtir. Ancak 3 Kasım seçimleriyle halk yıllardır vermeye çalıştığı fakat alınmak istenmeyen mesajı yanlış anlamaya imkan veremeyecek ÅŸekilde ortaya koymuÅŸtur. Siyasi partiler ve seçim yasalarının deÄŸiÅŸtirilmesi, Türk ekonomisinin yüksek enflasyon-düşük büyüme tuzağından kurtulması için olmazsa olmaz bir koÅŸuludur. Bunun gereÄŸi bir an önce yerine getirilmelidir.''Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!