Enflasyon ’tedarik şok’uyla yükselecek cari açık 50 milyar dolara dayanacak

Güncelleme Tarihi:

Enflasyon ’tedarik şok’uyla yükselecek cari açık 50 milyar dolara dayanacak
Oluşturulma Tarihi: Nisan 30, 2008 00:00

Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, "Maalesef yurt dışından tedarik şoku yaşadığımız için enflasyon yüksek kalmaya devam edecektir" dedi. Şimşek, cari açığın da bu yıl 50 milyar dolara yaklaşabileceğini açıkladı.

DEVLET Bakanı Mehmet Şimşek, dünyada 3 krizin aynı anda yaşandığına dikkat çekerken, yurtdışı kaynaklı "tedarik şoku"nun etkisiyle enflasyonun yüksek kalacağını, cari açığın da 50 milyar doları bulabileceğini kaydetti.

AYNI ANDA 3 KRİZ: Financial Times ve Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) bünyesinde faaliyet gösteren Türk-İngiliz İş Konseyi işbirliği ile düzenlenen "Türkiye Sermaye Piyasaları Forumu"nda konuşan Şimşek, dünyayı üç krizin aynı anda vurduğunu bunun da daha önce görülmemiş bir durum olduğunu söyledi. "Resesyon yaşanıyor. Hem emtia hem de gıda fiyatlarının artışı söz konusu" diyen Şimşek, makroekonomik politikaların yeterli seviyeyi tutturabilmesini sağlamaya çalıştıklarını, burada başarısız olmanın büyümenin geri kalması anlamına geleceğini söyledi.

HEDEFİN GERİSİNDEYİZ: Son 30-40 yılın en düşük enflasyon seviyesi yaşanmasına karşın, "Ama rakamlara baktığımızda hedeflerin gerisinde kalmışız hem de epeyce gerisindeyiz" diyen Şimşek, şunları söyledi: "Maalesef yurt dışından tedarik şoku yaşadığımız için enflasyon yüksek kalmaya devam edecek. Orta vadede bu şoklar tekrarlanmayacak, bundan eminim. Tabii ki petrol fiyatları daha da artacaktır ama belli bir seviyede kalacaktır diye düşünüyorum. Aynı şey gıda fiyatları için de söz konusu olacaktır. Yani orta vadede enflasyon beklentilerimiz hálá iyi. Çünkü para politikamız sıkı olmuştur, sıkı olmaya devam etmektedir."

BÜYÜMEDE BAŞARILIYIZ: Türkiye’de büyümenin yavaşlamasına karşın, performansının iyi olduğunu dile getiren Şimşek, Türkiye’nin daha yıllar boyunca çok ciddi büyüme oranlarını sürdürebileceğini savundu. Şu anda bazı belirsizlikler olmasına rağmen orta vadede Türkiye’de önemli ivmeler bulunduğunu, çok ciddi dinamizmin söz konusu olduğunu belirten Şimşek, "Türkiye önümüzdeki 10 yılda reel gayri safi yurtiçi hasıla büyümesinde rahat rahat yüzde 6’yı kaldırır. Türkiye önümüzdeki yıllarda Kanada, İtalya, Kore gibi ülkelerin arasında sayılacaktır."

CARİ AÇIK TAHMİNİ: Cari açıkla ilgili olarak da, "Türkiye’nin cari açığı bu yıl 50 milyar dolara yakın olabilir" diyen Şimşek, Şimşek, petrol fiyatlarındaki 1 dolarlık artışın, Türkiye’nin dış dengelerinde yaklaşık 530 milyon dolarlık bir etki yarattığını vurgulayarak, ciddi bir etkilenme sürecinin söz konusu olduğunu kaydetti.

Türkiye Avrupa’nın Meksikası olabilir

MEHMET
Şimşek, Türkiye’nin belli sektörlerde dünya çapında ağırlığının nasıl sağlanacağını anlatırken, şöyle konuştu: "Bence Türkiye, Avrupa’nın Meksika’sı olabilir. Olmak yolunda ilerliyor. Otomotiv ve dayanıklı tüketim mallarında çok önemli üreticiyiz. AR-GE Yasası ile bunlarda çok daha önemli ilerlemeler sağlayabiliriz. Tekstil var, İtalya’nın 60 milyar Euro’luk tekstil ihracatı söz konusu. Onları çok rahatlıkla yerlerinden edebiliriz."

10 yılda 40 yeni finans merkezi çıkacak, İstanbul en önlerde yer alacak

DÜNYADA
finansal merkez sayısının henüz küresel çapta doyum noktasına ulaşmadığını ve gelecek 10 yıl içerisinde 40 yeni merkezin ortaya çıkabileceğini saptayan Deloitte’a göre, mevcut uluslararası finans merkezlerinin tahtlarını önümüzdeki yıllarda sallamaya aday, yükselmekte olan merkezler arasında İstanbul ön saflarda yer alacak.

REKABETİN ŞİDDETİ ARTACAK: Finansal merkezlerin ülke ekonomileri açısından rollerini ve bu merkezler arasındaki uluslararası rekabeti ele aldığı "Finansal Merkezlerin Değişen Görünümü" adlı çalışmasını yayınlayan Deloitte’a göre, bu alandaki rekabetin şiddetinin artacak ve piyasa da büyüyececek. Gelecek 10 yıl içerisinde gelişmiş merkezlerin yeniden konumlanacağını ve 40 yeni finansal merkezin ortaya çıkacağını öngören çalışma, İstanbul, Pekin, Panama ve Varşova gibi şehirleri bu yeni dalganın en güçlü temsilcileri olarak görüyor. Çalışmanın sonuçlarını değerlendiren Deloitte Türkiye Danışmanlık Ortağı Ayşe Epikman şunları söyledi: "Uluslararası ticaretin etkin bir şekilde yürütebilmesi için oluşturulan finansal ortam, ülkenin ve bölgenin ticaret hacmine de önemli katkı sağlıyor. Ayrıca bu merkezlerin gelişimi, eğitim, sağlık ve turizm gibi tamamlayıcı sektörleri de olumlu bir şekilde etkileyerek ülkelerin saygınlıklarını artırıyor."

YOL HARİTASI GEREKLİ: Epikman, İstanbul’un önde gelen bir finans merkezi olması için Türkiye’de yapılması gerekenleri ise şöyle dile getirdi: "Deloitte Türkiye olarak, gelecek 10 yıl içerisinde bu merkezler arasında yerini alması gerektiğine inandığımız İstanbul’un, kendine özgü avantajlarından yararlanarak başarılı stratejileri hayata geçirmesi için hazırlanan yol haritasının ivedilikle hayata geçirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. İstanbul’un uluslararası bir finans merkezi olması Türkiye ekonomisinin gücünü ve saygınlığını katlanarak artmasını sağlayacağına inanıyoruz."
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!