Enerji içeceği pazarı çıldırmış olmalı

Güncelleme Tarihi:

Enerji içeceği pazarı çıldırmış olmalı
Oluşturulma Tarihi: Ekim 24, 2004 00:00

YAZIMA Hıncal Uluç’u anarak başlamak istedim. Ama bir türlü yazıyı ilerletemedim. Çünkü Hıncal Uluç’a nasıl hitap edeceğimi bilemedim.Sevgili Hıncal Uluç çok laubali geldi, dostum Hıncal Uluç başka çağrışımları nedeniyle pek hoş gelmedi. Hıncal Abi’yi ona da bana da yakıştıramadım, üstad Hıncal Uluç ‘tepki alır’ diye düşündüm. Hıncal Uluç’un köseşinde verdiği gazetecilik dersleri aklıma geldi. O hep ‘gazeteci cesur olmalı!’ diye yazmaz mı? Hıncal Uluç’u Hıncal Uluç yapan özelliklerden en önemlisi ‘cesareti’ değil midir? Ve yazıya üstad Hıncal Uluç diye başlamaya karar verdim. O halde yazıya başlıyorum arkadaşlar... Üstad Hıncal Uluç, köşesinde gençlere arasıra gazetecilik dersleri verir. Bu derslerde de sürekli bir gazeteciyi tetikleyen güdünün ‘merak’ olduğunu yazar. Katılırım. Bu açıdan bir gazeteci ile bilim adamı çok benzeşir. Bilim adamının da bir şeyler bulma güdüsünü tetikleyen merakıdır. Bugüne kadar dünyanın başına ne geldiyse bilim adamlarının ve gazetecilerin ‘meraklı’ halleri yüzünden gelmiştir. Gani Müjde yazılarında ‘Gülümsemeyi bilmeyen dükkan açmasın’ der. Ben de diyorum ki: Merak etmeyi bilmeyen gazeteci de olmasın bilim adamı da! Bütün bunlar aklıma enerji içeceklerinin içindeki kafein oranlarını merak edince geldi. Bir merak ettim, 40 milyon dolarlık enerji içecekleri pazarında 15’i yerli 11’i yabancı 26 ayrı markanın olduğunu öğrendim. Enerji içeceği üreticileri, çıldırmış, çok şaşırdım. Red Bull’ın kafeini en yüksek ürün olduğunu sanıyordum, değilmiş! Fullforce, Buzzer ve Lion Club’ın içinde daha fazla kafein varmış. Çok şaşırdım. Enerji içeceklerinin içinde sadece kafeinin olması önemli değilmiş, vitaminler de bakmak gerekirmiş. Örneğin Taurin bu vitaminlerden en önemlisiymiş. Merakım bitmedi. Enerji içeceklerinin dünyadaki durumunu araştırdım. Red Bull ABD’de pazarını büyütebilmek için ‘sert içecek’ imajından vazgeçip ‘yumuşak içecek’ imajına geçmeye çalıştığını öğrendim. Yine merak ettim. Türkiye’de sıra ne zaman gelir acaba? Yoksa hiç gelmeyebilir mi? Hani ‘yumuşak’ şeyler biz Türkleri bozar ya... Gördünüz mü her şey bir merakla başladı, sayemde enerji içecekleri dünyanız değişti. Dünya değiştirmek istiyorsanız merak edin!Dünyanın yüzde 33’ü AB’yi bilmiyorBİRLEŞMİŞ Milletler dünyanın saygın araştırma şirketlerinden Gallup International’a 60 ülkede, 50 bin kişiyle, 1 milyar dünya insanını temsil eden bir ‘Birleşmiş Milletler İmaj Araştırması’ yaptırmış. Temmuz ayında gerçekleştirilen araştırmanın Türkiye ayağını TNS PİAR uygulamış.‘Halkın sesi’ adı verilen araştırmaya göre dünya insanlarının yüzde 36’sı OECD’nin, yüzde 67’si Avrupa Birliği’nin (AB), yüzde 72’si NATO’nun, yüzde 84’ü de Birleşmiş Milletler'in (BM) farkında. Bu ne demek? Bu girmeye can attığımız Avrupa Birliği’ni henüz dünya insanlarının yüzde 33’ü bilmiyor demek.Avrupa Birliği hakkında olumlu düşünenlerin oranı ise yüzde 45. Bu oran Birleşmiş Milletler için yüzde 50, OECD için yüzde 39, NATO için 34. Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler'e göre az biliniyor ama bilinme oranları karşılaştırılınca Avrupa Birliği’nin daha çok sevildiği ortada!Birleşmiş Milletler hakkında en olumlu düşünen bölge Afrika, en olumsuz düşünen bölge ise Ortadoğu. En olumsuz düşünen halk ise İsrail halkı. Mısır ve Türkiye’de ise Birleşmiş Milletler'e karşı parçalı bir tutum söz konusu. Her iki ülkede de halkın 3’te 1’i Birleşmiş Milletler hakkında olumlu, 3’te 1’i olumsuz düşünüyor.Birleşmiş Milletler, 24 Ekim’i de "Birleşmiş Milletler farkında olma günü’ ilan etmiş. ‘Halkın Sesi’ araştırmasını yaptırmasının nedeni de bu ‘özel gün"e yönelik olarak bilgi toplamak, mesaj vermek. Araştırmadan çıkan bilgiler tabii ki önemli, paylaşmaya değer. Ancak Birleşmiş Milletler'in kendi ‘imajını’ iş edinip, bu konuda araştırma yaptırması çok daha fazla paylaşılası bir şey. Birleşmiş Milletler’in bu davranışından, her kurumun, her ülkenin, özellikle de Türkiye’nin ders alması lazım. Türkiye’nin global dünyadaki imajını en son ne zaman ölçtürmüştük? Trafik polislerinin Viagra tercihiİLAÇ satış temsilcisi bir arkadaşımla konuşuyorum. Konu araç kullanmaya, çok seyahat etmeye falan geldi. Daha sonra nasıl oldu anımsamıyorum, trafik polislerinden konuşmaya başladık. Birden ‘Son günlerde trafik polisleri durdurunca ve ilaç işinde olduğumuzu anlayınca en çok ne soruyorlar biliyor musun?’ dedi. ‘Valla daha önce gazete kamyonundan gazete, kola kamyonundan kola, piliç kamyonundan piliç sorduklarını biliyordum ama sizden ne sorarlar tahmin edemedim’ dedim. ‘Viagra’ dedi. ‘Hatta onları memnun etmek için ilaç satışçıları aramızda ilaç değiş tokuş yapıyoruz!’ Nasıl ama?Merkez Bankası uyuyor muİMİ Conferanses şirketi 12 Ekim’de Ak Yatırım’ın sponsorluğunda Meksika Merkez Bankası Başkanı Guillermo Ortiz’i Türkiye’ye getirdi. Swissotel’de yaptığı konuşmada Meksika’nın 1992-1996 yılları arasında gerçekleştirdiği Peso’dan üç sıfır atma deneyimi anlattı.Ortiz, başarılı bir para değişimi operasyonu için üç önemli unsurun olduğunu söyledi. Bunlardan ilki hazırlık çalışmaları, ikincisi geniş bir bilgi kampanyası, üçüncüsü ise toplumun değişik kesimleri ile işbirliği. Meksika Merkez Bankası parasından sıfırları atarken bu üç ayakta da çok planlı davranmış, halka duymak istediği ‘güven’i vererek, algıladığı riskleri azaltarak değişimi başarıyla gerçekleştirmiş. Ortiz’e göre para değişim operasyonlarında halkın ikna edilmesi çok önemli ve bu konuda da zamanlama hatası yapılmaması gerekiyor. Meksika Merkez Bankası ‘yeni peso’ya geçmeden yedi ay önce halkı bilgilendirmeye başlamış. Değişim başlamadan 7 ay önce 15 farklı televizyon reklamı hazırlayarak yayına sokmuş. Bu reklamları basın, radyo reklamları ile desteklemiş. Ayrıca çok sayıda afiş, broşür, el ilanı dağıtmış. Değişim operasyonu başladıktan sonra da durulmamış, yedi ayrı reklam filmi yayına sokulmuş ve halkın algıladığı riskler azaltılmış.Şimdi bize gelelim. Yeni Türk Lirası’na geçmemize iki ay kaldı? Nerede Merkez Bankası’nın bilgilendirme kampanyası? Böylesine büyük bir değişim operasyonunda halkı bilgilendirmekte bu kadar geç kalmak için ancak Türk olmak gerekir. Neydi bizim temel ilkemiz: Kervan yolda düzelir.Eğer Merkez Bankası biraz daha gecikirse temel ilkemizin son sözcüğünün sondan dördüncü ve ikinci harflerini ‘ü’ olarak değiştirmek zorunda kalabiliriz. Bu konu çok önemli. Yarın devam edeceğim. Pepsi şimdi starGEÇEN hafta Pepsi reklamlarında Pepsi star olmalı demiştim. Pepsi sanki beni duymuş gibi Yılmaz Erdoğan’ın şiirinin başrolü oynadığı yeni ramazan reklamını yayına soktu. Yeni Pepsi reklamı ramazanın ruhani havasına uygun, duygu yüklü bir reklam. Pepsi’yle ramazanın değerlerini birleştiriyor, rekabete de doğru yanıt veriyor. Daha fazla etki için Yılmaz Erdoğan kozu daha fazla medyada yer almalı. Bir de Pepsi kaybettiği pazarı geri almak istiyorsa, daha proaktif davranmalı.ÇekirgelikKendilerine ait hiçbir hayali olmayanlar sizinkileri de göremezler. (John Maxwell)
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!