Endişeler giderilmeli
Güncelleme Tarihi:
Sefa KAPLAN
Oluşturulma Tarihi: Nisan 04, 2008 00:00
Aralık 2007’deki Avrupa Birliği (AB) liderler zirvesi öncesi bir bildiri yayımlayarak Fransa Cumhurbaşkanı Nicholay Sarkozy’nin Türkiye’ye yönelik iddialarını gayri meşru ilan eden bir grup Avrupalı aydın, yeni bir bildiriyle Türkiye’de yaşananlara ilişkin endişelerini dile getirdi.
Prof. Mary Kaldor (London School of Economics-Londra), Krzysztof Bobinski (Unia and Polska Vakfı-Varşova), Gerald Knaus (European Stability Initiative ESI-Berlin), Mario Soares (Mario Soares Vakfı-Lizbon), Mient Jan Faber (Free University-Amsterdam), Jusitgh Herrin (King’s College, Londra), Jose Ignacio Torreblanca, (ECFR-Madrid) gibi ünlü isimlerin yayımladığı bildiride, son zamanlarda yaşanan sert tartışmalar hatırlatıldı. Türkiye’de farklı hayat tarzlarının bir arada yaşayabileceğine dair kuşkular oluşmaya başladığına dikkat çeken aydınlar, "Bizler, iktidar ve muhalefet liderlerini bu endişe verici eğilimleri tersine çevirmeye çağırıyoruz" dediler.
Bildiride, şu görüşlere yer verildi:
"AKP hükümetinin, siyasi partilerin kapatılmasını zorlaştıracak, dar kapsamlı anayasa değişiklikleri düşündüğü iddia edilmekte. Biz bunun bir hata olacağı kanısındayız; AKP, Temmuz 2007 seçimlerinden önce, özgürlükçü bir Avrupa anayasası sözü vermişti, ancak bu konuda, hálá bir adım atmış değil. Ceza Kanunu’nun 301. maddesi konusunda da, sık sık verilen reform sözlerine rağmen, bir ilerleme sağlanmadı. Gerekli olan, dar ve seçici anayasa değişiklikleri değil, kapsamlı bir Anayasa reformudur. Anamuhalefet partisinin tutarlı bir Avrupa Birliği vizyonu oluşturmamış olması ve iktidara AB refomları konusunda daha enerjik olması için baskı yapmaması da bizlerde derin bir hayal kırıklığı yaratıyor. "
Bildiride, şu görüşlere yer verildi:
"AKP hükümetinin, siyasi partilerin kapatılmasını zorlaştıracak, dar kapsamlı anayasa değişiklikleri düşündüğü iddia edilmekte. Biz bunun bir hata olacağı kanısındayız; AKP, Temmuz 2007 seçimlerinden önce, özgürlükçü bir Avrupa anayasası sözü vermişti, ancak bu konuda, hálá bir adım atmış değil. Ceza Kanunu’nun 301. maddesi konusunda da, sık sık verilen reform sözlerine rağmen, bir ilerleme sağlanmadı. Gerekli olan, dar ve seçici anayasa değişiklikleri değil, kapsamlı bir Anayasa reformudur. Anamuhalefet partisinin tutarlı bir Avrupa Birliği vizyonu oluşturmamış olması ve iktidara AB refomları konusunda daha enerjik olması için baskı yapmaması da bizlerde derin bir hayal kırıklığı yaratıyor. "