Güncelleme Tarihi:
HAKLIYIZ VE KAZANACAĞIZ
“ZAMAN zaman karamsar havanın ülkeyi sardığını biliyorum. İnsanlarımızın umutsuzluğa kapıldığını da düşünüyorum. Ama emin olun, biz haklıyız ve mutlaka kazanacağız, haklı olduğumuz için kazanacağız. Demokrasi mücadelesinde sağ, sol ayrımı yoktur. Demokrasi mücadelesinde Alevi, Sünni, Laz, Kürt, Türk, Abaza, Çerkes ayrımı yoktur. Demokrasi mücadelesinde insan olmak vardır. Ayrıştırmak, bölmek isteyebilirler, etnik kimlik, inanç üzerinden ayrım yapmak, yaşam tarzı üzerinden ayrım yapmak isteyebilirler. Bu tuzağa asla düşmemeliyiz, bu tuzak tehlikeli bir tuzaktır, sizler için hazırlanan bir tuzaktır.
ZALİMİN ÜZERİNE YÜRÜYECEĞİZ
Ne olursa olsun, 2019’da Türkiye’ye demokrasiyi bütün kurum ve kurallarıyla getirmenin yolunu açacağız, kapısını aralayacağız. Ondan sonra oturup hep birlikte konuşacağız. Demokrasinin bütün kurum ve kurallarını yeniden inşa etmeliyiz. Demokrasi salt benim değil, hepimizin ortak sorunu, ortak paydasıdır. Demokrasi olacak ki, tek adam Türkiye’ye egemen olmasın. Geri adım atacağımızı sanıyorlarsa, hiç kimsenin şüphesi olmasın, en ufak geri adım atmayacağız. Zalimin ve zulmün üzerine inadına inadına yürüyeceğiz. Bizi tehdit ediyorlar, savcılıklara şikâyet ediyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar, bedeli ne olursa olsun, yurdumuz için, çocuklarımız, bayrağımız, vatanımız için demokrasiyi ya getireceğiz ya getireceğiz. Bugün Türkiye’de kimsenin can ve mal güvenliği yoktur. Ama herkese can ve mal güvenliğini demokrasi içinde bizler getireceğiz.
MİLLETVEKİLLERİ HAPİSTEN ÇIKACAK
Düşünebiliyor musun; Barış Bildirisi’ne imza attılar diye öğretim görevlileri üniversitelerden atıldılar. Tamamını görevlerine iade edeceğiz. Halkın oylarıyla seçilmiş milletvekilleri hapislerde, tamamı hapisten çıkacak. Biz milli iradeye saygılıyız. Bir ülkede milletvekilleri, gazeteciler hapse atılıyorsa o ülkede demokrasi yoktur. Demokrasiyi Türkiye’ye getireceğiz. OHAL uygulamalarının olduğu bir ülkede demokrasiden söz edilemez. Devletin bir kişiye teslim edildiği bir ülkede demokrasiden söz edilemez. Dikta yönetimine karşı mücadele etmek vatan borcudur. 2019’da sandığa gittiğinizde, demokrasiden yana oy kullanın, sadece bunu istiyorum.
HİÇ OLMAZSA BİR HAFTA KONUŞMA
Her gün kavga, gerginlik olacaksa, bir adam konuştuğunda ülkenin yarısı diken diken olacaksa o ülkede huzur mu olur? Söylüyorum; ya hiç olmazsa bir hafta konuşma. Ben konuşuyorum beyefendi gece uyumuyor. Amacım seni gece uyutmamak. Savcılara şikâyet ediyor. Beni şikâyet edeceğine cesaretin varsa adam gibi karşıma çıkarsın, oturur tartışırız. Cesaret edemiyor, karşıma çıkamıyor, savcılardan medet umuyor. Sesim çıktığı sürece, demokrasi için asla susmayacağım. Bu benim ülkeme ve insanıma borcumdur. Ülkeyi haramilerden temizleyeceğiz. Kavgaysa kavga, sonuna kadar gideceğiz. Hiç ama hiç, toplu iğne ucu kadar taviz vermeyeceğiz.”
‘BÜYÜK KENTLERİ ALACAĞIZ’
“HEP birlikte 2019’da bu düşüncelerle seçime gireceğiz. Üç seçim olacak; yerel yönetimler, milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı... Yerel yönetimlerde göreceksiniz, CHP olarak tarih yazacağız. En büyük kentleri alacağız. Referandum bu sonucu gösterdi bize. Aynı kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz. Milletvekili seçimleri olacak, sonra Cumhurbaşkanlığı seçimleri. İki seçenek var önümüzde; bir demokrasi, iki otokrasi. Ya tek adam rejimi ya da demokrasi. Türkiye’yi tek adama teslim edenler, asla ve asla vatansever değillerdir.”
CORBYN’İ TÜRKİYE’YE DAVET ETTİ
Londra’da yaşayan Türklerle akşam yemeğinde buluşan Kılıçdaroğlu, İşçi Partisi Genel Başkanı Jeremy Corbyn ile de bir araya geldi. Corbyn’in Türk yemeklerini sevdiğini ve her gün bu yemeklerden yediğini söylemesi üzerine Kılıçdaroğlu, Corbyn’i Türkiye’ye davet etti. Kılıçdaroğlu, düşünce kuruluşu Democratic Progress Institute toplantısına katıldı.