Güncelleme Tarihi:
THE OMEN
OMEN
Yön: John Moore
Oyn: Julia Stiles, Liev Schreiber, David Thewlis
Tür: Korku
Süre:
Acaba 2006'nın 6'ıncı ayının 6'sını ne kadar zamandır bekliyorlardı?
Rakama uyma gereği duyulduğundan, bir kereliğine de olsa 'vizyona Cuma günü girme' kuralını bozuldu ve Omen, alışılageldiği üzere bir Cuma günü değil, 6 Haziran Salı günü girdi vizyona.
2006'da Omen izlememizi rakamsal ve tarihsel rastlantılara borçluyuz, ama ilk filmin ve devam filmlerinin gösterime girdiği 1970'li yıllarda durum daha farklıydı.
O dönem korku sineması şeytanı korku unsuru olarak kullanmayı seviyordu. Melek eskisi şeytan, beyazperdede kan ve dehşet saçıp, başarılı oldukça, şeytanlı filmlere hep yenileri eklendi. Ama 06.06.76 tarihinde vizyona giren Omen'in yeri hep başka oldu.
Omen, hem şeytana tapanlar, hem de dünyanın gidişatının kötü yönde oluğunu, kıyamet günün yaklaştığını, insanların kendilerine çeki düzen vermeleri gerektiğini düşünen tutucu Hıristiyanlar tarafından büyük bir coşkuyla karşılanmıştı.
Diğer yanda ise eldeki malzemeyi çok iyi kullanan, yaratıcı ve bol kanlı ölüm sahneleriyle izleyenleri yerinden zıplatmayı başaran bir film vardı ortada.
Omen, vizyona girdiği 1976 yılında yapımcılarına 60 milyon dolar kazandırdı ve kısa sürede içinde de korku türünün klasikleri arasındaki yerini aldı.
11 EYLÃœL VE KATRÄ°NA
Şimdi, otuz yıl aradan sonra Omen'in yeniden çevrimiyle karşı karşıyayız.
Hikaye orijinal filmle üç aşağı beş yukarı aynı. Sadece açılış sahnelerinde günümüze yapılan göndermelerde güncelleme yapılmış.
İlk filmle neredeyse aynı olan hikayeyi tekrarlamak gerekirse; tüm olaylar şu dörtlüğün öngördüğü şekilde gelişiyor:
"...O sonsuzluk denizinden yükselecek
İki kıyıda ordular yaratacak
Ve insanı kardeşine düşman edecek
Bir tek insan kalmayana dek"
Bu, İtiraflar Kitabı'ndan bir kehanet. Anlatılanlara göre, Şeytan'ın işareti olan 666 ile işaretlenmiş bir anti-hıristiyan'ın doğumuna dek çeşitli uyarılar gelecek, savaşlar çıkacak, doğal afetler olacak. Tüm bunların ardından dünyaya gelecek olan işaretli olan ise gücünü doğrudan Şeytan'dan alacak. Ve Armageddon'ın başlangıcını haber veren krallığını dünya üzerinde kurabilmek için yeniden güçlenecek.
Şeytan filmimizde bir çocuk suretinde gösteriyor kendini ve beklenen, korkulan doğum gerçekleşiyor. Amerika'lı diplomat Robert Thorn'un karısı Kathryn, çok zor bir doğum yapmış ve doğum sırasında bebeğinin öldüğünden habersiz. Kathryn'in haberi öğrendiğinde yıkılacağını düşünen Robert, hastanenin rahibi Peder Spiletto'nun tavsiyesine uyarak bir hinlik yapıyor ve aynı gece doğarken annesini kaybeden bir bebeği karısının kucağına, kendi çocuklarıymış gibi veriveriyor.
Zavallı Kathryn, olan bitenden habersiz, Damien'ı sevgiyle kucaklayıp, büyütüyor.
Geçen zamanla birlikte işinde yükselen Thorn'un Amerika'nın İngiltere Başkonsolosu olduğunu görüyoruz. Aile Londra'ya taşındığında artık beş yaşına gelmiş olan Damien'ın etrafında garip olaylar gelişmeye başlıyor.
GENÇ YÖNETMENDEN ÖZEL TEKNİKLER
Yeni Omen'i, kendisini orijinal filmin büyük bir hayranı olarak tanımlayan John Moore yönetmiş. Moore, başarıyla tamamladığı reklam filmleri ve iki uzun metrajlı filmi Behind Enemy Lines ve bir başka yeniden çevrim olan Flight of the Phoenix'in ardından Omen için kolları sıvamış.
Genç yönetmen, gelişen teknolojinin de yardımıyla pek çok zor sahnenin altından başarıyla kalkmışa benziyor. Ölüm sahneleri, özellikle de pederin mızrak ve cam parçalarıyla ölümü tattığı sahne son derece etkileyici.
Katherine Thorn'un evin birinci katından düştüğü sahnede ise yönetmen 'libra head' adlı özel bir ekipman kullanmış. Katherine'in üzerinde şalıyla, beyaz kanatlı bir melek gibi aşağıya düştüğü bu karede şiirsel bir görsellik göze çarpıyor.
Biz görselliğe hayran kalırken aşağıya düşen oyuncu Julia Stiles'in neler çektiğinin pek farkına varmıyoruz tabii. Oysa Stiles, dublör kullanmadığı bu sahne için kendisini tutacak iplerle üç gün antrenman yapmış. İlk denemelerde ve çekimlerde ise ipin diğer ucundaki iki görevlinin bir an bile olsun dalgaya gelmemesi ya da kalp krizi geçirmemesi için dua etmiş.
DAMIEN OLMAMIÅž
Omen'de ÅŸeytanın emrindeki dadı Baylock rolünde izlediÄŸimiz Mia Farrow'u korku filmi fanatikleri, bir diÄŸer önemli ÅŸeytan filmi olan Rosemary'nin BebeÄŸi'nden hatırlayacaklardır. O filmde ÅŸeytanın tecavüz ettiÄŸi kadın olan Rosemary'yi canlandıran Farrow burada saf deÄŸiÅŸtiriyor ve ÅŸeytanın yanında yer alarak, onun için çalışıyor. Farrow'un performansı Omen'in artı hanesine yazılacaklar arasında.Â
Damien rolünde izlediğimiz Seamus Davey Fitzpatrick'in ise, ürkütücü olmaktan çok sevimli göründüğünü ve Omen'in bu noktada çuvalladığını söylemek gerek. İlk filmde şeytanın oğlunu canlandıran Harvey Stephens 'şeytan gibi çocuk' tanımlamasına daha çok uyuyordu.
06.06.06 tarihli yeni Omen, aynı 1976 yılı yapımı ilk film gibi, şeytan ve onun işaretlerini ciddiye alanları ve korku filmi fanatiklerini hedef alıyor. Ne var ki, John Moore, orijinalinin üstüne çok şey koymadan tamamlamış filmini. Başarılı ölüm sahneleri ve izleyiciyi yerinden zıplatan bir kaç sahne dışında, korku filmi fanatiklerini yakalayacak fazla bir numara yok yeni Omen'de.
Moore, gelişen teknolojinin de yardımıyla bazı noktalarda başarıyı yakalamış olsa da senaryodaki boşluklar ve mantık hataları izleyicide olumsuz etki yaratacaktır.
Ancak, yeni Omen'in en azından kıyamet alametleri konusunda ilk filme oranla çok daha doğru bir zamanlama yaptığını söyleyebiliriz. Ne de olsa, iki film arasında geçen 30 yılda şeytana yorulabilecek olaylarda büyük bir artış oldu.
Zaten yönetmen de elindeki bu avantajın farkında; "şeytanın gerçek yüzü hiç bugünkü kadar görünür olmamıştı." diyor.
Rottweiler'la korkular gerçek oldu
İzleyenler hatırlayacaktır, filmin en ürpertici sahnelerinden biri de mezarlıkta geçiyor. Bu karanlık ve tekinsiz ortamda Liev Schrieber'ın canlandırdığı Robert Thorn'un köpekle mücadelesini izliyoruz. Bu sahne çekilirken yaşananlar ise izlediklerimizin neden bu kadar gerçekçi göründüğüne açıklık getirir cinsten: Seyircinin mezarlık sahnesinde Schreiber'ın yüzünde gerçek korkuyu fark edebilmesi için, Schreiber çekimden aylar önce kullanılacak köpek ile tanıştırılır. Bu sakin, dişi bir rottweiler'dır. Fakat çekim günü daha önce tanışıp iyi anlaştığı rottweiler gelemez. Yerine erkek, çok daha büyük ve saldırgan bir köpek bulunmuştur. Aslında köpeğin oyuncunun korunan bacağından ısırması planlanırken köpek beklenenden fazla bir güç ile oyuncunun üstüne çıkar. Sonuçta kırık bir kaburga kemiği ve inanılmaz gerçeklikte bir korku sahnesi çekilmiştir.
Hexakosioihexekontahexaphobia'
Çok uzun, telaffuzu güç ve akılda tutması neredeyse imkansız olan bu kelimenin net ve kısa bir açıklaması var. Hexakosioihexekontahexaphobia, '666 korkusu' anlamına geliyor.
Evet, siz de 666 numarasından korkuyor, telefon numaranızda, arabanızın plakasında ya da banka hesap numaranızda arka arkaya üç adet 6 rakamı yan yana gelmesin diye her türlü tedbiri alıyorsanız, tüm bu davranışlarınız hexakosioihexekontahexaphobia'ya işaret ediyor.