En mübarek gece

Güncelleme Tarihi:

En mübarek gece
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 26, 2011 00:00

Ramazan, oruç ayıdır... Ramazan, Kuran ayıdır... Ramazan, şükür ayıdır... Ramazan, tövbe ayıdır... Ramazani’tikâf yani tefekkür ve Allah ile halvet olma ayıdır... Ramazan, bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi’ni içinde saklayan bir aydır.

Haberin Devamı

PEYGAMBER Efendimiz ramazan günlerinde çok Kuran okur, bol bol hayır ve hasenatta bulunurdu. Cebrail (as), Ramazan sonuna kadar her gece kendisine gelir ve Hz. Peygamber (sav) ona Kuran okuyup dinletirdi. (Buhârî, Savm, 7) Nitekim günümüzde, ramazan ayında yoğun bir şekilde hâlen uygulanan bu “mukabele” yani “karşılıklı okuyuş” geleneği buna dayanmaktadır.
Kuran’ı iki defa okumuştur
Ebû Hüreyre’nin haber verdiğine göre, Resûlullah (sav) insanları ramazan gecelerini değerlendirmeye teşvik ederek şöyle derdi: “Kim inanarak ve (sevabını yalnızca Allah’tan) umarak ramazan ayında oruç tutup, geceleri de namaz (teravih) kılarsa, annesinden doğduğu günkü gibi günahlarından arınmış olur.” (Nesâî, Sıyâm, 40) Rasûlullah (sav) ramazanın son on gününe ayrı bir önem verir, Mescid-i Saadet’te i’tikâfa girer, adeta Allah’la halvete çekilir, tefekkür, ibadet ve taatle meşgul olurdu. Peygamberimiz vefat edinceye kadar bu uygulamaya devam etmiştir. Her yıl on gün i’tikâfa girerken, vefat ettiği yıl yirmi gün i’tikâfta kalmış, o yıl ramazan ayında Cebrail’le (as) Kuran-ı Kerim’i iki defa karşılıklı okumuştur. (İbn Mâce, Sıyâm, 58)
Ramazan ayı içine gizlenmiş
Ramazanı mübarek kılan en önemli unsurlardan birisi Kadir Gecesi’dir. Bu geceye çok önem veren Rahmet Peygamberi, ramazan ayı içinde gizlenmiş olan Kadir Gecesi’ni “...Ramazan ayının son on günü içinde arayın!” buyururdu. (Muvatta’, İ’tikâf, 6) Ramazan ayının son on günü içindeki tek sayılı gecelerin Kadir Gecesi olma ihtimalinden dolayı (Buhârî, Ezân, 135) kendisi de, aile efradı ile birlikte 23., 25. ve 27. geceleri uzun süre ibadet ederek geçirirdi. (Tirmizî, Savm, 81;  Nesâî, Sehv, 103)
Ancak Kadir gecesinin ramazanın hangi gününde olduğuna ilişkin farklı rivayetler de vardır. Sahâbeden Ebû Saîd el-Hudrî’nin anlattığına göre, Resûlullah (sav)  önceleri ramazanın ilk on gününde i’tikâfa girerdi. Sonra ortasındaki on günde i’tikâfa girmeye başladı. Yirminci gece geçip de yirmi birinci geceyi karşıladığı zaman evine dönerdi. Onunla birlikte i’tikâfa girenler de evlerine giderdi.
Son 10 gündeki tek sayılı gece
Ancak bir Ramazan ayında, evine dönmeyi itiyat edindiği gece evine gitmeyip mescitte kaldı. Bir ara, hasırı eliyle tutarak çadırın bir tarafına çekti. Sonra başını dışarı çıkararak cemaate şöyle seslendi: “Ben, o Kadir Gecesi’ni aramak üzere ramazanın ilk on gününde i’tikâfa girmiştim, sonradan ayın ortasındaki on günde i’tikâf yapmaya başladım. Ardından bana bu gecenin son on günde olduğu söylendi. Dolayısıyla sizden i’tikâfa girmek isteyen (tekrar) girsin!” Resûlullah (sav), “Bana, Kadir Gecesi, tek sayılı (21, 23, 25, 27, 29 günlerde) ve sabahında çamurlu su içine secde edeceğim bir gece olarak gösterildi” buyurdu. Sahabiler yirmi birinci gecenin sabahı namaza kalktıklarında gökyüzünde tek bir bulut dahi yoktu. Derken bir bulut geldi ve birden yağmur yağmaya ve mescit akmaya başladı. (Müslim, Sıyâm,  216) Ebû Saîd el-Hudrî, Hz. Peygamber’in bahsettiği mescidin tabanından akan çamurlu suyu gözleriyle görmüştür. Anladı ki, o gece, ramazanın son on günündeki yirmi birinci gece imiş. (Müslim, Sıyâm, 213; Müslim, Sıyâm, 215)
Bin aydan daha hayırlı
Cebrail (as) tarafından Kadir Gecesi’nin ramazanın son on gününde olduğu kendisine bildirilene kadar Hz. Peygamber, önce ramazanın ilk on gününde, sonra ortasındaki on günde i’tikâfa girmişti. Ancak her defasında Cebrail (as), “Aradığın şey önünde(ki günlerde)dir.” diye uyararak nihayetinde onu son on günde i’tikâfa girmeye sevk etmişti. (Buhârî, Ezân, 135) Resûlullah, bundan böyle ramazanın son on günü i’tikâf edeceği yere çekilmiş ve ashâbına da Kadir Gecesi’ni, ramazanın son on gününde aramalarını söylemişti. (Buhari, Fadlu leyleti’l- kadr, 3;  Tirmizî, Savm, 72)
Ramazan ayının mübarekliği, Kadir Gecesi’nin bu ay içerisinde yer alması ile ilgilidir. Peygamber Efendimiz, “... Bu ayda öyle bir gece vardır ki, bin aydan daha hayırlıdır. Bu gecenin hayrından mahrum kalan, bin ayın hayrından mahrum kalmış gibidir.” (Nesâî, Sıyâm, 5) buyurarak Kadir Gecesi’nin önemi hakkında bize ipuçları vermiştir.

Haberin Devamı

‘Her geleni Hızır, her geceyi Kadir bil!’

Haberin Devamı

(Buhârî, Fadlu leyleti’l-kadr, 2) Bazı hadis rivayetlerinde Kadir Gecesi’nin ramazanın yirmi yedinci gecesi olduğu ifade edildiği için (Müslim, Salâtü’l-müsâfirîn ve kasruhâ, 179) İslâm âleminde ağırlıklı olarak bu gece Kadir Gecesi olarak kabul edilmektedir ve ibadetle değerlendirilmeye çalışılmaktadır. Aslında Kadir Gecesi’nin kesin olarak belirlenmemiş olması, ramazanın her gecesinin Kadir Gecesi imiş gibi geçirilmesi gerektiği anlamına gelmektedir.  “Her geleni Hızır, her geceyi Kadir bil!” sözü de bunu ifade etmektedir.

Kuran’ın indirildiği gece

Kadir Gecesi’nin mübarek bir gece olması ise, özellikle Kuran-ı Kerim’in bu gecede indirilmeye başlamış olmasından kaynaklanmaktadır. Kadir Sûresi’nde bu husus şöyle anlatılmaktadır: “Şüphesiz, biz onu (Kuran’ı) Kadir Gecesi’nde indirdik. Kadir Gecesi’nin ne olduğunu sen ne bileceksin! Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve Ruh (Cebrail) o gecede, Rablerinin izniyle her türlü iş için iner de iner. O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir.” (Kadir, 97/1-5) Ayrıca Duhân Sûresi’nde yer alan “Biz onu (Kuran’ı) mübarek bir gecede indirdik.” (Duhân, 44/3) âyetinde de Kadir Gecesi’nin kastedildiği âlimlerimiz tarafından belirtilmektedir. (İbn Kesîr, Tefsîr, VII/245)

Kadir Gecesi duası

Haberin Devamı

Böyle faziletli bir gece hakkında Resûlullah (sav): “Her kim inanarak ve (sevabını Allah’tan) umarak Kadir Gecesi’ni ibadetle geçirirse geçmiş günahları bağışlanır. Her kim Ramazan orucunu inanarak tutarsa geçmiş günahları bağışlanır.” (Buhârî, Savm, 6; Buhârî, Îmân, 25) buyurmuş ve Kadir Gecesi’nde hangi duayı okuması gerektiğini soran Hz. Âişe’ye: “Allah’ım sen affedicisin, ikram sahibisin, affetmeyi seversin, beni de affet.” şeklinde dua etmesini tavsiye etmiştir. ( Tirmizî, Deavât, 84)

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!