Güncelleme Tarihi:
HEYKELTIRAŞ Mehmet Aksoy, tartışmalara neden olan Kars’taki ‘İnsanlık Anıtı’ heykeliyle ilgili fotoğraf yarışması düzenledi. Aksoy, yaptığı yazılı açıklamada, fotoğrafçıların, yarım kalmış anıtı fotoğraflayabileceğini ya da açıklamalardan esinlenerek hazırlayacakları görsellerle yarışmaya katılabileceğini belirtti.
Seçici kurulunda Mehmet Aksoy’un yanı sıra Prof. Mehmet Bayhan, Emine Ceylan, İsa Çelik ve Prof. Dr. Özer Kanburoğlu’nun yer aldığı ‘İnsanlık Anıtı Ulusal Fotoğraf Yarışması’nın son katılım tarihi 13 Mayıs olarak belirlendi. Sonuçları 21 Mayıs 2011’de açıklanacak yarışmanın birincisi 3 bin, ikincisi 2 bin, üçüncüsü ise bin TL ile ödüllendirilecek. Seçici kurulun belirleyeceği üç eser de mansiyon alacak ve 500’er TL’nin sahibi olacak. Mehmet Aksoy, toplam 7 bin 500 TL’lik ödülün kendisi tarafından karşılanacağını bildirdi. Katılımcılar, daha önce ödül almamış en fazla üç eserini, ‘heykelfotograf@gmail.com’ adresine göndererek yarışmada yer alabilecek. Ödül alan fotoğrafların yanı sıra seçici kurulun başarılı bulduğu 40 fotoğraf, sergilenecek.
‘Neden yıkılamaz’ paneli
Bu arada UPSD (Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği), yarın saat 14.00 – 16.30 arası, Beşiktaş Belediyesi Akatlar Kültür Merkezi’nde “Mehmet Aksoy’un İnsanlık Anıtı neden yıkılamaz” başlıklı bir panel düzenliyor. Mehmet Aksoy’un yapıtının neden yıkılamayacağının etik, sanatsal, hukuki ve siyasi boyutlarda ele alınacağı paneli Bedri Baykam yönetecek. Panele Tarık Akan, Mehmet Aksoy, Oktay Ekinci, Müjdat Gezen, Ercan Karakaş, Av. Turgut Kazan, Eyüp Muhçu, Fazıl Say ve Prof. Celâl Şengör konuşmacı olarak katılacak.
Katılımcıların duygularımı paylaşacaklarına inanıyorum
Mehmet Aksoy yarışmayla ilgili yaptığı açıklamada, “Çocuklarımızı kin, nefret, şiddet, kan, intikam, düşmanlık kavramlarıyla kuşatmamalıyız. Sevgiyle kucaklayıp sevgiyle beslemeliyiz. Kalpleri barışa kanat çırpsın, tüy kadar hafif olsun. Ben bu düşünce ve duygularla heykeli yaptım. Katılımcıların da duygularımı paylaşacağına ve çalışmamdaki içerikten esinlenerek fotoğraflar hazırlayacağına inanıyorum” dedi.
DİĞER HABERLER
‘Karl Marx asıl 21. yüzyılın filozofu’
Sefa KAPLAN
BİRBİRİNDEN ilginç kitaplarıyla Marksist olsun olmasın okuryazar kesimi derinden etkileyen tarihçi Prof. Eric Hobsbawn, ‘How to Change the World (Dünya Nasıl Değişir)’ adlı yeni çalışmasıyla gündemde. Ocak ayında yayımlanan ve o gün bugündür Batılı entelektüel çevrelerde tartışılan kitap, Marksizm’e ilişkin yeni yorumları da beraberinde getiriyor. Kapitalizmin içine girdiği krizle birlikte herkesin dönüp Marx’a bakmaya başladığını hatırlatan Eric Hobsbawn, sol kesimlerdeki umutsuzluğun aksine, iş dünyasının bu ilginin asıl merkezi olduğun söylüyor. Hatırlanacağı gibi, iki yıl önce bizde de İshak Alaton, Marx’ı yeniden okumak ve keşfetmek gerektiğini dile getirmişti.
Brezilya modeli
Marx’ın ta 1848’lerde küreselleşmeyi öngördüğünü hatırlatan ünlü tarihçi, kapitalizmin kriziyle birlikte Marksist teori aracılığıyla çıkış yolları aranmasının ironik olduğunu vurguluyor. Kendisini ideolojik olarak Latin Amerika’da evindeymiş gibi hissettiğini belirten Hobsbawn, Brezilya İşçi Partisi’nin kurduğu ittifaklar ve uyguladığı politikalarla yeniden sol düşünmek isteyenlere sağlam ipuçları sunduğunu ifade ediyor.
Umutsuzluğa kapılmadım
1968’deki kadar geniş kitlelerin ilgisini çekmese de İngiltere’de başlayan öğrenci hareketlerinin umut verici olduğunu kaydeden Hobsbawn, gençlerin kendisini solda hissetmesinin ve temel haklar için mücadele etmesinin, borsada kariyer peşinde koşmaktan daha iyi olduğunu da sık sık dile getiriyor. Marx’ı inkâr etmenin mümkün olmadığının er veya geç anlaşılacağını düşündüğü için kişisel olarak hiçbir zaman umutsuzluğa kapılmadığını söyleyen ünlü tarihçi, Marx’ın sadece yaşadığı yüzyılın değil, asıl 21. yüzyılın filozofu olduğunu da vurguluyor. Hobsbawn, çok uzak olmayan bir gelecekte bir gün kapitalizmin ortadan kalkacağına veya krizler dolayısıyla tamamen farklı bir kimliğe bürüneceğine de hâlâ inanıyor.
Dünyanın en büyük tarihçilerinden biri Prof. Eric Hobsbawn. 93 yaşında ‘How to Change the World (Dünya Nasıl Değişir)’ isimli bir kitap yazan ünlü tarihçi, hâlâ Marksist olduğunu ve sadece Latin Amerika ülkelerinde kendini evinde gibi hissettiğini söylüyor.
SOVYETLER’E İLK KARŞI ÇIKANLARDAN BİRİYDİ
1917 yılında İngliz sömürgesi olduğu dönemde İskenderiye’de doğan Eric Hob-sbawn, hayatını Londra’da sürdürüyor. İlk gençliğinden bu yana komünist örgütlere üye olan Hobsbawn, Sovyet işgallerine karşı sesini ilk yükselten kişi olarak da biliniyor. İlerlemiş yaşına rağmen üretmeyi sürdüren ünlü tarihçinin bütün kitapları Türkçeye de çevrilmiş duruma. İşte onlardan bazıları: Tarih Üzerine. Devrimler Çağı, İmparatorluk Çağı, Sermaye Çağı, Geleneğin İcadı, Aşırılıklar Çağı.
Kekeme olduğum Altan Erbulak’ın şakasıydı
DÜN sayfamızda yayımlanan Reha Erus imzalı ‘Tarihin kekeme kralları’ başlıklı haberde ünlü sunucu Halit Kıvanç’ın da çocukluğunda kekeme olduğu bilgisi yer almıştı. Kıvanç bu bilginin yanlış olduğunu ve uzun yıllar öncesine ait bir esprinin bugün karşısına çıktığına şaşırdığını söyledi. Halit Kıvanç, olayın aslını şöyle anlattı:
Daha 1 yaşıma gelmeden konuşmaya başlamışım
“Yıllar önce, rahmetle andığım büyük komedi ustası Altan Erbulak ile ikili şov yapıyorduk. Bu amaçla bizim evde toplanmıştık. Rahmetli annem bir ara içeri girdi ve Altan’a ‘Bu Halit oğlum var ya, daha yaşı gelmeden konuşmuştu, bazı kelimeler söylemeye çalışıyordu. Bunu gören bir komşu gidip, evindeki kanaryayı kafesiyle getirdi ve Halit’in ağzına kafesteki kuşun kabından su döktü. Bak görüyor musun şimdi nasıl konuşuyor’ demişti. Altan da bunu sahne esprine dönüştürdü. “Halit doğmuş, konuşsun diye kanarya suyu içirmişler ama şimdi ötmeyen kanaryalara Halit Kıvanç’ın suyunu içiriyorlar’ diye anlatır, bir de abartarak on iki, hatta on beş yaşına kadar konuşamadığımı söylerdi. İnsanlar bu espriye senelerce gülmüştür.”
Allianoi diye bir yer yok orası Paşa Kaplıcası
DHA
ÇEVRE ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, dün Bolu’da Allianoi diye bir yer olmadığını yineledi. Eroğlu, Bolu Belediyesi’nin üniversite öğrencilerine vereceği dizüstü bilgisayarların dağıtım töreni için geldiği kentte, Bergama’daki Allianoi antik kentinin sular altında kalmasının hatırlatılması üzerine şöyle konuştu: “Zaten sular altındaydı. Tarihte Allianoi diye bir yer yok. Geçmişte Roma döneminde birtakım hamamlar varmış. Sonra tahrip olmuş. Daha sonra Paşa Kaplıcası olarak kullanılmış. Biz arkeolojik kazılar yaptık, parasını verdik. Kazıları yaptırdık. Yaklaşık 8 milyon TL, DSİ’nin desteği oldu, eserler kurtarılsın diye. Peri kızı alındı, Bergama Müzesi’ne gönderildi. Bilim adamlarının tavsiyeleri doğrultusunda ne yapılması gerekiyorsa onu yaptık. Şunu anlayamıyorum; bulan biziz, kurtaran biziz, para desteği veren biziz. Tarihi eserleri korumak için ne istiyorlarsa yapalım. Ondan sonra hedef tahtası oluyoruz.”