Güncelleme Tarihi:
ATATÜRK, Dolmabahçe Sarayı’nda, 71 numaralı odada hayata gözlerini yumduğunda, başucunda, dokuzu beş geçeyi gösteren saatin yanında bir de mor şişe vardı. Merak edilen, Ata’nın en sevdiği koku yıllar sonra, koleksiyoner Bekir Kantarcı’nın, “Gılaf-ı Reyya” yani, “Güzel koku kılıfı” anlamına gelen, Osmanlı’dan günümüze koku şişelerinin yer aldığı sergide günyüzüne çıkıp, İstanbullularla buluştu. 22 Mayıs’a kadar gezilebilecek serginin danışmanlığını Prof. Dr. Üzlifat Özgümüş ve Beste Gürsü üstlendi.
500 ESER SERGİLENİYOR
Türk ve İslam Eserleri Müzesi’nde düzenlenen sergide, parfüm şişelerinden buhurdanlık ve gülabdanlara, Osmanlı’dan kalma koku sandıklarından sunum tablalarına, eski parfüm damıtma makinelerinden çubuk şişe ve koku kolyelerine, Beykoz camlarından Avrupa kristallerine 500’ü aşkın birbirinden değerli eser yer alıyor.
İslam sanat tarihi araştırmacısı ve koleksiyoner Bekir Kantarcı’nın, dünyanın değişik coğrafyalarından 30 yıldır özenle topladığı koku ve parfüm şişeleri, 18’inci yüzyıldan bu yana, son üç asrın koku kültürüne ve literatürüne de ışık tutuyor.
MÜZE KURULACAK
Kantarcı, fuarları incelemek için gittiği ülkelerde kokunun gizemli tarihine yolculuk yaptıkça, bu kokuların itinayla saklandığı şişelere olan ilgisi de artmış. İçinde nice hikâyeler barındıran antika parfüm şişelerini toplamaya başlamış. Kantarcı, serginin dünyada 50’den fazla örneği olan ve İstanbul’da açmayı planladıkları “Koku müzesi” projesinin bir başlangıç adımı olacağını söyledi.
ATATÜRK’ÜN PARFÜMÜ
BEKİR Kantarcı, Atatürk’ün kullandığı ancak artık üretilmeyen, Bourjois-Soir de Paris (Paris Akşamı) marka parfümü sergiye dahil etti. Mor şişesiyle meşhur Fransız parfümünün üretimi 1969’da durdurulmuş. Kantarcı, Atatürk’ün başucundan ayırmadığı şişenin birebir aynısını bulup, koleksiyona büyük değer kattı.