'En büyük zararı adalet gördü'

BASKI, ŞİDDET BİZİ YILDIRAMAZ
“(İş Bankası hisseleri) Atatürk’ün vasiyeti... Vasiyet herkesin mal varlığı varsa yapabileceği ve hukuk güvencesi altında olan bir iradedir. Mustafa Kemal Atatürk de ölmeden önce kendi el yazısıyla vasiyetini yazıyor. Vasiyet zaten geçerli. İş Bankası’ndaki Atatürk’e ait hisseler bize ait değil. Biz temsil ediyoruz yalnızca. ‘Hazine’ye alacağım’ diyor. Ortada Türkiye’nin en büyük özel bankası var. Dünyada saygınlığı olan bir banka. Şimdi ‘o bankaya el koyacağım’ diyor. Kenan Evren de aynısını yaptı, o da bir diktatördü. Sen de aynısını yapıyorsun, sen de bir diktatörsün. Bütün bankaları, kamu bankalarını perişan ettiniz. İçini boşaltınız, işsizlik fonundan paraları aktardınız, bankaları kurtarmaya çalışıyorsunuz. Şimdi İş Bankası’nda para var, ‘İş Bankası’nı nasıl ele geçiririz, nasıl hortumlarız’ın hesabını yapıyor. Her mücadeleyi yapacağız hukuk zemininde. Türkiye sahipsiz bir devlet değildir. Baskı, şiddet bizi yıldıramaz. Mahkemeleri aracılığıyla her türlü numarayı çekiyorlar. Bunların hiçbirisi bizi ıskalamaz, vız gelir tırıs gider. Biz inandığımız yolda; korkmadan çekinmeden yüreklice yürürüz. Çünkü biz sarayın partisi değil, halkın partisiyiz. Birilerinin önünde diz çökenler değiliz biz. Biz birilerinin yaptığı gibi sözde milliyetçi değiliz. Biz özde ve Türkiye’nin çıkarlarını savunan milliyetçi, devrimci, halkçı bir partiyiz.

CEMAL KAŞIKÇI TEPKİSİ
Türkiye üçüncü dünya ülkelerinin bile operasyon yaptığı bir ülke haline döndü. Bir gazeteci Suudi Arabistan Konsolosluğu’nda öldürüldü. Şimdi telefonla konuşuyorlar. Trump ile konuşamıyor ama Suudi Kralı ile konuşuyor. Ne konuşacaksın, ne söyleyeceksin? Niye gereğini yapmıyorsun? Bir gazeteci senin ülkende nasıl öldürülür? Bunun hakkına niye sahip çıkmıyorsun? Öldürüldü, nereye gömüldüğü de belli değil. Bunları nereden öğreniyoruz hep Batı’dan öğreniyoruz. Ama Türkiye vatandaşlarının bilmesi yasak.”

HASTAENLERİM 'KALP PİLİ' YAZISI
Gazi Hastanesi’nin ‘Hayati öneme haiz olan işlemlere devam edin’ diyen bir belgesini göstermiştim. Beyefendi rahatsız olmuş. ‘Yahu yalan olur da böylesi olur mu? Atıyorsun da dikkatli at’ diye beni suçluyor. Kim yalan söylüyor? Yalnızca bir tane belge olsa yine neyse. Ordu Devlet Hastanesi’nin belgesi burada; ‘Aciliyet arz eden vakalar hariç kalp kapak kalp pili ameliyatı yapmayın.’ Karadeniz Teknik Üniversitesi’nin yazısı da var. Ben sormak istiyorum. Kim yalan söylüyor? Bu belgeler yalansa, bu belgelerin altına imza atanları görevden alın. Tamamı doğru. Meydanı bulmuş ya, alkış da var, ağzına ne geldiyse konuşuyor. Erdoğan’a yakışıyor yalan söylemek, makama yakışmıyor. Devleti yöneten kişilerin ahlaklı olması lazım.

BRUNSON SORUSU: NE OLDU DA VERDİN
BU papaz işi var ya papaz işi. Türkiye’nin hangi hale sokulduğuna bir bakın. Papaza casus, ajan, terörist ve teröriste destek veriyor dediler. 11 Ocak’ta Erdoğan şu açıklamayı yapıyor; ‘bu fakir bu görevde olduğu sürece o teröristi alamazsın.’ Erdoğan görevden ayrıldı mı? Ayrılmadı. Brunson nerede, Amerika’da. Polis Akademisi’nde konuşuyor; ‘ver papazı al papazı’ dedim. Bizim papaz gitti. E hani sen terörist, casus diyordun, vermem diyordun. Ne oldu da verdin? Sen Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin onuruyla nasıl oynarsın?

KİMSİN SEN
Amerika cephesine bakalım. Mustafa Kemal’in Türkiye’sini tehdit ediyor, kimsin sen? Hani sen aslandın, kaplandın, papazı almadan papazı vermeyecektin ne oldu? Çakma kahramanlarla Türkiye yönetilemez. Mahkeme toplanıyor, gizli tanıklar ifadelerinden vazgeçiyor. Bu gizli tanıklar niye yargıyı aldatmaktan tutuklanmadı? En büyük zararı adalet gördü. Brunson’ın serbest bırakılacağını Amerikalılardan duyduk. Sayın Bahçeli’ye çağrıda bulunuyorum; Türkiye’nin onuruyla oynayan, Türkiye’yi uluslararası arenada zor duruma sokan bu hükümete ve saraya destek vermeyi sürdürecek misin? Türkiye’yi tehdit ettiler, tehdide boyun eğdiler.