Güncelleme Tarihi:
Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Ofisi’nde düzenlenen Dijital Dünya Çalıştayı’nda konuşan Fahrettin Altun özetle şunları söyledi: “Dünyanın belirli bir bölgesinde kümelenmiş bir avuç şirket, hakikatin tekelinin ellerinde bulunduğunu iddia ediyorlar. Bunu da çekinmeden yapıyorlar. Bir yandan siyasetçileri ‘şiddeti teşvik ettiği’ gerekçesiyle susturuyorlar. Öte yandan aynı küresel şirketler, terör propagandasına ortak olmaya, bunu da bile isteye yapmaya devam ediyorlar. Nitekim ABD ve AB’nin terör listesindeki PKK’nın veya 15 Temmuz’da 251 masum insanı katleden FETÖ’nün elebaşıları, sosyal medya platformlarında serbestçe propaganda yapmaya devam ediyorlar. Buna ilaveten ülkemiz terör örgütleriyle bağlantılı hesapların kapatılmasını istediğinde otoriterlikle ve ifade özgürlüğüne saygı göstermemekle itham ediliyor.
MİLLİ GÜVENLİK SORUNU
Yurt içi ve yurt dışı kaynaklı yalan haber akışı aynı zamanda vatandaşın devletle ilişkisini zehirlemeyi, kurumlara olan güveni erozyona uğratmayı hedefliyor. Özellikle dezenformasyon direnci düşük olan kesimler kolayca etki altına alınabiliyor. Yurtdışı kaynaklı dezenformasyonu bir ‘milli güvenlik sorunu’ olarak görüyor; buna karşı gerekli tedbirleri almaya çalışıyoruz. İletişim Başkanlığı olarak bu konuda savunmacı ve pasif değil, agresif ve proaktif bir yaklaşım benimsiyoruz.
DİJİTAL GAZETECİLİĞİN STANDARDI OLSUN
Dijitalleşme sürecinin medya alanındaki yan etkisi de haberciliğin tıklanma sayılarına ve okunma sürelerine indirgenmesi, sansasyonel içeriklerin kamu yararının önüne geçmesi. İnternet ana akım medyanın bir parçası haline gelirken bu gerçeğe gözümüzü kapatamayız. Mevzuatımızın zamanın koşullarına uygun hale getirilmesi önemli bir gerekliliktir. Hep birlikte internet gazeteciliğinin mesleki standartlarını ortaya koymalı, bu alanı rasyonel ve şeffaf bir şekilde düzenlemeliyiz. Bu adımların atılması, karşı karşıya olduğumuz bazı tehditlerin bertaraf edilmesine de katkı sağlayacaktır.”