Güncelleme Tarihi:
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 15 Temmuz darbe girişiminin ardından yürüttüğü FETÖ/PDY soruşturması kapsamında 129 kişiyle birlikte Basri Aktepe de gözaltına alındı. Aktepe, Emniyet’teki işlemlerinin ardından sevk edildiği nöbetçi mahkeme tarafından da 7 Eylül’de tutuklanarak cezaevine gönderildi. Milliyet’ten Tolga Şardan’ın dünkü haberiyle tutuklandığı ortaya çıkan Basri Aktepe’nin adı Türkiye’nin yakın dönemindeki birçok önemli olayda geçiyordu. 17-25 Aralık sürecinden sonra kızağa çekilen Basri Aktepe’nin ismi, Emniyet’in 1999 yılında hazırladığı “Fetullah Gülen ve Işık Tarikatı” isimli raporda da yer alıyordu.
DEVLET BURSUYLA ABD
Basri Aktepe, Polis Akademisi’nden 1987 yılında mezun oldu. Komiser rütbesinde İstihbarat Grup Amiri olarak çalışırken 1990’da devlet bursuyla ABD’ye gitti. 1996’da FBI National Academy mezunu bir emniyet amiri olarak Türkiye’ye döndü. Emniyet İstihbarat Dairesi Bilgi İşlem Müdürü olarak atandı.
Aktepe örneğini New York’ta gördüğü kameralarla kenti izleyerek suçla mücadele yöntemini İstanbul’da da uygulamak istedi. Emniyet İstihbarat Dairesi’nde 1998’de özel bir ekip kuruldu. Bütçe sınırsızdı. Amerika’dan alınan teknik cihazlar kentin birçok yerine kuruldu. Sistemin ismi Mobil Elektronik Sistem Entegrasyonu yani kısaca MOBESE oldu. Basri Aktepe 2005’te Hürriyet’e verdiği bir röportajda MOBESE isminin, sistemin kurucularının baş harflerini taşıdığını açıkladı: M’si; Mustafa Hararcı, O’su; Osman Nihat Şen’i, B’si; Basri Aktepe’yi, E’si; Erim Çoban’ı, S’si; Süleyman Demirci’yi, E’si ise Erdoğan Toprakman’ı temsil ediyordu.
2005’TEN SONRA YÜKSELDİ
Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün 1999 yılında hazırladığı, Fetullah Gülen’in Türkiye’yi terk etmesine neden olan rapor diye anılan ‘Fetullah Gülen ve Işık Tarikatı’ raporunda Basri Aktepe’nin ismi 15. sırada yer aldı. Dönemin İstanbul Organize Suçlar Şube Müdürü Adil Serdar Saçan da 2002 yılında cemaatle ilgili yürüttüğü soruşturmada Basri Aktepe’nin ismine yer verdi.
Basri Aktepe, 2005’te, MİT, Emniyet ve Jandarma’nın yaptığı telefon dinlemelerini tek bir merkezde toplayan Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın (TİB) kurulması çalışmalarında rol aldı.
2006’da o dönem Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan tarafından TİB’in Teknik Daire Başkanlığı görevine atandı. TİB; Ergenekon, Balyoz, Hrant Dink suikasti, Zirve Yayınevi katliamı gibi kritik soruşturmalarda aktif rol aldı.
TİB’DEN GES’E KADAR
Genelkurmay Başkanlığı bünyesinde faaliyet yürüten ve çok geniş elektronik istihbarat olanakları bulunan Gölbaşı Bayrak Garnizonu’ndaki Genelkurmay Elektronik Sistemler (GES) Komutanlığı 2011’de tüm teknik cihazlarıyla birlikte MİT’e devredildi. GES’in ismi MİT Elektronik ve Teknik İstihbarat (ETİ) Başkanlığı olarak değiştirildi. Kurumun başına o dönem TİB Teknik Daire Başkanı Basri Aktepe atandı.
‘BÖCEK’ BULAN EKİBİN BAŞI
2012’de, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ofisi de dahil 3 noktada ‘böcek’ ismi verilen dinleme cihazları bulundu. Cihazları bulan MİT ekibinin başında Basri Aktepe vardı. MİT ‘böcek’lerle ilgili geniş çapta araştırma başlattı. Basri Aktepe’nin hızlı yükselişi 17-25 Aralık operasyonuyla durdu. MİT Başkanı Hakan Fidan 25 Aralık’tan sonra Basri Aktepe’yi aktif görevden alarak kızağa çekti.
İFADESİNE HÜRRİYET ULAŞTI: DEVLETİMİ SATMADIM, İHANET ETMEDİM
MİT’te 2010’dan beri Elektronik ve Teknik İstihbarat Başkanı olarak görev yapan Basri Aktepe, savcılık ifadesinde FETÖ üyeliği suçlamasını reddetti ve “Böyle bir suçlama benim için onur kırıcı bir durumdur. Devletimi satmadım ve ihanet etmedim” dedi. Savcılık, Aktepe’de ele geçirilen FETÖ üyelerinin nasıl savunma yapmaları gerektiğine ilişkin belgeyi de sordu. Aktepe “Kimse bana bu tür tavsiye, yönlendirmelerde bulunmadı bu belge ve bilgilerden haberim yok” yanıtını verdi. Aktepe özetle şöyle dedi:
FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü’yle bağlantım veya sempatizanlığım yoktur. Yaklaşık 10 yıl kadar önce Asya Termal’e Kemalettin Özdemir’in aracılığıyla 2-3 günlüğüne gittim. Kaldığım devremülk Özdemir’in olabilir. 1983’te Özdemir ile tanıştım. 2002-2003’e kadar kadar zaman zaman görüşmelerimiz oldu. İlahiyat profesörü olması nedeniyle dini sohbetlerim oldu.
FETÖ adına yapılan toplantılara katılmadım. İstihbaratçı olmam hasebiyle FETÖ içerisinde kullanılan abi, abla, şakirt, ışık evi, himmet terimlerinin ne anlama geldiğini çok iyi bilirim. Bu örgütün jargonudur.
Tango, ByLock gibi haberleşme programını kullanmadım. Hayatımda hiçbir zaman akıllı telefon kullanmadım. Tüm telefonlarım mekaniktir.
TİB Teknik Daire Başkanlığı kuruluş aşamasında teknik alt yapıyı kurmak için yatay geçiş yaptım. MİT’in alt yapısının daha kabiliyetli hale getirilmesi açısından farklı sistemler kurulması için çalıştım. Ayrıntılı bilgileri vermem uygun olmaz, detayını MİT’ten öğrenebilirsiniz.
15 Temmuz’da gündüz ne yaptığımı hatırlamıyorum. Akşam evdeydim, sabaha kadar TV’den olanları izledim. Ertesi gün evimden dışarı çıkmadım.
35 yıldır bu memlekette anayasal düzeni yıkmaya çalışanlarla mücadele ettim. Böyle bir suçlamayı kesinlikle kabul etmiyorum. Böyle bir suçlama benim için onur kırıcı bir durumdur. Ben devletimi satmadım ve ihanet etmedim
Kimse Yok Mu Derneği, Samanyolu ile irtibatım yoktur. Belki Kimse Yok Mu Derneği ve benzeri derneklere terör örgütü olduğunu bilmeden SMS yoluyla bağış yapmış olabilirim.
(Hâkimlik ifadesinde) ByLock kullandığım ispatlanırsa her türlü cezayı kabul ederim ancak kullanmış olmam mümkün değildir. Türkiye’ye MOBESE sistemini kuran kişi benim. Cumhurbaşkanlığı’ndaki ‘böceği’ bulan benim, 12 gün gece gündüz uyumadan devletime bilgileri bildiren kişi benim. Devlete bu kadar hizmet etmiş olmama rağmen bu şekilde huzura gelmem beni gerçekten çok üzmektedir, Burada iddia edilen meselelerle ilgili ispatlanacak belgeler önüme getirilsin bütün cezaları kabul ederim.” (Mesut Hasan BENLİ / ANKARA)