Güncelleme Tarihi:
CNN International'ın Bay Soru/Cevap'ı Riz Khan, dünyanın en çok seyredilen televizyoncusu
RİZ Khan, CNN izleyicilerinin pek yakından tanıdıkları bir sima.
Q&A (Soru-Cevap) programının 38 yaşındaki sempatik sunucusu, Aden, Yemen doğumlu. Annesi Yemenli, babası ise Hintli.
Esas adı Rıdvan Ahmed Khan. Söylediğine göre, Riz, Rıdvan'ın Urduca telaffuzunun kısaltılmışı. Yemen'de 1966 yılında olaylar patlak verdiğinde ailesiyle İngiltere'ye göçetmiş. Hatta İngiltere'ye giderken iki, üç ay Türkiye'de kaldığını anımsıyor.
Hillary Clinton'dan, Ürdün'ün eski Kraliçesi Nur'a, Netanyahu'dan Gorbaçov'a sayısız kişiyi programında ağırlayan Riz Khan, işlerinin son derece yoğun olması nedeniyle henüz evlenmeye fırsat bulamamış.
‘‘Evlilik erkekler için mesele değil ama artık çoluk çocuğa karışacak yaşa geldim’’ diyor. Gençlerden bile enerjik olmasını genlerine bağlıyor. Kendisine vakit ayıraiğinde ağırlık kaldırıyor ve şimdilerde pek moda olan akido yapıyor.
CNN Türk'ün birinci kuruluş yıldönümü için İstanbul'a gelen Riz Khan ile Hürriyet Medya Towers'ta konuştuk.
Dünya sizi CNN'den tanıyor... Daha önce hangi televizyonda çalıştınız?
- Kariyerimi BBC'de yaptım. 1991 yılında BBC World Service'te hem sunuculuk hem muhabirlik yaparken CNN benimle çalışmak istediği bildirdi. Ancak reddettim. Çünkü o sıralar ABD'ye taşınmak gibi bir niyetim yoktu. Londra'da kendimi iyi hissediyordum... CNN teklifini iki kez yineledi. Hem sunuculuk, hem muhabirlik önerisini getirince bu kez reddedemedim. Çünkü her muhabir sunuculuk yapmak ister. CNN'de yedi buçuk yılımı doldurdum. Artık Atlanta'da yaşıyorum. Q&A programı ise 1996 yılından beri devam ediyor.
ÜNLÜLERLE KONUŞMAK ZEVKLİ
Yılda kaç söyleşi yapıyorsunuz?
- Binden fazla. Unutmayın, üç saat arayla günde iki program yapıyorum. Bir tanesi CNN İnternational için, diğeri Asya için.
O halde kalabalık bir ekiple çalışıyorsunuz?
- Esas ekip beş, altı kişi. Çoğunlukla editörler. Ancak CNN'in diğer programlarındaki arkadaşlar da yardım ediyorlar. Yani ekibin sayısı değişiyor. Ama çok büyük bir kadro olmadığımızı söyleyebilirim.
Programa hazırlanmak kaç saatinizi alıyor?
- Sıcak haber olduğunda tahmin edebileceğiniz gibi fazla vaktim olmuyor. Hemen programa geçmek zorunda kalıyoruz. O zaman bilgime ve deneyimlerime güveniyorum. Çoğunlukla ekipteki araştırmacı arkadaşların hazırladıkları dosyalar, okunucak başka malzemelerle eve giderim. Diyelim saat sekizde evdeyim en az geceyarısına kadar okumakla geçiyor vaktim. Sabahları saat 5.30'da kalkıyorum.
Pek az uyuyorsunuz?
- Evet genellikle 5,5 saat. Bazen altı da olabiliyor. Ancak beş buçuk saatin altına düşersem kötü. Herhangi bir yerde uyuya kalabilirim.
Tüm programlarınız ilgi çekiyor. Konularınızı nasıl seçiyorsunuz?
- Her gün toplantılar yapıyoruz. Fikir jimnastiği önemli. Programdaki konular esasında üç çeşit. Sıcak haberler, gündemde tartışılanlar şeyler mesela silahların kontrolü, kürtaj gibi meseleler ve ünlülerle söyleşiler.
En fazla hangisi severek yapıyorsunuz?
- Hepsini seviyorum ama peşpeşe olmamaları koşuluyla. Tabii ünlülerle konuşmak son derece zevkli.
YATAĞIMI ÖZLÜYORUM
Anladığım kadarıyla çok seyahat ediyorsunuz?
- Bu yılın sonuna kadar hesaplarıma göre 90 kereden fazla uçağa binmiş olacağım. Yatağımdan fazla uçakta uyuyorum zaten. Uçaktan fazla rahatsız olduğum yok ama doğrusunu isterseniz yatağımı da özlüyorum.
İstediniz anda istediğiniz kişiye ulaşmak, randevu almak kolay oluyor mu?
- Başlarda zordu elbet. Programı kimse tanımıyordu. Ama dört yıl sonra her şey değişti. Q&A programını herkes izliyor, tanıyor. mesela Başbakanınız Bülent Ecevit'e ulaşmak zor olmadı. Çünkü kendisi programımızı gayet iyi tanıyor, izliyordu.
Kaç kişi izliyor sizi?
- CNN'in yarım milyar kişiye ulaştığını sanıyorum. Tam rakam yok elimde ama sanırım öyle. Q&A programı için de tam bir sayı yok. Ancak size şunu söyleyebilirim. Geçenlerde Hindistan'daydım. Hintli bir gazeteci bana şu soruyu sordu ‘‘Dünyanın en fazla seyredilen kişisi olmak nasıl bir his’’Nereden bu kanıya vardığını sordum ‘‘Çünkü CNN dünyanın en fazla izlenen televizyonu ve sizin programınız da en çok izlenen program. Herkes sizi tanıyor ve güveniyor’’dedi. Dünyanın en fazla izlenen ve güvenilen kişisi olduğumu da öğrenmiş oldum böylelikle. Dünyanın dört bir yanından e-posta alıyorum. Geçenlerde okyanusun ortasında seyahat eden bir gemiden e-posta aldım. Ayrıca programımız interaktif bir program. Herkes katılabiliyor. İnternet bizim daha da fazla ülkeyle iletişim kurmamızı sağlayabiliyor.
En fazla hangi programdan etkilendiğinizi hatırlayabiliyor musunuz?
- Gençken parapsikolojiyle ilginiyordum. Bir programımda, İngiltere'de yaşayan İsrailli medyum, telepatist Uri Geller'i ağırlamıştım. Tüm dikkatimi verdim, hiçbir şey kaçırmadığıma eminim. Yaptıklarında asla hile yoktu. Çok etkilendim. Bir dakika içersinde elindeki kaşığı eğdi. Kendisini kaptırdığında elindeki anahtarı birkaç saniye içersinde büküvermişti.
DAHA İYİ YAPANI KISKANMAM
Q&A programı kaç yıl daha devam edebilir sizce?
- Orasını bilemem. Hayat sürprizlerle dolu. Ama kafamda başka projeler de var. Belgesel, çok özel röportajlar gibi. Hayat bana şimdiye kadar cömert davrandı. İşimi çok seviyorum. Birisi bana bu işi yaptığıma göre rekabeti çok sevdiğimi söylemişti.
Hırslısınız da?
- Rekabet ile hırsı karıştırmamak gerek. Hırsım kendimle ilgili. Kendim için en iyisi yapmak zorundayım. Bunu yaptığımda mutluyum, huzurluyum. Ama başkası benden iyisini yaptı mı fazla tasalanmam. Çünkü hayat başkalarının hedeflerine göz dikmek için çok kısa. Birisi benden daha hızlı, daha iyiyse ona bol şanslar dileyip yüreklendiririm.
Günün birinde başka bir televizyona transfer olabilir misiniz?
- Şimdilik öyle bir hedefim yok. Kafamdaki projeleri CNN'de hayata geçirmek istiyorum. Yaşamın içinden röportajlar yapmak istiyorum. Mesela Başbakan Bülent Ecevit ile birlikte Sultanahmet Camisini gezmek ya da onunla birlikte Avrupa'dan Asya'ya geçmek Boğaz Köprüsü'nden... Ne hissettiğini sormak.. İşte böyle şeyler yapmak istiyorum.
Jospin İngilizce konuştu Fransızlar kızdı
Sizi en fazlaetkileyen lider kim?
- Doğrusunu söylemek gerekirse buna cevap vermek zor. Çünkü kimi zaman bir sanatçı, politik bir liderden daha ilginç olabiliyor. Gorbaçov beni çok etkiledi. Doğu Bloku'nun çökmesinde, komünizm mitinin yıkılmasında önemli bir rol oynadı. Oysa Rusya'da hálá onu suçlayanlar var. Kanımca pek iyi anlaşılamadı. Çok kibar ve hoş bir kişi.
Başka etkilendiğiniz kim var?
- Fransa Başbakanı Lionel Jospin. Hiç inanmayacaksınız ama programda kendisinden, kişisel deneyimlerinden söz etti. En önemlisi söyleşiyi Paris'te İngilizce yaptık. Ama ne oldu biliyor musunuz? Ertesi sabah Fransız gazeteler ‘‘Başbakan İngilizce konuştu’’ diye manşet attılar. Sanırım Jospin'in İngilizce konuşması Fransızların pek de hoşuna gitmemişti.* Peki programınıza ağırlamaya başaramadığınız kimse var mı?
- Tabii. ABD Başkanı Bill Clinton'ı asla ikna edemedim. Ne kadar uğraştıysam nafile... Oysa Hillary Clinton'ı ağırladık. Çok ilginç bir söyleşi yaptık. Kendisine son derece güveniyor ve iyi konuşuyor. Ama Bill Clinton en büyük hayalimdi. Geçenlerde, iki, üç hafta önce Beyaz Saray'da bir davet vardı. Bill Clinton ile karşılaştık. ‘‘Dört yıldır peşinizdeyim’’ dedim. Güldü. ‘‘Peki başkanlıktan ayrıldıktan sonra şansım olabilir mi’’ diye sordum. ‘‘Belli olmaz, belki’’ diye cevap verdi. Biliyorsunuz hakkında çok şey söylendi. Fazla söyleşi de yapmıyor doğrusunu isterseniz.
Başka kim var?
- Phil Collins. Gençliğimde Genesis ile çok yakından ilgiliydim. Londra'da oturduğum yere yakın oturduğunu biliyorum ama programına çıkartmaya fırsat olmadı henüz.