Hasan DÖNMEZ- Atilla MEMİŞ/KONYA, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Kasım 24, 2011 12:31
VAN’da 23 Ekim Pazar günü richter ölçeğine göre 7.2 büyüklüğündeki depremde yaşamını yitiren Konyalı öğretmenler 26 yaşındaki Mustafa Özen ile 25 yaşındaki Emel Çiler Türkoğlu’nun aileleri, buruk bir öğretmenler günü kutladı.
3 yıl önce Muş’ta sözleşmeli öğretmen olarak göreve başladıktan sonra son yapılan atamalarda da kadrolu öğretmenliğe geçip, yeni görev yeri Van’ın Erçiş İlçesi’ndeki Kocapınar İlköğretim Okulu’na atanan sınıf öğretmeni Mustafa Özden, evinde yakalandığı depremde yaşamını yitirdi. Memleketi Konya’nın Akören İlçesi’ne toprağa verilen Özden’in 50 yaşındaki babası Adnan Özden, 24 Kasım Öğretmen Günü’nü hüzün içinde kutladıklarını söyledi. Özden, ”Oğlum, bu yıl kadroya yeni atandı. Ona bu yıl mutlu bir öğretmenler günü kutlamak nasip olmadı. En buruk öğretmenler gününü geçiriyoruz. Ne diyeceğimi bilemiyorum, acımız çok büyük. Bütün öğretmenlerin öğretmenler gününü kutluyuorum” dedi.
Oğlunun depremde yaşamını yitirmeseydi geçen kurban bayramında Konya’ya izne geleceğini hatırlatan Özden, şunları söyledi: ”Kadroya atandığı içinde artık evlenmek istediğini belirtmişti. Ama olmadı. Allah bir daha böyle bir acı göstermesin. Allahım herkese sabır versin. Türkiye’nin başı sağolsun."
Özden, oğlu hayatını kaybettikten sonra ise Milli Eğitim Vakfı tarafından geçen kurban bayram öncesinde 10 bin TL yardım yapıldığını sözlerini ekledi.
DOĞUM GÜNÜNÜ VE ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ BURUK KUTLUYORUZ
Depreme, Van merkezdeki Maraş caddesindeki evlerinde öğretmen eşi Oktay Türkoğlu ile birlikte yakalanan anaokulu öğretmeni Emel Çiler Türkoğlu’nun da memleketi Akşehir’deki ailesi buruk içinde öğretmenler gününü kutladı.
Kızı ve damatlarının cesetlerinin enkaz altında birbirlerine sarılarak bulunduğunu, damatları Oktay Türkoğlu’nun cenazesinin memleketi Amasya’ya defnedildiğini hatırlatan 50 yaşındaki anne Hatice Çiler, ”Kızımızın cenazesini de Akşehir’e defnetmiştik. Aradan 1 ay geçti, ama hala acısı yüreğimizde” dedi.
Kızının fotoğrafına sarılıp ağlayan ve iki gün öncede doğum günü olduğunu ifade eden Hatice Çiler, şunları söyledi:
”İçimiz yanıyor. En son depremden bir gün önce konuşmuştuk. ’Anne, doğum günümde orada olacağım, yine hep birlikte olacağız’ demişti. Ama maalesef Akşehir’e cenazesi geldi. Doğum gününde, ona sarılıp iyi ki doğdun yavrum diyemedim. Hoş geldin menekşe gözlüm, diyemeyeceğim. Kızımı ve damadımı kara toprak aldı götürdü. Hala kapı çaldığı zaman ’Emelim’, ’menekşe gözlüm’, diye kapıya koşuyorum. Her telefon çaldığında acaba kızım mı, diyerek telefonu açıyorum. Gitti güzel kızım, gençliğine doyamadı, gelinliğine doyamadı, daha 9 ay olmuştu evleneli. Kızımdan hatıra cansız fotoğrafları kaldı. Babası ile bakıp dertleniyoruz. Her gün evimiz cenaze evi gibi. Biz hep onun gelmesini bekleyeceğiz.”
KIZIMIN CENAZESİNE KATILAMADIM
Afganistan’da bir inşaat firmasında çalıştığı için kızını cenaze törenine katılamadığını ifade eden 52 yaşındaki Mehmet Çiler de, ”Sözün bittiği yerdeyiz. İçimiz yanıyor. Kızımın da enkaz altında kaldığını öğrenince çok üzüldüm. Cenazesine katılmak bana nasip olmadı” dedi.