Güncelleme Tarihi:
Başak Soner, siyasi ve ekonomik istikrarın pozitif etkilerinin tüm sektörlere olduğu gibi gayrimenkul sektörüne de yansıyacağını söyledi.
Soner, “Kavurucu sıcakların ve Ramazan ayı rehavetinin sonrasında konut alım satımında gözle görülür bir hareketlilik başlar. 2007'nin sonlarına doğru açılacak olan piyasa, 2008'de nicedir beklediğimiz ivmeyi yakalar” diye konuştu.
Siyasi ve ekonomik devamlılığın sektörü olumlu etkileyeceğini, gerek yabancı yatırımcı, gerekse yerli yatırımcı açısından risk faktörünün azaldığını, ortamın yatırım yapmak için son derece uygun olduğunu belirten Soner, faizlerin yüzde 1 ve altına düşmesi yönündeki beklentinin, önümüzdeki yılın ilk çeyreğine kadar etkisini sürdürmesi durumunda ise satışlardaki durgunluğun devam edeceğine kaydetti.
“İKİNCİ EL KONUTLARDA HAREKETLİLİK BEKLENİYOR”
Başak Soner, İstanbul'da önümüzdeki süreçte teslimatları gerçekleşecek projelerin mevcut olduğunu, yeni konutlara geçiş ile birlikte ikinci el piyasasında önümüzdeki dönemde ciddi bir hareketlenme yaşanacağını söyledi.
Soner, “Kira fiyatlarının artması yönünde bir beklentimiz yok. Önümüzdeki süreçte kiraların daha az artacağını, konuta talebin ise yine yoğun olacağını, dolar bazında fiyatların yüzde 10-25 artacağını söyleyebiliriz. Kentlerin köşelerinde emlak fiyatları yüzde 10-15 artarken, kentin belli bölgelerinde yüzde 25'e varan artışlar olabilir” görüşünü dile getirdi.
“A TİPİ LÜKS KONUTLARDA DOYGUNLUK YAŞANACAK”
İstanbul'da, 2015 yılına kadar her yıl ortalama 250 bin, toplamda 2,5 milyon konut talebi olacağının öngörüldüğüne işaret eden Soner şunları kaydetti:
“Yıllık dağılıma bakıldığında 10 bin adedi A grubu lüks konutlara, 170 bin adedi B grubu standart ve nitelikli konutlara, 70 bin adedi ise C grubu sosyal konutlara... 118 bin adedi yeni ihtiyaç kaynaklı, 119 bin adedi yenileme kaynaklı, 13 bin adedi ise yatırım kaynaklı olacaktır. Konut arzında ise yıllık 250 bin adet talebin 180 bin adedinin piyasa koşullarında, 70 bin adedinin ise kamu ve kamu-özel ortaklıkları ile üretilerek karşılanacağı öngörülmektedir.”
Yeni konut alanlarının sınırlı olmasının konut arzunun önündeki engel olduğuna işaret eden Soner, Silivri, Tuzla, Çatalca, Büyükçekmece, Sarıyer, Beykoz'un yeni ilave konut alanları olacağını bildirdi.
İstanbulda yeni konut üretiminin sur içi ilçelerinde yenileme yatırımı ile sur alanı dışında yer alan ilçelerde kentsel dönüşüm ve yeni yatırım ile şehir merkezi dışında kalan ilçelerde ise yeni konut yapımı ile gerçekleşeceğini ifade eden Soner, “Konut piyasasında A tipi lüks konutlarda doygunluk yaşanacaktır. Sınırlı talep ile fiyat artışları sınırlı kalacak hatta fiyatlarda gerilemeler olacaktır. B tipi standart ve nitelikli konutlar talebi ise hızla genişleyecektir. Yeni konutların fiyatları ve kira gelirleri artacaktır” dedi.
“İSTANBUL, YENİ HEDEF OLACAK”
İstanbul'un 2010 Avrupa Kültür Başkenti seçilmesinin inşaat sektörüne canlılık getireceğini belirten Soner, “İstanbul'un Avrupa kültür başkenti seçilmesi kararı, yabancıların müteahhit firma olarak Türkiye'ye gelmelerini sağlayacak. Bununla birlikte ekonominin çarkları daha hızlı işleyecek. Son zamanlarda petrol geliri olan Arap ülkeleri için gözde olan İstanbul, Avrupalı ve Amerikalı yatırımcılar için yeni hedef olacak” diye konuştu.
Soner, araştırmalara göre, Türkiye'deki konut fiyatlarının 2005 yılından itibaren girdiği artış sürecinin bir süre sonra dünyadaki metropollerde bulunan konut fiyatlarıyla eşitleneceğini söyledi.
Faiz oranlarında yükseliş yaşanması durumunda inşaat ve gayrimenkul piyasalarındaki kırılganlığın artacağına dikkat çeken Soner, “Ancak unutmamak lazım ki son iki sene içinde gayrimenkule olan yoğun talep, arz destekli bir piyasada oluştu. Türkiye'de nitelikli inşaatın yapılmaya başlanması ve güçlenen ekonomi doğrultusunda faizlerin düşmesi, yüksek gelir grubunu gayrimenkul yatırımına yönlendirdi. Orta ve alt seviye gelir gruplarının talebi kaynaklı olmak kaydıyla tutsat (mortgage) ile çok daha büyük bir pazar yaratılacaktır” dedi.
“AVRUPA'NIN EN UCUZ EMLAKI TÜRKİYE'DE”
Türkiye'de emlakın diğer Avrupa alternatiflerinin arasında en ucuzu olduğunu söyleyen Soner, Türkiye'de tutsatın yaygınlaşmasıyla konut patlamasının gerçekleşeceğini kaydetti.
Soner, Türkiye'nin 2005 yılında gelir düzeyi ve faiz hadleri yapısını içeren nitelik temelli talebi yaşadığını, hane halkı sayısını içeren ve asıl büyük talep olan sayısal talebin henüz kendisini göstermediğini vurguladı.
Başak Soner, dünya tutsat piyasalarındaki dalgalanmaya ilişkin olarak da “Avrupa ülkelerindeki konut pazarları uzun bir süredir kuvvetli fiyat artışları yaşadı. Bugünlerdeki faiz yükselişleri bu artışa set çekti. Türkiye ise hala Avrupa'nın en ucuz emlaklarının satıldığı ülke. 679 bin adetlik konut açığı ve 72 bin adetlik oturuma müsait olmayan konut stoku ise yatırımcılar için talebi kestirebilme açısından başlı başına ilgi çekici” diye konuştu.
Türkiye emlak pazarında yaşanan yükselişten sonra şiddetli bir düşüş beklenmediğini ifade eden Soner, “Sakin ve tedbirli geçeceği öngörülüyor. Taşların oturmasından sonra, 2005'tekinden de çok daha yüksek hacimli, hızlı ve hareketli bir gayrimenkul piyasası parlayacaktır” görüşünü dile getirdi.