Güncelleme Tarihi:
Emine Erdoğan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından Beştepe’de düzenlenen Koruyucu Aile Günü Tanıtım Programı’nda yaptığı konuşmada özetle şunları söyledi: “30 Haziran’ın, Koruyucu Aile Günü ilan edilmesi vesilesiyle bir aradayız. Sözlerime, çocuk ve istismar kelimelerini yanyana, sıkça duyduğumuz şu günlerde yaşadığım tarifsiz üzüntü ile başlamak istiyorum. Her bir çocuk istismarı, kalbimizde onulmaz yaralar açıyor. Çocuklara yönelen kirli ellere asla toleransımız yoktur. Toplum olarak tüm çocuklardan sorumlu olduğumuzu hiç unutmayalım. Bu yaraları ortak bir şuurla aşabiliriz. İnanıyorum ki, bu suçları işleyenler en ağır şekilde cezalandırılacaktır. Devletimiz her zaman tüm imkânlarıyla çocuklarının yanındadır.
DEVLETİN ŞEFKAT ELİ...
Bugün, devletimizin himayesinde büyümüş, gerek kamuda, gerek özel sektörde çok iyi yerlere gelmiş nice insan var. Sanattan spor dünyasına, adını türlü başarılarla andığımız, topluma rol model olmuş evlatlarımız yetişti. Devletimizin şefkat eli, bu çocukları, mutlu hikâyelerin kahramanı haline getirdi. Ne kadar gurur duysak az. Yine de, çocukların aile ortamında büyümesi, önceliğimizdir. O nedenle, koruyucu aile sisteminin yaygınlaşması gerçekten çok önemli. 2002’de koruyucu aile sayımız 515’ti. Bugün geldiğimiz noktada, 6 bin 687 koruyucu ailemizin kanatları altında, tam 8 bin 141 yavrumuz yaşıyor.”
KORUYUCU ANNEYE TEŞEKKÜR
Koruyucu Aile Günü Tanıtım Programı’nda koruyucu annelerden Betül Gümüş kürsüde konuşma yaptı. Emine Erdoğan, konuşmasının ardından Gümüş’e sarıldı.
‘İSRAFI ENGELLEMELİYİZ’
Emine Erdoğan dün ayrıca, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından düzenlenen “Gıdanı Koru Sofrana Sahip Çık” etkinliğine de katıldı. Emine Erdoğan burada özetle şunları söyledi: “‘Dünyada tarladan satış noktalarına kadar, her yüz gıdadan 14’ü ziyan oluyor. Soframıza ulaşana kadar ise her yüz gıdadan 33’ü çöpe gidiyor. Çöpe giden gıdanın değeri 1 trilyon dolar. Son derece üzülerek söylüyorum ki ülkemiz de bu durumdan muaf değil. Günlük 4.9 milyon somun ekmek çöpe gidiyor. Gelin, hep birlikte basit önlemler alalım. Mesela, alışverişe çıkmadan önce alınacaklar listesi hazırlayalım. Porsiyonlarımızı küçültelim. Sadece ihtiyacımız kadarını alıp, bozulacağını bildiğimiz yiyecekleri istiflemekten vazgeçelim. En önemlisi, insana yakışır bir şekilde yiyip içmenin kurallarını çocuklarımıza da öğretelim. Gıdalar israf olmadan bunların değerlendirilmesi mümkündür. Toplumumuzda bu konuda bilinç arttırılmalı. Kurumlarımızla işbirliği içinde israfı engellemeliyiz. Tüm belediyelerimizin gıda bankacılığı işini ciddiye almaları gerektiğini düşünüyorum. Bu konuda gerekli yasal düzenlemelerin hızla yapılmasını temenni ediyorum.”