Güncelleme Tarihi:
Antalya'da bu yıl üçüncüsü düzenlenen Antalya Diplomasi Forumu'nun (ADF) ikinci gününde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın katılımıyla 'Kadın, Barış ve Güvenlik' temalı panel düzenlendi. Panelde Bulgaristan Cumhurbaşkanı Rumen Radev ve foruma davetli ülke liderlerinin eşleri ve çok sayıda katılımcı yer aldı.
Panelde Emine Erdoğan'ın yanı sıra, Nobel Barış Ödülü sahibi aktivist ve Tawakkol Karman Vakfı kurucusu Tawakkol Karman, BM Kalkınma Programı Genel Sekreter Yardımcısı Ivana Zivkovic, Afrika Birliği Komisyonu Kadın Barış ve Güvenlik Özel Temsilcisi Bineta Diop, Bulgaristan Cumhurbaşkanının eşi Desislava Radeva, Sırbistan Cumhurbaşkanının eşi Tamara Vucic konuşma yaptı.
"VİCDANLI İNSANLAR HEMEN ATEŞKES, HEMEN BARIŞ DİYE HAYKIRIYOR"
ADF'nin bu yılki teması 'Krizler Döneminde Diplomasiyi Öne Çıkarmak' başlığına dikkat çeken Emine Erdoğan, Suriye'den, Irak'tan, Yemen'den, Sudan'dan, Filistin'den ve daha birçok çatışma bölgesinden aynı acı feryatların yükseldiğini vurguladı. Yaşayabilmek için evini ardında bırakan masum canların sığındıkları yerlerde zalimce katledildiğini söyleyen Erdoğan, “Şiddetin her türlüsüyle örselenen çocukların minik yüreklerinde tamiri mümkün olmayan yaralar açılıyor. Dünyanın tüm vicdanlı insanları yekpare bir sesle 'hemen ateşkes, hemen barış' diye haykırıyor. Artık öyle bir noktadayız ki, söylenebilecek tüm sözleri tükettik. Söylenebilecek son sözü 6 yaşındaki Filistinli kız çocuğu Hind Receb çapraz ateş altındayken yaptığı yardım çağrısında, 'Lütfen lütfen beni kurtarın' demişti. Ne onu, ne ailesini, ne canı pahasına ona yardıma giden sağlık ekiplerini kurtarabildik. Yapılan zulüm vicdanına ağır geldiği için İsrail'de yıkım araçlarının altında can veren Raşel Kori ile aynı yaşta ömrünün baharında, sözün tükendiği bu noktada, barış umudunu canlı tutmak ve barışa yönelik gayretimizi artırmak zorundayız. Dünyanın adil, cesur ve hakkaniyetli liderlere hiç olmadığı kadar bugün ihtiyacı var. Barışa inanan cesur insanlar güçlerini birleştirdiğinde girilen şiddet sarmalını kıracağımıza, barış ve huzurlu bir düzeni bu güç birliği ile elde edeceğimize inanıyorum" dedi.
"SAVAŞTA KADINLAR ORANTISIZ BİÇİMDE ETKİLENİYOR"
Savaşta herkes zarar görse de bilhassa kadınların orantısız biçimde bundan etkilendiğini belirten Emine Erdoğan, savaşın derinden etkilediği kadınların barış için söyleyecek çok sözü olduğunu kaydetti. BM Güvenlik Konseyi'nin 24 yıl önce 1325 sayılı kararı ile kadınların barış süreçlerine katılımının güvence altına alındığını hatırlatan Erdoğan, “Ancak ne yazık ki çatışmanın birincil mağduru toplumların inşasının ana aktörü olan kadınların ara bulucu ve ara buluculuk ve barış süreçlerine etkin bir şekilde dahil edilmediğini hep birlikte görüyoruz. Oysa araştırmalar kadınların sürece dahil olduğunda uzlaşma olasılığının yükseldiğini ve barışın daha uzun soluklu hale geldiğini bize gösteriyor. Bilhassa toplumun temel dönüştürücü bir parçası olan kadınların dahil edilmediği bir barış sürecinin başarı ile sonuçlanması beklenemez. Bu nedenle diplomasiyi öne çıkarırken kadınların karar verici noktalarda olduğundan emin olmalıyız. Savaş yorgunu bir çağda kadın bakış açısıyla tesis edilecek barışın daha kapsayıcı, sürdürülebilir ve hakkaniyetli olacağına bütün kalbimle inanıyorum" diye konuştu.
"PARİS'TE KOL KOLA YÜRÜYÜŞ DÜZENLEYEN LİDERLER, NASIL SESSİZ KALABİLİYOR"
Filistin'de, Ukrayna'da, Suriye'de ve Yemen'de barış hedefiyle öne çıkan hareketlerin kadınlardan güç aldığını söyleyen Emine Erdoğan, “Lider eşleri olarak bizlere ve karar alıcı düzeyde bulunan tüm kadınlara bu anlamda büyük sorumluluklar düşüyor. Bu çerçevede Ukrayna devlet başkanının eşi Olena Zelenska Hanımefendi ile iş birliği halinde Ukraynalı 1500'e yakın savaş mağduru çocuğu ve refakatçilerini ülkemizde misafir ediyoruz. Benzer bir şekilde yakın zamanda Gazze'den tedavileri için getirdiğimiz savaş mağduru ülkemizde misafir ediyoruz. İnanıyoruz ki insanlığın zulüm ile bükülen belini mazlumlar arasında ayrım gözetmeyerek doğrultabiliriz. Büyük bedeller ödenerek kazanılan uluslararası hukuk ve adalet sistemini ruhundan kopararak, yazılı birkaç ifadeye indirgemeye çalışanlara asla boyun eğmeyeceğiz. Birlikte insanca yaşamamızın teminatı olan bu kaidelerin suçu işleyen ülkeye ve mazlumun milliyetine göre eğip bükülmesine nasıl sessiz kalabiliriz? Buradan sormak istiyorum, 25 kişi öldürüldüğünde Paris'te kol kola yürüyüş düzenleyen dünya liderleri, bugün ekseriyeti kadın ve çocuk olan 30 bin insan vahşice katledilirken hangi gerekçe ile sessiz kalabiliyor" diye tepki gösterdi.
"KAÇ BİN FİLİSTİLİNİN ÖLMESİ GEREKİYOR"
Çocukları, kadınları, masum insanları kurtarması beklenen medeni ülkelerin, ateşkes çağrısı dahi yapamayacak kadar bu korkunç karanlığa teslim olduklarını dile getiren Emine Erdoğan, şöyle devam etti:
“İsrail'in sözde mağduriyetinin giderilmesi için daha kaç can feda edilecek soruyorum. 25 Avrupalı'nın hayatını kaybetmesinin vicdanlarda oluşturduğu öfke ve acıyı uyandırmak için kaç bin Filistinlinin ölmesi gerekiyor? Tarih sayfaları bu utanç verici soykırım yaşanırken, karşısında cesaretle barış neferlerini de yazacaktır. Güney Afrika Cumhuriyeti başta olmak üzere hak ve adaletin tecellisi için adım atan tüm ülkelere minnettarlığımı ifade etmek istiyorum. Bizler de geçtiğimiz kasım ayında 20 lider eşi ve ülke temsilcisi ile Filistin İçin Tek Yürek Zirvesi kapsamında aynı amaçla bir araya gelmiştik. Davetime icabet ederek gelen, mazlumların haklı davası için güçlü bir duruş sergileyen kız kardeşlerime buradan bir kez daha şükranlarımı sunuyorum. Savaşların yerini kapsayıcı bir barış düzenine bıraktığı, her şeyden önemli şey çocukların ölüme terk edilmediği adil bir dünya diliyorum."
Panelin sonunda, Rusya'nın Ukrayna'da başlattığı savaş sonrası Türkiye'ye getirilen Kırım Tatarı çocukların seslendirdiği şarkılar ve gösteri sonrası Emine Erdoğan ile lider eşleri birlikte fotoğraf çektirdi.