Güncelleme Tarihi:
Emine Erdoğan, Ankara Ticaret Odası (ATO) Congresium'da, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Türkiye Belediyeler Birliği'nin (TBB) ev sahipliğinde düzenlenen 'Sıfır Atık ve Belediyeler Kongre ve Ödül Töreni'nde konuştu. Yola çıkarken 2023'te tüm Türkiye'de sıfır atık projesini hayata geçirmeyi hedeflediklerini, 2017'den bugüne, kısa sürede epey yol kat ettiklerini belirten Erdoğan, "Sıfır atık projesi birçok çevreden büyük ilgi gördü ve uygulanmaya başlandı. Bugün de Belediyeler Birliği'nin düzenlemiş olduğu bu anlamlı organizasyon vesilesiyle bir aradayız. Yarışmaya 231 geçerli proje başvurusu olduğunu öğrenmekten büyük mutluluk duydum" dedi. Pandemiyle ortaya çıkan maske atıklarının çevreye verdiği zararlara dikkat çeken Erdoğan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın maske, eldiven ve diğer kişisel hijyen atıklarıyla ilgili bir genelgeyi pandeminin ilk günlerinde yayınladığını hatırlattı.
'ATIK MASKELER HERKES İÇİN BİYOLOJİK TEHLİKE OLUŞTURMAKTA'
Artık maskelerin diğer tüm atıklardan ayrı biçimde çöp kutularına atılması gerektiğini herkesin bildiğini söyleyen Erdoğan, "Ama gelin görün ki, kaldırım köşelerinde, ağaç diplerinde, hatta denizlerde atık maskeleri görmek, artık sıradan bir görüntü oldu. Pandemiyle mücadele edeceğiz derken, bu ürünlerin bilinçsiz kullanımı çevreye büyük zararlar vermekte. Bu davranış, bugüne kadar yapılan güzel işleri de açıkçası ziyan ediyor. Temizlik hizmetinde çalışan personel başta olmak üzere, herkes için biyolojik tehlike oluşturmakta" diye konuştu.
Pandeminin kirlilik sorununu iyice artırdığını ve tüm dünyanın bu sınavda sınıfta kaldığını dile getiren Emine Erdoğan, şunları kaydetti:
"Halihazırda, yeryüzü sularındaki kirliğinin yüzde 80'e yakınını zaten plastikler oluşturuyordu. Bu kirliliğe şimdi maskeler ve plastik eldivenler gibi tek kullanımlık hijyen ürünleri de eklenmiş oldu. Oysa bundan 7-8 ay öncesine kadar, bilim insanlarının 2050’de okyanuslarda balıktan çok plastik şişe yüzeceği uyarısını konuşuyorduk. Şimdiyse, tedbirler alınmazsa, kullanılan maskelerin yüzde 75’inin çöp sahalarına ve yeryüzü sularına karışacağı noktasında önemli uyarılar var. Tek kullanımlık maskelerin büyük çoğunluğu plastik içeriyor. Bildiğiniz gibi tüm plastik atıklar zaman içinde önce mikro, sonra nano plastiklere dönüşüyorlar. Tek bir maskenin milyonlarca partikül üretebildiğini söylüyor bilim insanları. Kimyasallar kadar bakteri de taşıyan bu partiküllerin besin zincirine karışması hayli mümkün. Bunun yanında, pandemiye kadar plastik şişelere başını sıkıştırmış ya da misinalara dolanmış canlılar için çözüm arıyorduk. Şimdi ise, maskelerin lastiklerine dolanmış kuşların, balıkların dramına şahitlik ediyoruz maalesef. Yani Covid-19 mücadelesindeki en geçerli silahımızı, yanlış kullanmanın açtığı yeni bir tahribat alanı var karşımızda."
'LÜTFEN ÇOCUKLARA ULAŞIN'
Emine Erdoğan, sıfır atığın bir yaşam felsefesi ve davranış biçimi olduğuna işaret ederek, şunları söyledi:
"Bu pandemi bize öğretti ki, sadece her şey yolundayken değil, alt üst olduğunda da yaşam tarzımızı sürdürülebilir kılmalıyız. Ve bu geniş çerçeveye, pandemi gibi kriz senaryolarını da eklemeliyiz. Bununla beraber, sıfır atık gibi bir felsefenin herkes tarafından benimsenmesi ve desteklenmesi için yediden yetmişe bu isteği aşılamamız lazım. Çağrımızı, en ücradaki insan duyana kadar asla gündemden düşürmemeliyiz. Yani şu güzel ülkenin toprağını, suyunu ve havasını pür-i pak edene kadar dur durak bilmeden çalışmalıyız. Bu noktada, belediyelerimizin hem sorumluluğu hem de işi çok büyük. Çünkü hem bu sistemi kuracaksınız hem de sistemin işler hale gelmesi için farkındalık oluşturacaksınız. Sıfır atığın, yani doğa dostu yaşamların bir yaşam tarzı seçeneği değil, bir zaruret olduğunu anlatacak olan da yine sizlersiniz."
Belediye başkanlarına bu mücadelede yardımcı olması amacıyla bir 'tüyo' da veren Emine Erdoğan, "Size buradan bir tüyo vermek istiyorum. Lütfen çocuklara ulaşın. Çocukların, bu tip değerleri çok daha hızlı kazandığını biliyoruz. Eğer biz çocuklarımıza bu değerleri kazandırabilirsek, meyvelerini çok kısa bir zamanda toplayacağımız iyilik tohumları ekmiş oluruz. Anne babalar da bilhassa evlatlarımıza vatan sevgisini anlatırken, bu sevginin farklı boyutlarına işaret edebilirler. Toprağımızı, suyumuzu ve havamızı her türlü kirlilikten korumanın da atan sevgisine dahil olduğunu öğretebilirler. Böylece, hiç kesintiye uğramayacak bir çevre ahlakını çocuklarımıza kazandırabilir ve geleceğimiz için önemli bir manevi yatırım yapmış oluruz. İnanıyorum ki, vicdanlarına hassas ayar yapmayı başardığımız insanların sayısı arttıkça, kirliliğe karşı sıfır tolerans gelişecektir" dedi.
Erdoğan, bugün birçok markanın kimyasalları bırakıp organik ürünlere yönelmesini, hayvan testi yapmayan kozmetik firmalarının yükselişe geçmesini bu bilincin yaygınlaşmasına örnek olarak gösterdi. Bu değişimin, tüketicinin talebiyle olduğunu vurgulayan Erdoğan, "O nedenle biz, eğitim ve farkındalık faaliyetlerimizi daha da yoğunlaştırarak, doğruyu bilen ve doğruyu talep eden bir nesil yetiştireceğiz. Ve belki o nesil sayesinde, tek kullanımlık ürünler bir süre sonra hiç üretilmeyecek. Plastik kirliliği, dünyanın mahkum olduğu hazin bir son olmayacak" değerlendirmesinde bulundu.
MURAT KURUM: GERİ DÖNÜŞÜM ORANI YÜZDE 13
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum da, doğa ile insan arasındaki uyum bozukluğunun ve iklim krizinin daha da derinleşerek arttığını, bu duruma acilen köklü bir çözüm getirmek için öncelikle bakış açısını değiştirmek gerektiğini söyledi. Yerli ve milli bilincin yansıması olan Sıfır Atık Projesi kapsamında doğal varlıkların ve su kaynaklarının korunduğunu, yeşil alanların artırıldığını anlatan Kurum, "Artık okullarımız, otellerimiz, hastanelerimiz başta olmak üzere şu an 49 bin kamu kurum ve kuruluşunda sıfır atık sistemini kurmuş durumdayız. Doğanın en büyük kirleticileri olan plastik poşetlerin kullanımında yüzde 80 oranında azalım sağlandı. Bir de dijital atık meselesi var. Ülkemizin bir teknoloji ve yazılım çöplüğü olmasına asla izin vermeyeceğiz. Projenin ülke çapına yayılmasıyla ilgili hali hazırda geri dönüşüm oranımız yüzde 13 ve inşallah bu oranı 2023 yılına geldiğimizde yüzde 35 seviyesine belediyelerimizle birlikte çıkaracağız. Ve tüm hedeflerimizi gerçekleştirdiğimizde yıllık 100 bin kişiye istihdam sağlayacak ve yine yıllık 20 milyar lira da tasarruf sağlamayı hedefliyoruz" dedi.
'40 MİLYON VATANDAŞ, YANİ NÜFUSUN YARISI SİSTEME DAHİL OLACAK'
Kurum, TBMM'ye sunulan Çevre Ajansı’nın kurulmasına ilişkin yasa teklifinin kabul edilmesiyle Türkiye’de sıfır atığı ve depozito sistemini yaygınlaştırmak üzere çok ciddi bir adım atılmış olacağını kaydetti. Kurum, "Çevre Ajansı’nın kurulmasıyla birlikte artık atık yönetimini izleme ve denetim faaliyetlerini yine depozito iade sistemini tek bir merkezden yönetilecek. Atıkların etkili bir şekilde yönetilmesini sağlayacak bu düzenleme hem şehirlerimiz adına hem de atıkların geri dönüşümü adına hayati önem arz ediyor. İnşallah bu yıl sonuna kadar nüfusu 250 binin üzerinde olan 88 büyükşehir ilçe belediyemiz sıfır atık sistemine geçişlerini tamamlayacak ve sıfır atık belgelerini alacaklar. Bu sayede 40 milyon vatandaşımız yani ülke nüfusunun neredeyse yarısı sıfır atık sistemine dahil olacak. 2022 yılı sonu itibariyle de inşallah tüm il ve ilçe belediyelerimiz de sıfır atık sistemine geçişlerini tamamlamış olacaklar" ifadelerini kullandı.
Konuşmaların ardından Belediyeler İçin Sıfır Atık Fikir Yarışması Ödül Töreni'ne geçildi. TBB Başkanı ve Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Emine Erdoğan’a günün anısına geri dönüşümlü malzemelerden yapılan sıfır atık logosunu takdim etti. Törene katılan Gagauz Özerk Yeri Başkanı İrina Vlah da, ödül almaya hak kazanan belediye başkanlarına ödül takdim edenler arasında yerini aldı. Konya Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca da 'Sıfır Atık Yönetim Projesi' ile ödül almaya hak kazandı.