Güncelleme Tarihi:
Adalet Bakanlığı ve Birleşmiş Milletler Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadının Güçlendirilmesi Birimi (UN Women) tarafından hazırlanan 'Kadınların Adalete Erişiminin Güçlendirilmesi Projesi', Ankara'da otelde düzenlenen programla tanıtıldı. Kadınların adalete erişimini güçlendirme ve kadına yönelik şiddetle mücadelede yasaların etkin uygulanmasını hedefleyen projenin açılış programına, Adalet Bakanı Yardımcısı Yakup Moğul, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Yardımcısı Fatma Öncü, UN Women Türkiye Direktörü Asya Varnabova, İsveç'in Ankara Büyükelçisi Staffan Herrström ve çok sayıda davetli katıldı.
"ŞİDDET TÜM TOPLUMA ETKİ EDEN YIKICI BİR DENEYİMDİR"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan da programa mesaj gönderdi.
Erdoğan, mesajında, "Kadına yönelik şiddet maalesef tüm dünyada ortak olarak tecrübe edilen insanlığa musallat olmuş, habis bir durumdur. Şiddetin hiçbir topluma, kültüre ya da coğrafyaya özel olmadığını biliyoruz. Şiddet olgusu sadece maruz kalan kişiyi değil, tüm topluma etki eden yıkıcı bir deneyimdir. Hükumetimiz bu konuya sıfır tolerans ilkesiyle yaklaşıyor; şiddetin hiçbir türünü ve bahanesini mazur görmüyor, şiddetle mücadeleyi çok disiplinli bir çalışma alanı olarak ele alıyor. Bu nedenle kurumlarımız ortak çalışmalar yürütüyor. Bu davetin iyi sonuçlar vermesini diliyor, kadınların adalete tam ve eksiksiz eriştikleri bir dünya temenni ediyorum" ifadelerine yer verdi.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakan Yardımcısı Fatma Öncü, şiddetle mücadele mevzuatını farklı açılardan ele alarak etkin uygulanması için gerekli adımları atacaklarını belirterek, "'Toplumda kadına yönelik şiddet suçlarına ilişkin adalet ve cezalandırma algısının analiz edilmesi' başlığıyla bir alan araştırması yürüteceğiz. Adli yardım ve ceza mahkemesi kanunu uygulamalarından etkin yararlanılması amacıyla kadınlara yönelik farkındalık çalışmaları geliştireceğiz. Kadına yönelik şiddetle mücadeleye ilişkin mevzuat hazırlama rehberi hazırlayacağız" dedi.
Adalet Bakan Yardımcısı Yakup Moğul da Türk kültüründe ve örfünde kadının her zaman el üstünde tutulduğunu vurgulayarak, "Bırakın şiddeti, kadına saygısızlık bile bizim kültürümüzde kabul görmez. Maalesef günümüzde kadına yönelik şiddet tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de çözülmesi gereken önemli sorunlardan biri haline gelmiştir. Kadına yönelik şiddet toplumun sadece bir kesimini etkilemiyor. Başta çocuklar ve aileler olmak üzere toplumdaki bütün bireyler üzerinde olumsuz tesirler ve etkiler gösteriyor. Şiddet olgusu kişiler üzerine sadece fiziksel, ekonomik ve ruhsal etkiler göstermiyor, sosyal dokumuzu da zedeliyor. Bu anlamda sadece şiddetin değil şiddeti meşru göstermeye çalışan her davranışın ve her refleksin karşısındayız" diye konuştu.