Güncelleme Tarihi:
Bağcılar Belediyesi ve İstanbul Medipol Üniversitesi işbirliğiyle hazırlanan "Engelsiz Üniversite" projesinin Feyzullah Kıyıklık Engelliler Sarayında gerçekleşen açılış töreninde Erdoğan, "Ülkemizde bir ilk olan Engelsiz Üniversite'nin açılışı vesilesiyle bir arada olmaktan büyük memnuniyet duyuyorum." dedi.
Bağcılar Belediyesinin, 2011 yılından bu yana engellilerle ilgili son derece titiz ve tüm kurumlara örnek çalışmalar yürüttüğünü dile getiren Erdoğan, "Engelliler Sarayı sayesinde nice kardeşimiz mesleki eğitim aldı. Spor ve sanat alanlarında güzel işler yaparak sosyal yaşama daha fazla katılma imkânı buldu.
Şimdi ise İstanbul Medipol Üniversitesi ve Bağcılar Belediyemizin örnek iş birliğiyle bu çalışmalar çok daha üst bir seviyeye taşınıyor." diye konuştu.
Engelsiz Üniversite ile engelli bireylerin, akademik gelişim sağlama noktasında birçok imkana kavuşacaklarını belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Emeği geçen herkesi gönülden tebrik ediyorum. İstanbul Medipol Üniversitesi’nin güçlü altyapısıyla, Engelsiz Üniversite’de 40 branşta bin 600 katılımcı eğitim görecek. Engelli kardeşlerimiz, eğitim ve liyakate sahip olarak meslek hayatında yer alacak ve çok daha öz güvenli kişiler haline gelecekler. Bu merkezde, engelli bireylerin ailelerinin de ebeveyn eğitimi alacak olması son derece önemli. Hem kendi ailelerini güçlendirecek, hem de buradan elde ettikleri kazanımları toplumla paylaşarak farkındalığın artmasına vesile olacaklar.
Hepimizin tanıdığı bilim insanı Stephen Hawking eğer bizlere bir şey öğrettiyse, o da engelli olmanın başarıya mani olmadığıdır. Kendisi, dünya tarih sahnesine gelmiş ender dehalardan biriydi. Bilim alanında açtığı çığır yanında, bedensel engelin insanın yapabileceklerine sınır koyamadığını da ispat etmiştir. Engellilikle ilgili birçok ön yargıyı yıkmıştır. Bir konuşmasında 'Engelli olan bedeniniz, ruhunuz değil' diyordu."
"Beden, insan denen varlığı teşkil eden parçalardan yalnızca birisi. İnsan, aklıyla, zekasıyla, ruhuyla, kalbiyle, vicdanıyla insan oluyor." diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dolayısıyla bedensel engel, insanın yapabileceklerinin elbette sonu değil. Fakat insanın bedensel engelini aşarak içindeki potansiyeli ortaya dökebilmesi için bazı altyapı ihtiyaçları var. Bunların en başında, eğitimde fırsat eşitliği geliyor. Eğitim, insanın kendini keşfetmesi noktasında en önemli araç. Bizler ancak eğitim sayesinde, kendimizi tanıyoruz. Yapıp yapamayacaklarımızı, sevip sevmediklerimizi tahlil ediyor ve hayallerimizi şekillendiriyoruz. Engelli insanların önündeki en büyük engel, eğitimde fırsat eşitliği noktasında, dezavantajlı bir gruba dâhil olmaları. Yani aslında onlara engel teşkil eden bedensel engelleri değil, sistemik engeller."
Hükümetlerin, 2002'den bu yana engelli vatandaşların önündeki bu yapısal engelleri kaldırmanın gayreti içinde olduğuna dikkati çeken Emine Erdoğan, şöyle konuştu:
"Son yıllarda ülkemizde engellilere evde bakım hizmetinin alanı genişletildi. Evde bakım aylığı, engelli kardeşlerimizin, yakınlarının yanında hizmet alma imkanı sağladı. Kamuda istihdam son 17 yılda 10 kat arttı. 55 bine yakın engelli memur istihdam edildi. Özel sektörde istihdam teşvikleri başlatıldı. Engellilerin dilediği yere tayin hakkı getirildi. Yine 2012 yılında bir ilke imza atıldı. Engelliler için ayrı ve merkezi bir sınav uygulaması getirildi. Çünkü biliyoruz ki yeterli eğitimi alan ve sonrasında çalışma hayatına adım atan engelli bireylerin hayatında yeni bir sayfa açılıyor. Hayatlarını insan onuruna yakışır şekilde kimseye muhtaç olmadan sürdürebiliyorlar. Toplumun diğer bireylerinden ayrı tutulmadan eşitlik çerçevesinde sosyal hayata katılım sağlayabiliyorlar. Güçlü bir toplum, nitelikli insan kaynağı olan toplumdur. Bunun için de tüm sosyal politikalarımızın, toplumun bütün kesimlerini kapsayıcı bir metotla oluşturulması lazım."
Erdoğan, engelli bireyleri toplumun ve sosyal yaşamın merkezine alma noktasında tek taraflı çaba yeterli olmadığını vurgulayarak, "Konuya mutlaka çok yönlü yaklaşmalıyız. Mesela böylesi güzel bir eğitim ocağının açılmasının yanında, engelli dostu şehirler inşa etmeliyiz. Toplu ulaşım imkanlarını gözden geçirmeli, otopark ve merdiven sorununu tamamen çözmeliyiz. Hayatı engelli vatandaşlarımız için daha kapsayıcı hale getirmeliyiz." değerlendirmesini yaptı.
Gerek kamuda, gerekse özel sektörde tüm yöneticilerin engelli bireylerin yaşamlarını kolaylaştıran unsurları öncelikleri arasına alması gerektiğini belirten Erdoğan, "Çünkü gelişmiş toplumlar, dezavantajlı diye tabir edilen grupların bu dezavantajlardan kurtulmasıyla oluşur. Bu konuda hepimize ahlaki görevler düşüyor. Gerek ülkemizde, gerekse dünyada bir döneme kadar engelli bireyler için yapılan işler hayır işi kapsamında değerlendirildi. Fakat hayatı engelli kişilerin de katılabileceği şekilde tasarlamak, bir hayır işi değil, kişilerin temel insan haklarını teslim etmektir. Hayat dışarıda akıp giderken, engelli kardeşlerimizi evlerine mahkum edemeyiz. Onları yaşamın her alanında, okulda, iş yerinde, sanatın ve sporun farklı dallarında daha çok görmek için elimizden geleni yapmalıyız." diye konuştu.
Engellilerin çok büyük hayalleri olduğuna değinen Erdoğan, şöyle konuştu:
"Sizler hayallerinizi bizlerle paylaşın, bizler de o hayallerin gerçekleşmesi için çalışalım. Toplumsal huzur, mutluluk dediğimiz duygunun herkes tarafından paylaşılmasıyla sağlanabilir. Bu noktada yalnız kendimiz için yaşamadan, attığımız adımların başkalarını nasıl etkilediğini de hesap etmemiz gerekiyor. Maalesef, kimi zaman engelli rampaları önüne ve görme engelliler için yapılan yürüyüş yollarının üzerine araçların park ettiğini görüyoruz. Ya da engelli araçlar için tahsis edilen park alanlarının başkaları tarafından işgal edildiğine şahit oluyoruz."
Özellikle alışveriş merkezileri gibi kalabalık mekanlarda engellilerin bazen asansör kapısında uzun dakikalar beklemek zorunda kaldıklarını vurgulayan Erdoğan, sözlerini, "Bunlar hepimizi üzen ve bize yakışmayan manzaralar. Sosyal yaşam alanlarında engelli vatandaşlarımıza öncelikli davranılması, hepimizin hassasiyeti olmalı. Hepimiz empatiyle hareket etmeliyiz. Bağcılar Belediyemizi, yıllardır gönül belediyeciliğinin bir parçası olarak engelliler konusundaki hassasiyetleri nedeniyle kutluyorum. AK Parti belediyeleri olarak, insan hayatının her alanını kolaylaştırıp, güzelleştirdiğiniz için sizlere teşekkürlerimi sunuyorum. Akademik bir kuruluş olarak İstanbul Medipol Üniversitesi'ni de bu ortak duyarlılığı nedeniyle tebrik ediyorum. Hepinizi en kalbi duygularla selamlıyor, Allah'a emanet ediyorum." diye tamamladı.
Konuşmanın ardından Çağırıcı, Emine Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, engelli kursiyerinin yaptığı karakalem tablosunu Erdoğan'a hediye etti.
Emine Erdoğan proje kapsamında oluşturulan atölye ve sınıfları gezdi.
Engellilerle sohbet eden ve onlara başarılar dileyen Emine Erdoğan, yapılan çalışmalarla ilgili Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı'dan bilgi aldı.
Engelli bireylerin eğitim aldığı güzel sanatlar, ahşap boyama, kilim dokuma, kekemelik ve konuşma bozukluğu, kütüphane atölyelerini gezen Erdoğan'a, engelli kursiyelerin ilgisi yoğun oldu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a selamlarını gönderen engelli kursiyeler, Emine Erdoğan'a sevgilerini dile getirdiler. Emine Erdoğan'a file dokumadan yaptığı Recep Tayyip Erdoğan'ın portresinin olduğu tabloyu gösteren engelli kursiyerlerden Esra Özay Yıldız, bu tabloyu kendi elleriyle dokuduğunu ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a vermek istediğini söyledi.
Emine Erdoğan, güzel sanatlar atölyesinde ayaklarıyla resim yapan 15 yaşındaki Muhammed Uğur Bitkay'ın resim yapışını izledi. Bitkay'la ve annesiyle sohbet eden Erdoğan, Bitkay'ı resimlerinden ve çalışmalarından dolayı tebrik ettiğini dile getirdi. Emine Erdoğan, "Muhammed ayaklarıyla resim yapıyor. Tebrik ediyorum ve başarıların devamını diliyorum. Muhammed seninle tanıştığıma çok memnun oldum. Senin gibi arkadaşlara örnek olacaksın. Bir mesajın varsa almak isteriz." diye konuştu.
Muhammed Uğur Bitkay da teşekkür ettiğini dile getirerek, "Başkalarının dediklerine aldırmasınlar. Mutlu olsunlar. Engel tanımasınlar." ifadelerini kullandı.
Erdoğan ardından, kekemelik atölyesine girerek, engelli kursiyerlerin hatırlarını sordu. Konuşma bozukluğu çeken ve atölyedeki çalışmalara devam ettikten sonra özel bir üniversitede okumaya başlayan Yonca Erken'le sohbet eden Emine Erdoğan, onun hikayesini dinledi. Atölyedeki konuşma bozukluğu çeken kişilere verilen eğitimle ilgili bilgi de alan Emine Erdoğan, kursiyerlerin çubukla konuşma şeklini izledi. Ardından Erdoğan, kütüphane bölümüne girerek engelsiz yazarlık atölyesinde eğitim alarak kitap yazan yazarlarla konuştu. Yazarlardan Fatma Şahin, Emine Erdoğan'a imzalı kitabını hediye etti.
Emine Erdoğan, engelli kursiyerlerle atölyelerde hatıra fotoğrafı çektirdi.