Güncelleme Tarihi:
YSK'nın 13 Eylül tarihli HSYK Sandık Kurullarına ilişkin genelgesinde, adli yargıda illerdeki sandık kurullarının, il birleştirme tutanağı da düzenleyip yani sandıkları açarak çıkan oyların dökümüne ilişkin cetvel düzenleyip, bu cetvelin iletilmesi gerektiğine karar verdi. Bu genelge Bayburt gibi 9 seçmenli adliyelerde de sandıkların açılıp tasnifi yapılarak gönderilmesi anlamına geliyor.
EMİNAĞAOĞLU: YSK 12 EYLÜL ANLAYIŞINA GEÇİT VERMEMELİ
Yargıçlar Sendikası Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, bu uygulamanın 12 Eylül'de anayasaya hayır oyu verenler gibi hangi hakim savcının kime oy verdiğini ortaya koyacağını savundu. Eminağaoğlu, YSK'yı 12 Eylül anlayışına geçit vermemeye çağırdı ve Hürriyet Dünyası'na şu değerlendirmeleri yaptı:
YSK PEŞİNEN GÖRÜŞ AÇIKLADI
YSK’na, oy vermenin gizliliği gereği, yerel ve genel seçimlerdeki gibi 150 seçmenin altında oy kullanılmamasına veya sandıkların her ilde açılmayıp belirli bölgelerde toplanarak, harmanlanıp açılmasına yönelik yaptığımız başvuru hakkında, henüz tarafımıza bu başvuru sonucu tebliğ edilmeden, anılan genelgenin çıkarılması, yaptığımız başvrunun da reddedileceği, YSK’nın görüşünü peşinen açıkladığı anlamına da gelmektedir!
12 EYLÜL'DE HAYIR KULLANANLAR AFİŞE OLMUŞTU
1982 Anayasası halkoylamasında, zarfların ve evet pusulalarının beyaz renkli, hayır pusulalarının ise mavi renkli olması benimsenmiş, Anayasaya hayır oyu kullananlar, oy vermenin gizliliği kuralına rağmen afişe olmuşlardı.
GİZLİ OY İLKESİ ÇİĞNENMİŞ OLACAK
Kimin kime oy verdiğinin belli olmaması da gözetilerek, halen milletvekilleri ve her düzeydeki yerel yönetimler seçimlerinde bir sandıkta en az 150 seçmenin oy kullanması esası benimsenmişken, HSYK seçimlerinde adli yargıda sadece il merkezlerinde sandık kurulacak olması, bir il dahilinde toplam 10, 20, 30 gibi sayılarda bile yargıç ve savcı bulunması gözetildiğinde, her ilde sandık kurulup, bu sandıkların da her ilde açılması durumunda, Anayasaki üstün norm olan oy vermenin gizliliği ilkesi de gözetilmemiş, kimin kime oy verdiği açıkça yine ortaya çıkmış, 12 Eylüldeki seçim hukuku anlayışı sürdürülmüş olacaktır. YSK, bu konuda 12 Eylül anlayışına geçit vermemeli, hukukun üstünlüğünü gözetmeli, kuralları göstermelik olarak uygulama anlayışını terketmelidir.