Güncelleme Tarihi:
Gerek hayat sigortası gerekse bireysel emeklilik sistemi, belirli bir süre yatırılan prim veya katkı payları karşılığında, sözleşmede belirtilen süre sonunda toplu ödeme veya periyodik ödeme yapılması esasına dayandığından, emeklilik sözleşmelerinde kimlik tespiti, hayat sigortası işlemlerindeki kimlik tespiti usulüne göre yapılacaktır.
Gerek Tedbirler Yönetmeliği'nin 26 ncı maddesi gerekse 5 sıra nolu Mali Suçları Araştırma Kurulu Genel Tebliğine göre; emeklilik sözleşmelerinde basitleştirilmiş tedbirlerin uygulanabileceği durumlar, çalışanlara ücretlerinden kesinti yapılmak suretiyle emeklilik hakları sağlayan emeklilik planları ve kişinin haklarını temlik etme yetkisi içermeyen emeklilik sözleşmelerini kapsadığından, bu şartları sağlamayan sözleşmeler bakımından Yönetmeliğin 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendine göre kimlik tespitinin yapılması gerekmektedir.
Çalışanlar ve işverenlerin birlikte katkı payı ödedikleri emeklilik sözleşmeleri de kişinin haklarını temlik etme yetkisi içermiyorsa Yönetmeliğin 26 ncı maddesi kapsamında değerlendirilecek ve 5 sıra nolu Genel Tebliğ'deki basitleştirilmiş tedbirlere tabi olacaktır.
(Konuya ilişkin açıklama 02.01.2010 tarihli ve 27450 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Tedbirler Yönetmeliği değişikliğinden önceki düzenlemeye ilişkindir. Yönetmeliğin 3/i bendinde yapılan değişiklikle, hayat sigortası ve emeklilik sözleşmeleri sürekli iş ilişkisi kapsamına alınmış, 5 sıra Nolu Mali Suçları Araştırma Genel Tebliği'nin 2.2.7 bölümü uyarınca basitleştirilmiş tedbirlerin uygulanmasına imkan sağlanmıştır.)
Sigorta acentelerinde kimlik tespiti yükümlülüğü ne şekilde yerine getirilecektir?
Tedbirler Yönetmeliği'nin 4 üncü maddesinde sigorta ve reasürans şirketleri yükümlüler arasında sayılmış, yine aynı maddede bunların şube, acente, temsilci ve ticari vekilleri ile benzeri bağlı birimlerinin de yükümlü olduğu belirtilmiştir. Bu nedenle sigortacılık işlemlerinde kimlik tespiti, işlem hangi yükümlü nezdinde yapılıyorsa o yükümlü tarafından yerine getirilecektir. Dolayısıyla, sigorta acenteleri tarafından yapılan sigortacılık işlemlerinde, kimlik tespiti yükümlülüğü acente tarafından yerine getirilecektir. Sigorta şirketi acentesi olan banka nezdinde işlem yapılması durumunda kimlik tespiti, acente olarak yükümlü olan banka tarafından yapılacaktır.
Sigorta şirketlerinin acenteliğini yapan bankaların, acentelik dışında asıl iştigal konusu bankacılık olan ve bankacılık işlemleri esnasında kimlik tespiti ve teyidi yapması gereken kurumlar olduğu dikkate alındığında; sigortacılık işlemlerinde bankaların acentelik faaliyetinin dışında bankacılık işlemlerine dayanarak yaptığı kimlik/adres tespit ve teyit işlemlerine “üçüncü tarafa güven” ilkesi kapsamında güvenilebilir mi?
Üçüncü tarafa güven ilkesi, Tedbirler Yönetmeliğinin 21 inci maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre; finansal kuruluşlar; müşterinin, müşteri adına hareket eden kişinin ve gerçek faydalanıcının kimliğinin tespiti ve iş ilişkisinin veya işlemin amacı hakkında bilgi elde etme konularında, müşteriyle ilgili olarak başka bir finansal kuruluşun aldığı tedbirlere güvenerek iş ilişkisi tesis edebilir veya işlem yapabilir. Bu durumda 5549 sayılı Kanun ve Kanuna ilişkin düzenlemeler kapsamında nihai sorumluluk üçüncü tarafa güvenerek işlem gerçekleştiren finansal kuruluşa aittir. Söz konusu maddede ayrıca üçüncü tarafa güven uygulamasının koşullarına da yer verilmiştir.
Bu itibarla, Tedbirler Yönetmeliğinin 21 inci maddesinde yer alan düzenlemelere uyulması koşuluyla, bankaların bankacılık işlemlerine dayanarak yaptığı kimlik/adres tespit ve teyit işlemlerine ilişkin olarak “üçüncü tarafa güven” ilkesi uygulanabilecektir.
Sigortalının kimlik tespitine ilişkin belgelerinin muhafaza edilmesinde acentenin ile sigorta şirketinin yükümlülükleri nedir?
Sigorta acenteleri tarafından yapılan sigortacılık işlemlerinde, kimlik tespiti yükümlülüğü acente tarafından yerine getirileceğinden, kimlik tespitine yönelik teyit belgelerinin de acente tarafından alınması ve saklanması gerekeceği tabiidir.
Ancak muhafaza yükümlülüğünün, mevzuatta öngörülen usul ve esaslar çerçevesinde yerine getirilmesindeki nihai sorumluluk sigorta şirketine ait olacaktır.
Sigorta acentelerin şüpheli işlem bildirim yükümlülüğü ne şekilde yerine getirilecektir?
Şüpheli işlem bildirim yükümlülüğü konusu 6 sıra nolu Mali Suçları Araştırma Kurulu Genel Tebliği ile düzenlenmiştir. Buna göre uyum görevlisi atanan yükümlülerin şube, acente, temsilci ve ticari vekilleri ile benzeri bağlı birimlerinin şüpheli işlem bildirim yükümlülüğü, uyum görevlisi vasıtasıyla yerine getirilecektir. Sigorta şirketleri de Uyum Yönetmeliği'nin 4 üncü ve 5 inci maddeleri gereğince uyum görevlisi atamak zorunda olan yükümlüler arasında sayılmıştır. Buna göre şüpheli işlem bildirimleri, sigorta şirketinin belirleyeceği prosedürde uyum görevlisine, uyum görevlisi tarafından da Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığına bildirilecektir.
(Şüpheli işlem bildirim yükümlülüğüne ilişkin 6 sıra nolu Mali Suçları Araştırma Kurulu Genel Tebliği, 25.08.2014 tarihli ve 29099 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan aynı konudaki 13 sıra nolu Mali Suçları Araştırma Kurulu Genel Tebliği ile yürürlükten kaldırılmıştır.)
Sigortacılık faaliyetinde yüz yüze yapılmayan işlemler ve prim ödemelerinin banka aracılığıyla yapılması durumunda yükümlülükler ne şekilde yerine getirilecektir?
Sigorta teminatı verilirken veya hasar ödemesi yapılırken yüz yüze temas sağlanmayan durumlarda farklı uygulama yapılmasına imkân verecek bir düzenleme bulunmadığından genel hükümlere göre hareket edilmesi gerekmektir. İşlem tamamlandığı anda kimlik tespiti yapılması imkanı yoksa, işlemin bir finansal kuruluş aracılığı ile yapılması halinde, Tedbirler Yönetmeliği'nin 21 inci maddesinde yer alan koşullara uyulmak kaydıyla finansal kuruluşlar arasında üçüncü tarafa güven ilkesinden yararlanılabilecektir.
Prim ödemelerinin kredi kartıyla gerçekleştirilmesi veya prim ödemeleri için bankaya düzenli talimat verilmesi durumlarında bu işlemler bakımından işlem talep eden kişiler bankanın müşterisi konumunda olduğundan Tedbirler Yönetmeliği kapsamındaki yükümlülüklerin işlem talep edilen banka tarafından yerine getirilmiş olması gerekir.