Emeklilerden Başbakan Erdoğan'a mektup

Güncelleme Tarihi:

Emeklilerden Başbakan Erdoğana mektup
Oluşturulma Tarihi: Şubat 02, 2009 10:47

Türkiye İşçi Emeklileri Derneği (TİED) Ankara Şubesi, işçi emeklilerinin aylıkları arasındaki farklılıkların giderilmesi talebiyle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a mektup gönderdi.

Türkiye İşçi Emeklileri Derneği (TİED) Ankara Şubesi, işçi emeklilerinin aylıkları arasındaki farklılıkların giderilmesi talebiyle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a mektup gönderdi.

TİED Genel Sekreteri ve Ankara Şube Başkanı Recep Orhan ile Şube İdari Sekreteri Mehmet Çelik imzasıyla gönderilen mektupta, yıllarca kendisi ve ailesinin geçimini alın teriyle sağlayan, ülkesinin kalkınması için var gücüyle ve tüm samimiyetiyle emek sarf eden işçi emeklilerinin yıllardır önemli bir sorunla karşı karşıya olduğu belirtildi.

Hayata geçirilen “Sosyal Güvenlik Reformu”yla da SSK'nın eski ve yeni emeklileri arasındaki “intibak” sorununun çözülemediği ifade edilen mektupta, “Oysa bu sorun tam anlamıyla çözülmeden, emekliler bakımından tek çatı oluşumu kabul edilemez bir değişiklik olarak kalacaktır” görüşüne yer verildi.

Mektupta, konuya sadece mali açıdan, “Sosyal güvenliğin devletin sırtına yük teşkil ettiği” yargısıyla yaklaşılması durumunda, işin sosyal boyutunun göz ardı edileceği, bunun da reform çalışmalarına faydadan çok, zarar getireceği savunuldu.

Emekli aylıklarının hesaplanma yöntemi değiştikçe, farklı kurumlar kapsamındaki sigortalılar bir yana, SSK içinde bile farklı tarihlerde emekli olanlar için aylık miktarları açısından adaletsizlikler ortaya çıktığına dikkat çekilen mektupta, “Bu nedenle, 506 Sayılı Kanun çerçevesinde ortaya çıkan intibak sorunundan işe başlayarak sistemi ıslah etmek gerekmektedir” denildi.

“İŞÇİ EMEKLİLERİ MAĞDUR DURUMA DÜŞÜRÜLDÜ”

Çalışma hayatı boyunca aynı sürede, aynı miktarda prim ödeyen, aynı yaşta emekli olan, fakat emekli oldukları tarih birbirinden farklı olduğu için, aylık hesaplama yöntemlerindeki değişiklik sebebiyle farklı olan emekli aylıklarının eşitlenmesinin, yani intibak konusunun, bunca yıldır çözüme kavuşturulmuş olması gerektiği belirtilen mektupta, soruna kaynaklık eden uygulamalarla ilgili şunlar kaydedildi:
“1950-1978 arası, son üç yıldaki prime esas kazançlar ortalaması üzerinden yüzde 70 aylık bağlama oranıyla SSK emekli aylıkları belirlenirken, 1978'de katsayı ve gösterge yöntemine geçilmiştir. 1982 yılına kadar, prim ödeme gün sayısına bakılmaksızın aylık bağlama oranı herkes için yüzde 70 olarak öngörülmüştü.

1982'de ise fazla prim ve yaş için aylık bağlama oranının arttırılması düzenlemesi getirilmiş, eski emekliler için intibak yapılmadığından, 1982 öncesi emekliler ile yeni emekliler arasında adaletsiz bir aylık farklılığı yaratılmıştır.

1987'de kamuoyunda 'süper emeklilik' olarak bilinen yeni bir düzenleme getirilmiş, mevcut 'gösterge tablosu'nun yanında 'üst gösterge tablosu' ihdas edilmiş, borçlanma hakkı verilen küçük bir grup (62 bin kişi) dışında eski emeklilerin 'üst gösterge tablosuna' taşınmaması dolayısıyla, ikinci bir adaletsizlik ortaya konulmuştur. 2000 yılında aylık hesaplama yöntemi yeniden değiştirilmiş, artık iyice içinden çıkılmaz, kimsenin alacağı aylığı kendisinin hesaplayamadığı bir sistem getirilmiştir.

5510 Sayılı Kanun'la da ayrı bir emeklilik sistemine geçiş sağlanmıştır. Ancak bütün bu geçişler sırasında SSK emeklilerinin intibakları yapılmadığından, her defasında işçi emeklileri mağdur duruma düşürülmüştür.”

“İNTİBAK FORMÜLÜ”

Mektupta, bir “intibak formülü” önerisinde de bulunularak, mevcut adaletsizliklerin giderilmesi için, “ödenen primlerin satın alma gücünü temel alacak bir intibak formülü” üzerinde çalışılabileceği belirtildi.

Sosyal güvenlikte tek çatıya geçilmesiyle birlikte, insanca yaşamaya yetecek bir aylık düzeyine ihtiyaç olduğu ifade edilen mektupta, şu görüşlere yer verildi:

“Bugün ödenmekte olan aylıklar, açlık sınırının altındadır. Yoksulluk sınırının ise dörtte biri düzeyindedir. Sosyal devlet anlayışı gereğince, öncelikle emekli aylıklarında iyileştirmeler yapılmalıdır. Ülkemizin AB üyeliğinin hedeflendiği bu dönemde, AB'deki norm ve standartlar, reform çalışmalarında benimsenmelidir.

Devlet yardımlarının bütçe üzerinde büyük bir yük getirdiği, iç borcu ve faiz oranlarını artırdığı ve yatırımları daralttığı gibi değerlendirmeler, sosyal devletle bağdaşmayan yorumlardır. Devlet, elbette Anayasa'daki görevi gereği, her dönem sosyal güvenlik sistemine katkıda bulunacaktır. Ancak önemli olan, yapılacak katkılar kadar adaletli paylaşımın da sağlanmasıdır. İşçi emeklilerinin intibak sorunu çözülmeden, adaletli bir paylaşımdan söz etmek ise mümkün olamayacaktır.”

Mektupta, Başbakan Erdoğan'dan, yaşanan sıkıntıların ortadan kaldırılması ve işçi emeklilerinin intibak sorunun çözümü için yetkilileri göreve çağırması ve gerekli adımların atılmasını sağlaması talep edildi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!