Güncelleme Tarihi:
Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, sanıklar savunmalarını yapmaya devam ediyor.
Babacan, savunmasında, 28 Şubat döneminde, Basın İnceleme ve Değerlendirme Şube Müdürlüğü görevinde bulunduğunu, işinin, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) etki ve ilgi alanına giren konularda, gazete, televizyon ve ajanslardan bilgi derleyerek, üstlerine iletmek olduğunu söyledi.
"Yaptığım iş halen Genelkurmay Başkanlığı'nda yürütülmekte olup, suç teşkil eden bir yanı yoktur" diyen Babacan, yargılanmasına neden olan belgelerde, rütbesinin dahi yanlış olduğunu ileri sürdü.
Batı Çalışma Grubu'nda (BÇG) görev almadığını, emir üzerine İç Güvenlik Harekat Daire Başkanlığı'nda yapılan toplantıya katıldığını belirten Babacan, "Görevimin basın incelemesi yapmak olduğu söylendi. Toplantıda BÇG'den bahsedilmedi. İşlerimin yoğun olması nedeniyle bu görevi kabul etmedim ve durumu üstüme bildirdim. Birdaha da o toplantıya katılmadım" dedi.
"TRT spikerleriyle farkım yok"
Savcılık ifadesinde, bazı sözlerinin tutanağa tam olarak geçirilmediğni savunan Babacan, şunları kaydetti:
"İstanbul'da gözaltına alındığım sırada, konutumda yapılan aramada bayan görevlinin bulunmaması nedeniyle, eşime ait eşyaların bile erkek görevlilerce aranmasının üzüntüsü, uykusuzluk, yorgunluk nedeniyle bazı şeylerin tutanaklara tam olarak geçmediğini gördüm. Bunu savcıya söylediğimde o da yorgun olacak ki 'önemli olmadığını' söyledi.
Bu davada, iddianameyi okuyan TRT spikerleriyle benim aramda fark yok. Ben de gazete, televizyon ve ajansların yaptığı haberleri üstlerime sunmakla görevliydim. Hiçbir amirimden görevim dışında emir almadım. Benim görevim basın
özetlerini hazırlamakla sınırlıdır."
"Basınla temas halinde değildim"
Savunmasını tamamlamasının ardından Babacan'ın sorgusuna geçildi.
Üye Hakim Hakan Oruç'un, "Savcılıktaki savunmanızda BÇG toplantılarına katıldığınızı söylemişsiniz, bir yanlışlık mı var?" sorusuna, Babacan, "Ben, BÇG olduğunu sonradan öğrendiğim, iç güvenlik harekat dairesi toplantısına bir kere katıldım" cevabını verdi.
Cumhuriyet Savcısı Kemal Çetin'in, "Genelkurmay Halkla İlişkiler Daire Başkanı Hüsnü Dağ'ın alt kadrosunda çalışıyordunuz. Bu dairenin bir kısım gazetecileri çağırarak, bazı haberler yaptırdığı iddiaları var, bu doğru mu?" sorusuna, Babacan, "Ben basın mensuplarıyla temas halinde değildim, benim görevim inceleme yapmak. Bir bilgim yok" karşılığını verdi.
Müşteki avukatı Yılmaz Bölükbaşı'nın, "İncelediğniz haberlerden, Genelkurmay Adli Müşavirliğine gönderdiğiniz oldu mu?" sorusunu, Babacan, "Basın bültenlerini adli müşavirliklere de gönderdim" diye cevapladı.
"Bazı haberler yalanlandı"
Bölükbaşı'nın, "Askeriyede bir görev verildiği zaman o görevi kabul etmeme gibi birşey olamaz denilmişti, siz görevi nasıl kabul etmediniz?" sorusu üzerine Babacan, "Ben bu işi zaten yapıyordum, burada ayrıca yapmaya gerek olmadığını söyledim. Bu görevi kabul etmediğimde, başka bir daireye gönderselerdi giderdim, çünkü çok yorulmuştum" dedi.
Müşteki avukatı İsmail Aydos'un, "gazetelere tekzip gönderilip gönderilmediğini" sorduğu Babacan, kendisinin böyle bir yetkisinin bulunmadığını, bazı haberlerin Genelkurmay Başkanlığı'nca yalanlandığını hatırladığını söyledi.
Genelkurmay Başkanının onayı olmadan tekzip yapılamayacağını belirten Babacan, "O dönemde bilgisayar olmadığı için, basın açıklamaları farks yoluyla gönderilirdi. Şimdiki gibi değildi. Her habere, tekzip yapma gibi bir durum olmuyordu" dedi.
"Emir verilirse, yapılır"
Sanık emekli Orgeneral Çetin Doğan, "Kendisine doğrudan doğruya görev verildiğinde bunu yapmaması askerlikte söz konusu değil. Bu görevi yaptığınızdan dolayı mı kabul etmediniz? Buna karşılık, iç güvenlik dairesinin istediği bilgiler, hangi suretle verildi?" sorusunu yöneltti.
Bu soruya Babacan, "Şubemdeki görevim bu. Zaten 1994 yılından beri basın özetleri, diğer daire başkanlarına olduğu gibi, iç güvenlik harekat dairesine de günlük olarak gönderiliyor. Ben bu görevi kabul edemeyeceğimi, yoğun olduğumu daire başkanıma arz ettim. O da kabul etti" yanıtını verdi.
Babacan, "Bu görevi yapacaksın" emri verildiğinde, yapmaması gibi bir durumun söz konusu olamayacağını kaydetti.
Duruşmaya, ara verildi.