Emekli polisin eşi İsviçre'ye iltica etti

Güncelleme Tarihi:

Emekli polisin eşi İsviçreye iltica etti
Oluşturulma Tarihi: Nisan 26, 2010 13:38

KIRKLARELİ'de oturan emekli polis memuru 51 yaşındaki Aydın Ayyıldız'ın 10 yıl önce evlendiği eşi 31 yaşındaki Gülcan Ayyıldız, 8 yaşındaki oğlunu da yanına alarak ‘iltica’ talep ettiği İsviçre'ye kaçtı ve buradaki mülteci kampında yaşamaya başladı. Aydın Ayyıldız, eşine boşanma davası açtı ve oğlu Demirkan'ı geri alabilmek için hukuk mücadelesini sürdürüyor.

Aydın Ayyıldız, Samsun'da tanıştığı eşi Gülcan Ayyıldız ile 2000 yılında evlendi. 2001 yılında Kırklareli Emniyet Müdürlüğü’ne tayin olan Ayyıldız burada Terörle Mücadele Şubesi'nde görev yapmaya başladı. Çiftin 2002 yılında da oğulları Demirkan dünyaya geldi. Aydın Ayyıldız, biriktirdiği parayla kuaför olan eşine 2007 yılında işyeri açtı. 23 yıl boyunca polislik görevini yürüten Aydın Ayyıldız, 1.5 yıl önce emekli oldu ve bir firmada güvenlik amiri olarak çalışmaya başladı.

Ancak bu süre içinde Gülcan Ayyıldız, ablası Fatma Öztürk'ün de bulunduğu İsviçre'ye sığınıp iltica talebinde bulunmak istediğini her defasında eşine söyledi. Ancak Aydın Ayyıldız, Türkiye'den ayrılmak istemedi. Geçen Haziran ayında Gülcan Ayyıldız, eşinin memur olduğu süre içinde çıkartığı yeşil pasaportuyla İsviçre'nin Basel kentinde yaşayan ablası Fatma Öztürk'ün yanına gitti ve burada yeğeninin düğününe katıldı. 10 gün Basel'de kalan Gülcan Ayyıldız tekrar Kırklareli'ne döndü ve burada eşine yine “Bak gittim gördüm. Daha güzel bir hayatımız olur. İsviçre'ye iltica edelim” diye baskı yaptı. Ancak Aydın Ayyıldız buna yine karşı çıktı.

Geçen yıl Eylül ayında işi nedeniyle bir günlüğüne İstanbul'a giden Aydın Ayyıldız, eve dönüşünde eşi Gülcan Ayyıldız'ın oğlu Demirkan'ı da yanına alarak evi terk ettiğini ve kıymetli eşyalarla bankadaki paraları da alıp kaçtığını anladı. Aydın Ayyıldız, kısa bir süre sonra da eşinin çocuğuyla birlikte iltica talebinde bulunduğu İsviçre'deki mülteci kampına yerleştiğini öğrendi ve dünyası başına yıkıldı.

Eşinin İsviçre'ye gitmek için kendisine sürekli “İltica edelim” diye baskı kurduğunu belirten Aydın Ayyıldız, şunları anlattı:
“Ben de çocuğumu bırak İsviçre'ye kendin gidebilirsin. Ben yıllarca devletim ve bayrağım için görev yaptım. Ben devletimi kötüleyecek bir insan değilim. Benim vatanıma ihanet etmem mümkün değil. Ablası da beni birkaç defa telefonla arayarak ‘Hep beraber İsviçre'ye gelin. İltica edin. Burada yaşayalım. İlticacı olduğum için Türkiye'ye gelip kız kardeşimi göremiyorum. Gelirseniz burada mülteci olarak kalmanız için size garanti veririm’ dedi. Ancak ben hiçbir şekilde ilticacı olamayacağımı telefonda ablasına söyledim. Eylül ayında işim nedeniyle İstanbul'a gittim. Döndügümde evdeki kıymetli eşyaların ve bankada bulunan paraların alındığnı ve eşimin oğlumu da yanına alarak kaçtığını anladım. Eşimin Samsun'da yaşayan ailesini de aradım, ancak ordada da yoktu. Yaptığım araştırmaların ardından eşimin oğlum ile birlikte 5 Ekim günü İsviçre’ye iltica talebinde bulunduğunu ve mülteci kampına yerleştiklerini öğrendim. Eşim mülteci kampında kalabilmek için benim anti terör üyesi olduğumu, 150 kişiyi öldürdüğümü ve kendisi ile oğluma sürekli işkence yapıp, mafya ile işbirliği yaptığım iftiralarında bulunmuş. İsviçre Mülteciler Daire Başkanlığı da eşimin verdiği ifadeler doğrultusunda eşime ve oğluma mülteci kampında sığınma hakkı vermiş.”

GÜL VE ERDOĞAN’DAN YARDIM İSTİYOR

Oğlunu 7 aydır göremediğini ve telefonla bile görüşemediğini belirten Ayyıldız, şöyle devam etti:
“Biz baba- oğul olarak birbirimize çok düşkündük. Lahey Anlaşması kapsamında benim iznim dışında eşimin oğlumu İsviçre'ye kaçırdığını Adalet Bakanlığı’na bildirdim. Bana bakanlığı temsilen uluslararası çocuk kaçırma suçları ile ilgili bir hakim tayin ettiler. Oğlumun kaçırıldığına dair dosya açıldı. Fakat 7 aydır hiçbir olumlu sonuç alınamadı. Kendileri de baba olan Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül ve Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'dan yardım talep ediyorum. Bana yardımcı olmalarını, oğlumun bana verilerek Türkiye de tam bir Türk gibi yetişmesini istiyorum. Ben bir terör timi üyesi değildim. Özel hareket timinde görev yapmış eski bir özel harekat polisiyim. Eşime bu olaydan sonra boşanma davası açarak çocuğumun bana geri verilmesi için mahkemeye başvurdum. Ben kötü bir eş ve baba olsam, eşime dükkan açmam, onların yurt dışına gitmelerinde kolaylık sağlayan yeşil pasaport çıkartmazdım. 23 yıllık görevim boyunca devletimden çok sayıda takdir belgesi aldım. İyi bir baba ve eş olduğunmu da her türlü ispatlarım. Ben oğlumu geri istiyorum.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!