Elif’in ölümünde savcı anneyi de kusurlu buldu

Davaya konu olay, 25 Ocak 2015’te kış turizminin gözde merkezlerinden Uludağ’da meydana geldi. İstanbul’da bir kamu kurumunda memur olan Ceyda Uymuşlar, kızları 13 yaşındaki Zeynep (13) ve Elif ile sömestır tatilinde Uludağ’a geldi. İsmail Tilki’ye (40) ait kızak kiralama yerine giden anne Ceyda Uymuşlar, personel olarak çalışan Bahadır Gürtuşgil’den (36) kızak kiralamak istedi. Bahadır Gürtuşgil’in pistlerin bozuk olması sebebiyle kızakları kiraya vermeyeceklerini söylemesi üzerine iddiaya göre anne ısrarcı olunca, 20 lira karşılığında ikili anlaştı.

ANNE KIZAĞIN KONTROLÜNÜ YİTİRDİ

Bahadır Gürtişgil, kendi pistlerinin kapalı olması nedeniyle ikinci bölgedeki Bülent Taşdemir’e (58) ait kızak pistini gösterdi. Kızları ile birlikte 250 metre uzunluğundaki piste giden Ceyda Uymuşlar, kızlarıyla birlikte aynı kızağa binerek kaymaya başladı. Pistin eğimli olması sebebiyle kızağın hızlanması üzerine Uymuşlar kontrolünü kaybetti. Zeynep kızaktan düşerken, anne Ceyda ile Elif 5 metre yüksekliğindeki dere yatağına yuvarlandı. Kafasını kayaya çarpan Elif, Çekirge Devlet Hastanesi’nde yapılan tüm müdahalelere rağmen yaşamını yitirdi. Bursa Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan otopside küçük kızın, ’künt tramvaya bağlı iç kanama sonucu’ öldüğü belirlendi. Cumhuriyet savcısı soruşturma sırasında bilirkişiden rapor istedi.

BİLİRKİŞİ: ANNE KUSURSUZ, SAVCI: ANNE DE KUSURLU

Bilirkişinin raporuna göre, kazanın meydana geldiği kızak pistinin işletmecisi Bülent Taşdemir’in gerekli güvenlik önlemleri almadan kızak pistini işletmesi, Ceyda Uymuşlar’a kızak kiralayan İsmail Tilki ile Bahadır Gürtuşgil’in uygun olmayan denetleme ve güvenlik tedbiri almadan ücret karşılığı kızak kiraya vermesi sebebiyle kusurlu oldukları belirtildi. Ayrıca raporda Ceyda Uymuşlar’un kusursuz olduğu ifade edildi. Bilirkişi raporunun sonuç bölümünde ise olayın bir kaza olduğu ve kasıt unsuru bulunmadığı ifade edilerek, olayın meydana gelmesinde bir kusurlar zinciri oluştuğu ve kazanın ’kök’ nedeninin denetim eksikliği olduğuna dikkat çekildi.

Bilirkişi raporuna karşı Cumhuriyet savcısı ise, ’Velayet haklarının kullanımı gereği çocukları üzerinde gerekli özen ve dikkati gözetme yükümlülüğü olan annenin özen ve dikkati göstermeden çocuğunu kızak aracına bindirdiği için kusurlu olduğunu’ belirtti. Savcının bu görüşürüyle anne Ceyda Uymuşlar, hem müşteki hem de sanık oldu.

15- 18 YILA KADAR HAPİSLERİ İSTENDİ

Bursa 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde anne Ceyda Uymuşlar’a ’taksirle ölüme neden olma’ suçundan 2 ile 15 yıl, diğer şüpheliler Bülent Taşdemir, Bahadır Gürtuşgil ve İsmail Tilki hakkında ise ’taksirle ölüme ve yaralanmaya’ sebep olma suçlarından 2 ile 18 yıl arası hapis cezası istemiyle dava açıldı. Duruşmaya Bahadır Gürtuşgil, Bülent Taşdemir ile İsmail Tilki ile müşteki- sanık Ceyda Uymuşlar’ın avukatları katıldı.

’ISRARLI OLUNCA VİCDAN YAPTIM’

Duruşmada suçlamayı kabul etmeyen Bahadır Gürtuşgil, olay tarihinde İsmail Tilki’nin kızak ve motor kiralama işyerinde eleman olarak çalıştığını belirterek şöyle dedi: "Olay günü karayolları çalışma yapmıştı. Bizim pist bozuk olduğu için kızak kiraya veremiyorduk. Ceyda Uymuşlar gelip benden kızak kiralamak istedi. Ben de, pistin bozuk olması sebebiyle kiralık kızak veremeyeceğimi söyledim. Bana, ’çocukların hevesini kırma bize yardımcı ol’ gibi şeyler söyledi. Ben de vicdan yaptım. Başkasına kızak vermediğim halde Ceyda’ya 20 lira karşılığında kimliğini alıp kiraya verdim. Kazanın nasıl ve nerede olduğunu bilmiyorum."

Bülent Taşdemir ise, "Benim kullandığı yer 15 metre genişliğindedir. Ben de burayı ağ ile çevirmiştim. Olayın meydana geldiği yer benim kullandığı ya da kiraladığım yerin dışındadır" diye konuştu.

ANNE, TÜM KURUM VE KİŞİLERDEN ŞİKAYETÇİ

Duruşmaya katılmayan anne Ceyda Uymuşlar ise daha önce savcılığa verdiği ifadesinde, olay günü küçük kızak bulamadığı için normal bir kızak kiralamak istediğini belirterek, şöyle konuşmuştu: "Görevli bana kazanın olduğu yeri göstererek, ’bu alan bizim bölgemiz burada kaymak zorundasınız’ dedi. Ben de 20 lira karşılığında kızağı kiraladım ve memuriyet kimliğimi verdim. Ben ve iki kızım kızağa binerek aşağı doğru kaymaya başladık. Bizim gibi o bölgede kayan çok insan vardı. Kızağın hızı artınca ben kontrolümü kaybetmeye başladım. Orada bulunan birkaç kişiye çarptım. Bunun üzerine büyük kızım kızaktan düştü ve yuvarlandı. Etrafta tabela, uyarı ve file yoktu. İleride bir tümsek olduğunu gördüm. Tümseğe geldiğimizde duramadım ve 3- 4 metre aşağıdaki dere yatağına düştük. Düştüğümüz yerde kaya parçaları vardı. Kızımın durumu çok iyi değildi. Sonra çığlık atarak yardım istediğimi hatırlıyorum. Bu kazanın yaşanmasında ihmali olan tüm kişi ve kurumlardan şikayetçiyim."

Bölgede keşif yapılması ve o bölgede fotoğrafçılık yapan Nihat Dikmen’in tanık olarak dinlenmesine karar veren mahkeme heyeti, duruşmayı erteledi.