EleÅŸtirmen Yüksel:"Tiyatro kendini yenilemeli"

Güncelleme Tarihi:

Eleştirmen Yüksel:Tiyatro kendini yenilemeli
Oluşturulma Tarihi: Aralık 25, 2002 00:00

Yazar ve tiyatro eleÅŸtirmeni, Ankara Ãœniversitesi Dil ve Tarih-CoÄŸrafya Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. AyÅŸegül Yüksel, 1960'larda, baÅŸlangıçtaki yükseliÅŸ sürecini tamamlayanTürk tiyatrosunun bir duraklama dönemine girdiÄŸini belirterek, bu tıkanıklığın aşılması için topluluklarından yazarlarına, sanatçılarından yöneticilerine herkesin çok bilinçli adımlar atmak zorunda olduÄŸunu söyledi. Prof. Dr. Yüksel, "Yeni bir yasal çerçeve içinde özel ve ödenekli tiyatroların konumları, hakları, görevleri ile bu kurumlar karşısında devletin görevleri belirlenmeli, ondan sonra da özellikle genç yazarlara ve genç topluluklara yönelik özendirici hamlelere gidilmelidir" dedi.  Prof. Dr. Yüksel, "5. Türk Kültürü Kongresi"nde, "Cumhuriyet Dönemi Türk Tiyatrosu'nun Dünü, Bugünü, GeleceÄŸi" konulu bir bildiri sundu.  Türk tiyatrosunun 1960'lı yıllarda yükseliÅŸ çağını yaÅŸadığını belirten Prof. Dr. Yüksel, o günlerde çok yetenekli sanatçılar yetiÅŸtiÄŸini ancak 1960'ların sonunda tiyatro dünyasının, parlak bireysel çıkışlar sayılmazsa genel olarak bir rehavet içine girdiÄŸini söyledi.  1975'lere kadar uzanan dönemde "Biz en yüksek noktaya ulaÅŸtık, bunun ötesinde de biz artık Türk Tiyatrosu'nun sanat hamileri olarak bu hizmeti mükemmel biçimde vermeye devam ederiz" inancının hakim olduÄŸunu anlatan Prof. Dr. Yüksel, bu noktadan sonra da sanatçıların gerek oyunculuk teknikleri gerek sahneleme baÄŸlamında bildiklerini tekrarlamaya baÅŸladıklarını, bunun da duraklamayı ve dolayısıyla gerilemeyi getirdiÄŸini söyledi. Prof. Dr. Yüksel, şöyle devam etti:"1960'larda çok tutulan geleneksel tiyatroyla batı tiyatrosu sentezinin, yinelene yinelene tüketildiÄŸini ve artık estetik bir haz vermekten uzakta kaldığını görüyoruz. Toplumcu tiyatro yapan toplulukların kendilerine yazar bulamadıklarını, çeÅŸitli fraksiyonlarabölündüklerini ve gitgide zayıflayarak slogancı, seyirciyi tiyatrodan uzaklaÅŸtıran, tiyatro hazzı vermeyen tiyatroya yöneldiklerini görüyoruz. Özel tiyatrolar gitgide yerli yazarların oyunlarını repertuvarlarına almaktan vazgeçerken, devlet tiyatrolarının yapımlarıda giderek daha az özenli olmaya baÅŸlıyor."  12 Eylül hareketinin de Türk tiyatrosuna çok büyük bir darbe vurduÄŸunu belirten Prof. Dr. Yüksel, düşünce özgürlüğünün kısıtlandığıbu dönemde yazarların bilinçli ya da bilinçsiz olarak belirli oranda otosansür uygulamasına gittiÄŸini söyledi. Prof. Dr. Yüksel, tiyatroların siyasal gücün hoÅŸuna gitmeyecek metinleri sahneye koymaktan kaçındığını ve bunun da bilineni yineleme olgusunu ortaya çıkardığını söyledi.       SHAKESPEARE, MOLLÄ°ER BÄ°NDE BÄ°R Ä°ZLENÄ°YOR       Özel tiyatroların ekonomik zorluklar nedeniyle az kiÅŸili kolay sahnelenebilir oyunlara yöneldiÄŸini, Devlet tiyatrolarının da çok özengerektiren klasik oyunlardan kaçındığını anlatan Prof. Dr. Yüksel, "Çok uzun zamandır Shakespeare veya Mollier binde bir izleniyor artıkve yeni bir yazar kuÅŸağının çok hızla yetiÅŸmediÄŸini görüyoruz. Bu döneme bir tıkanma veya duraklama dönemi denilebilir" dedi.  Prof. Dr. Yüksel, ÅŸunları söyledi: "Çok fazla sahnesiyle fevkalade hantal bir yapısının olması, Devlet Tiyatroları'nın iÅŸleyiÅŸini zorlaÅŸtırmakta, yeni bir yapılanma süreci içine girmesini de zorunlu kılmaktadır. İçinde bulunduÄŸumuz aÅŸamada bence tiyatromuzun genç yazarları desteklemesi gereklidir. Yeni bir yasal çerçeve içinde özel ve ödenekli tiyatroların konumları,hakları, görevleri ve tiyatro kurumları karşısında devletin görevleri belirlenmeli ondan sonra da özellikle genç yazarlara yönelik özendirici hamlelere gidilmelidir.  Tiyatro baÄŸlamında eleÅŸtirmeninden yazarına, sanatçısından yöneticisine hepimiz çok bilinçli adımlar atmak zorundayız. Türk tiyatrosunun 21. yüzyıl tiyatrosunda bir adı olacaksa bu adı oluÅŸturmayolunda ulusal düzeyde varolan kültürel birikim ile yazarlık, yönetmenlik, oyunculuk, sahneye iliÅŸkin her tür tasarımcılık ve seyirci potansiyelinin ülke düzeyinde harekete geçirilmesi zorunlu olacaktır. ÖzlediÄŸimiz kimlikli ve dünya düzeyinde yüzümüzü aÄŸartacak nitelikte bir tiyatrodur."  Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!