Güncelleme Tarihi:
Taraf Gazetesi'nden Bahar Kılıçgedik'in haberine göre; Elazığ'ın Karakoçan ilçesine bağlı bir köyde 8 yaşından itibaren 7 yıl boyunca tecavüze uğrayan, ailesi başta olmak üzere kimsenin sahip çıkmadığı duyup da sustuğu tecavüz olayında, haklarında dava açılan 19 sanığın tutuksuz yargılandığı ortaya çıktı.
Olayı anlattığı ağabeyinin de tecavüzüne uğrayan, annesi tarafından suçlanıp dayak yiyen S.A ile görüştüklerini anlatan avukat Hülya Işık Yıldırım, çocuğun yaşadığı ağır travmanın sonucunu şu sözlerle anlatıyor:
“Kız çocuğu ile konuştuk. Olayı tek tek anlatıyor. Ama ne yazık ki; çocuklukta o kadar çok cinsel istismar yaşamış ki artık bunun normal bir şey olduğunu sanıyor.”
Elazığ’ın Karakoçan İlçesi’ne bağlı bir köyde yaşayan S.A.’nın 8 yaşından itibaren 7 yıl boyunca cinsel istismara uğramasıyla ilgili açılan davada sanıkların yargılanmasına başlandı. Hakim karşısına çıkan 19 sanık tutuksuz. Avukatların tutuklanmaları yönündeki talepleri ise mevcut delil durumu nedeniyle reddedildi. Bir ağızdan “iftira ediyor” diyen 19 sanık suçlamaları kabul etmedi. Duruşma eksikliklerin giderilmesi için ertelendi.
SANIKLAR TUTUKSUZ, SAVUNMALARI : İFTİRA
Son dönemde yargının özellikle çocukların cinsel istismar olayında “rıza” gösterdiği şeklindeki kararları, yargılanan sanıklara da yol gösterir nitelikte. 8 yaşından itibaren 7 yıl boyunca yüzlerce kez cinsel istismara uğrayan S.A’nın davası önceki gün Elazığ 1. Ağır Ceza’da görülmeye başlandı. S.A ve gizli tanıkların ifadeleri doğrultusunda, aralarında 70 yaşındaki G.E.’nin de bulunduğu 19 kişi hakim karşına çıktı. 19 sanığın tutuksuz olarak yargılanması dikkat çekti. Sanıklar ifadelerinde ağız birliği yaparcasına, mağdure S.A’nın kendilerine iftira attığını iddia etti.
21 barodan ortak açıklama: Sessiz kalanlar sorumlu hale gelmiştir
TUTUKLANMAMA GEREKÇELERİ: YETERLİ DELİLİN OLMAMASI
Yaklaşık 4 saat süren duruşmayı Taraf’a değerlendiren Elazığ Barosu'nu temsilen duruşmalara katılan avukat Hülya Işık Yıldırım, “Dosyalar ayrıldığı için tam sanık sayısını şu an için bilmiyoruz. Bu duruşmada 19 sanık yargılanıyor. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı davaya müdahil oldu. Elazığ Barosu adına yaptığımız müdahillik talebi mahkeme tarafından değerlendirmeye alındı. Ancak mahkeme tarafından kabul edilsin ya da edilmesin biz baro olarak davanın takipçisi olacağız. S.A.’nın ifadesi güvenlik gerekçesiyle Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) kanalıyla alınabilir. Sanıkların hemen hemen hepsi mağdurenin kendilerine iftira attığını söyledi. Sanıkların 19’u da tutuksuz. Tutuklanmaları yönündeki talebimiz ise her seferinde reddedildi.
Mahkeme yeterli delil olmadığı gerekçesiyle tutuklanma taleplerini reddetti. Olay 7 yıl boyunca sürmüş. Bu tür cinsel istismar davalarında mağdurun üzerinden örnek alınması lazım ki delil olsun. Ne yazık ki ortada bir delil yok çünkü çok sonra tecavüz olayı ortaya çıkıyor. Ama dava dosyasında çocuğun yaşadığı ağır travmaya dair raporlar, ifadesi ve tanık anlatımları deliller arasında sıralanıyor” dedi.
Güvenlik gerekçesiyle başka bir ilde olan S.A. ile bir kez görüştüklerini belirten avukat Işık Yıldırım,"Yaşadığı olaylardan dolayı çok ciddi bir şekilde psikolojisinin bozulduğu yönünde doktor raporları var. Yaşadığı olayı tek tek anlatıyor. Kız çocuğu artık onun hayatının bu olduğunu sanıyor. Çok küçük yaşta yaşamaya başladığı için yaşadıklarını normal görüyor. Ne yazık ki böyle bir durum var” diyerek travmanın ne kadar ağır boyutta olduğunu gözler önüne seriyor.
ÇOCUK TECAVÜZÜ NORMAL GİBİ ANLATIYOR
Kız çocuğunun 8 yaşından itibaren 7 yıl boyunca yaşadığı ağır travmaya dikkat çeken Uzman Pedagog Sevil Yavuz, çocuğun şu anki ruh halini Taraf’a değerlendirdi. Cinsel istismara maruz kalan S.A.’nın avukatla yaptığı görüşmeyi değerlendiren Pedagog Yavuz, “Birilerinin ona yardım edebileceği ümidini yitirmiş. Çocuk o kadar çok duygularını kapatmış ki bunu normal bir olay gibi anlatıyor. Bu da duygu durum bozukluğundan kaynaklanıyor. Travmasını duygularını katmadan anlatıyor. Parçalanmış, bölünmüş çocuğun duyguları başka bir yerde. Çünkü duygularını hissederse acı çekecek. Bize anlatıldığında şoke olabilecekken, o bunu defalarca yaşadığı için soğukkanlılıkla, duygularını bir tarafa bırakarak anlatıyor. Çocuk için ağır bir travma. En güvenilen kişi nerede olursa olsun annedir. Hayvan da bile böyledir. Anne yüzünü dönmüş. Anne biliyorken dövmüş. Kız çocuğunun dünyada sığınacak bir limanı yok. Tek başına yapayalnız ve kimseye güvenemez artık” dedi.
“AİLE KAVRAMINI YENİDEN ÖĞRENMELİ”
Kız çocuğunun hayata tutunması için acilen yapılması gerekenler noktasında önerilerde bulunan Pedagog Yavuz, şunları söyledi:
"Bir an önce bu travmadan uzaklaşması gerekiyor. Devlet korumasında da nasıl muamele gördüğünün denetlenmesi gerekiyor. Sevgi evleri var. Bu çocuğun aile ortamının gerçekte ne olduğunu bilmesi gerekiyor. Kimsenin hayat hikayesini bilmediği yeni bir sığınağa ihtiyacı var. Sürekli yoğun bir şekilde psikoterapi görmesi gerekiyor. EMDR terapisi travma odaklı çalışır yani bu çocuğa bir psikolog tarafından bu terapilerin verilmesi gerekir. Bu çocuğun sevgiye ihtiyacı var. Acilen bu terapileri görmesi lazım."