Şahismail GEZİCİ/ELAZIĞ, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Kasım 03, 2006 13:16
MİDE rahatsızlığı nedeniyle Elazığ Devlet hastanesi Acil servisine kaldırılan Hasan Kınağu’ya iğne yapıldıktan sonra, iddiaya göre ‘Pazartesi gel’ denildi. Evine döndükten sonra rahatsızlanan Kınağu, bu kez götürüldüğü özel hastanede yaşamını yitirdi.
Elazığ’a bağlı Aydınlar köyü'nde oturan 44 yaşındaki Hasan Kınağu, geçen Cuma akşamı midesinden rahatsızlanınca ağabeyi Hıdır Kınağu tarafından Elazığ Devlet Hastanesi acil servisine kaldırıldı. Yapılan muayenenin ardından yeşil kartına ilaç yazılarak iğne yapıldıktan sonra, ‘Eve götürün pazartesi getirin’ denildiği belirtilen hasta Hasan Kınağu, yakınları tarafından köye götürüldü. Ancak hastanın tekrar fenalaşması üzerine bu kez özel Fırat Tıp Merkezi'ne götürdüklerini ifade eden yakınları, “Fırat tıp merkezinde hastamıza hemen müdahale ettiler ancak kurtaramadılar. Devlet Hastanesi bizi evimize göndermeseydi hastamız ölmeyebilirdi” iddiasında bulundu.
KAN KUSMUŞ
Elazığ merkeze 18 km uzaklıktaki Aydınlar Köyü Düzgün Mezrası'nda yaşayan Hıdır Kınağu, kardeşinin Devlet Hastanesi acil servisinin ihmali sonucu öldüğü iddiasıyla Cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulundu. Hıdır Kınağu yaşadığı olayı şöyle anlattı:
“27 Ekim Cuma günü gece saat 23.00 ağabeyim Hasan Kınağu rahatsızlandı, beni çağırdılar. Gelip baktığımda kan kusmuştu ve kanda et parçaları vardı. Onları da bir poşete koyarak kardeşimi Devlet Hastanesi acil servisine götürdüm. Nöbetçi doktor bakıp muayene etti. İlaç yazdı ve bir iğne yaptı. Eve götürüp pazartesi polikliniğe getirmemizi söyledi.
Ancak ben hastamın kan kustuğunu belirtip, içinde et parçaları olan poşeti de gösterdim. Doktor ise, hastanın bir şeyinin olmadığını, iğnenin üzerine rahatlayacağını söyledi. Fırat Tıp Merkezi'ne sevk etmesini istedim, onu da kabul etmedi. Biz de hastamızı alıp eve geldik. Saat 01.00 sıralarında ağabeyim tekrar fenalaştı. Bu defa Fırat Tıp Merkezi'ne götürdüm ancak yapılan müdahaleler ağabeyimi kurtarmaya yetmedi. Devlet hastanesi acil servisi bizi ev yerine başka bir hastaneye sevk etseydi ağabeyim ölmemiş olacaktı. Köylü olduğum için doktor beni başından savdı.”
İhmaldan öldüğü iddia edilen Hasan Kınağu’nun annesi Sulat Kınağu da, elinde oğlunun fotoğrafıyla gözyaşları içinde, “Gitti
aslan gibi oğlum, gitti göremedim” diye ağıt yaktı. Evli ve bir çocuk babası Hasan Kınağu’nun eşi Seliha Kınağu da, eşinin mezarı başında gözyaşı dökerek eşinin doktor ihmalinden öldüğünü öne sürdü. Gözü yaşlı eş, “Eşime bakmadılar, eve gönderdiler sorumlular hakkında şikayetçiyiz” dedi.
DOKTOR: GEREKEN HER ŞEY YAPILDI
27 Ekim 2006 tarihinde Devlet hastanesinde nöbetçi olan ve hastanın yeşil kartına ilaç yazan dokor Mustafa Kahraman, görüntü alınmasını istemezken, hastaya yapılması gereken her şeyin yapıldığını öne sürerek, “Söz konusu hasta benim koyduğum teşhisten ölmemiştir.
Yemek borusu kanamasından ölmüştür. Olay yargıya intikal etmiştir, gider hesap veririz” dedi.