Güncelleme Tarihi:
HACETTEPE Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü öğretim üyeleri, merkez üssü Sivrice ilçesi olan 6.8’lik depremin ardından Elazığ’daki binaları inceledi. Üniversitenin hazırladığı 44 sayfalık ön inceleme raporunda dikkat çekici tespitler yer aldı. Raporda, Türkiye genelinde eski yapılarda sıkça görülen düz donatı ve düşük dayanımlı beton kullanımının Elazığ’da gözlenen hasarlı binalarda öne çıkan kusurların başında geldiği vurgulandı. Raporun sonuç bölümünde özetle şu tespitler sıralandı:
TÜNEL VE BARAJLAR SORUNSUZ
“Bölgede mühendislik hizmeti almış yapılarda (barajlar, demiryolu tünelleri, menfezler, köprüler) deprem kaynaklı kayda değer bir hasara rastlanmamıştır. Ancak özellikle Hazar Gölü ve baraj gölü çevresindeki suya doygun ve zayıf alüvyon zeminlerde yer alan ciddi mühendislik hizmeti almamış su yapılarında hasarlar tespit edilmiştir. Ayrıca, faya çok yakın bölgelerde yer alan ve yapı kalitesinin çok düşük olduğu yerleşim yerlerinde depremin etkisi ile ciddi yıkımlar ve can kayıpları gerçekleşmiştir.
ESKİLERİN ÇOĞU HASARLI
Sivrice depremi ana sarsıntısının ardından yapılan saha çalışmaları sonucunda büyük ve şiddetli olan bu deprem sonrasında şehrin farklı bölgelerinde (Sürsürü, Mustafa Paşa ve Abdullah Paşa Mahallesi) yoğunlaşmış, özellikle eski yönetmeliklere göre inşa edilmiş yapı stokunun çoğunun hasar aldığı gözlemlenmiştir. Genel olarak yapıların dıştan hasarsız ya da az hasarlı olduğu görülmekte, fakat yapı iç mekan incelemeleri sonrası çoğunun bölme duvar çatlaklarının yanı sıra bir kısmında yapısal hasar da aldığı gözlemlenmiştir. Bu nedenle hasarlı binaların büyük bir çoğunluğunun tamir edilmenin yanı sıra özellikle yapısal hasar alan yapıların hasar seviyelerine göre güçlendirilmesi veya yıkılması gerekliliği de ortaya çıkmaktadır.”
YERLEŞİM ŞEKLİ HATALI
“Elazığ’daki ilk göze çarpan yapım hatası binaların arazideki yerleşim şekli olarak gösterilebilir. Bu bölgede, binalar komşu yapı ya da yapılarla hiçbir derz boşluğu bırakılmadan inşa edilmiş ve ne yazık ki halen bu şekilde inşa edilmektedir. Böyle bir yapılaşmadan kaynaklı depremin yanal istemi sonrası bitişik nizamdaki binaların birbiriyle etkileşiminden dolayı hasar artmıştır. Bu gerçeklik, deprem sonrası saha incelemelerinde de doğrulanmıştır. Birçok bina kendisine yapışık olarak inşa edilmiş komşusu yüzünden ekstra darbe almıştır. İncelenen binaların neredeyse tamamında donatı detaylandırılmasında büyük hatalar yapıldığı ilk bakışta dikkat çekmektedir. Özellikle hiçbir taşıyıcı elemanda oluşmasına izin verilmeyen kesme çatlaklarının görülmesinde bu hatalı detayların etkisi çok büyüktür. Örneğin binalar incelenirken kolon ve kiriş uç bölgelerinde etriye sıklaştırılmasına rastlanamamış, etriyeler çok seyrek atılmış, sismik etriye diye adlandırılan detaylara uyulmamıştır. Bu da binaların yeteri kadar enerji sönümlemesini engelleyip yapısal hasarı oldukça arttırmıştır.”
KOLON VE PERDE KURTARDI
“Bölgedeki eskiden beri süre gelen yıkıcı depremlerden kaynaklı binalarda oldukça fazla kolon ve perde kullanımı dikkat çekmektedir. Bu nedenle binalarda yıkım ve ağır hasar miktarı sınırlı kalmıştır. Donatı detaylarındaki eksiklikler, kalitesiz beton ve nervürsüz donatı kullanımı depremde ciddi yapısal hasar oluşmasına sebep olmuştur.”
OKULLARA İKİNCİ ERTELEME
ELAZIĞ’da, depremin ardından eğitim-öğretim yılının ikinci yarısının 10 Şubat’ta başlaması kararı alınmıştı. Ancak Elazığ Valisi Çetin Oktay Kaldırım, dün yaptığı açıklamada, 10 Şubat tarihinden itibaren bütün eğitim kurumlarında eğitim ve öğretime 1 hafta daha ara verildiğini duyurdu. Depremden etkilenen Malatya’nın Doğanyol, Kale ve Pütürge ilçelerinde de eğitime verilen ara 17 Şubat’a kadar uzatıldı. Malatya Valiliği’nden yapılan açıklamada, “Battalgazi, Yeşilyurt, Akçadağ, Arapgir, Arguvan, Darende, Doğanşehir, Hekimhan, Kuluncak ve Yazıhan ilçelerinde ise eğitim faaliyetlerine 10 Şubat 2020 tarihinde başlanacaktır” denildi. (Erkan BAY/DHA)