Oluşturulma Tarihi: Haziran 24, 2005 00:00
TÜRKİYE bir süredir müthiş bir rüzgarın etkisinde...‘Bir şeyler yapalım ki bu ülkede bir şeyler değişsin’ rüzgarı bu.Rüzgarı estirenlerin çoğunlukla kadın olması tesadüfi mi?İşte bunu bilemem.Şimdi vereceğim örneklerden siz karar verin.Aynı hafta içersinde iki kadının hikayesini dinledim.İkisi de heyecanlıydı, ikisi de umutluydu.Birinci hikaye Coca Cola Türkiye Kurumsal İletişim Müdürü Direktörü Ebru Bakkaloğlu’ndan.Coca Cola Birleşmiş Milletler Kalkınma Fonu ile birlikte ‘Hayata Artı’ Projesini başlatmış.5 yıl sürecek 1.5 milyon dolarlık bir proje.Bu arada bilginize...Kemal Derviş’in atanmasından önce start almış.Neyi hedefliyor?Türkiye genelinde 16-26 yaşlarındaki gençlerin, hayatı güzelleştirmek için projeler üretmelerini...Şöyle deniyor gençlere:‘Haydi hayata sende bir artı kat’...Fikir üretecekler, düşünecekler ve proje geliştirecekler.Proje meselesi genellikle Türklerin en zayıf olduğu alan.Şimdiye kadar Avrupa Birliği’nin ayırdığı fonlara proje üretemediğimizden neler kaybettik...‘Hayata Artı’ eğitim, çevre, spor ve kültür alanlarında gençlerden 5 yılda 100 proje bekleniyor.Onlara nasıl proje hazırlanacağını öğretecek olanlar da başka gençler.Ebru Bakkaloğlu, gençlerin nasıl hevesli olduklarını anlatırken ağlama noktasında.Aynı duygusallığa Ritz Carlton Oteli’nin Halkla İlişkiler Direktörü Sedef Baran’da rastlıyorum.Onun da gönlü ve aklı, Elazığ ve Van’dan Kanada’ya yaz okuluna gönderecekleri üniversiteli gençlerde.Hem Elazığ, hem Van’da öğrencilerin evlerini ziyaret etmiş, anne, babalarla tanışmış.‘Elazığ ve Van’dan Kanada’ya öğrenci göndermek nereden çıktı’ diye soruyorum.İlham kaynağı, TAV Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın’ın eşi Şafak Akın’ın kurmuş olduğu ‘Türkiye İnsan Kaynakları Vakfı’...Vakıf, yaklaşık 6 yıldan beri büyük şehirlerin dışında, üniversitelerde okuyan gençlere yönelik programlar yapıyor..Her yıl, çeşitli üniversitelerden maddi durumları iyi olmayan 20-25 genç seçiliyor ve yaz aylarında bir aylığına büyük şehirlere getiriliyor.İngilizce, bilgisayar gibi ek kurslar veriliyor, kültürel ve sanatsal faaliyetler düzenleniyor.Düşünün ki, bazı öğrencilerin arasında hayatlarında müze görmemiş olanlar var.Vakfın bu programından haberdar olan Sedef Baran, Ritz Carlton’ın bu yıl devreye girip en başarılı öğrencileri Kanada’ya dil kursuna göndermelerini sağlamış.Van’dan bir, Elazığ’dan biri kız olmak üzere üç öğrenci temmuz sonu Ottawa yolcusu.Düşünün ki, Van’dan, Elazığ’dan dışarı adımlarını atmamış olan bu gençler 40 gün Ottawa’da lisan kursuna gidecekler.Ellerine verilen video kameralarla gördüklerini kaydedip, döndüklerinde arkadaşlarına anlatacaklar.Merak etmeyin, Türkiye’de ‘birşeyler değişecek’...Hem de pek yakında.İstanbul ve ‘ahlaki globalleşme’BUSH ve Blair’i ‘hesap ver işgalci’ diye yargılayan ‘Irak Dünya Mahkemesi’nin nihai oturumu bugünden itibaren pazar gününe kadar İstanbul’da.ABD’nin Vietnam’da işlediği savaş suçlarının yargılandığı Russell Mahkemesi’nden ilham alan ‘Irak Dünya Mahkemesi’nde iddia heyeti Başkanı Amerikalı Profesör Richard Falk.Profesör Falk, dün Darphane-i Amire’deki sunumunda bakın ne demiş?‘Bu yasal bir mahkeme değil ama ciddiye alınması gerekir. Böyle bir mahkemeyi devletler yapmadığı ya da yapamadığı için halklar yapıyor.’Falk’a göre, Bush ve Blair’in yargılanmaları, globalleşmenin ‘ahlaki’ yönü.Yani ‘ahlaki globalleşme’.Peki 2003’te dünyanın çeşitli şehirlerinde ve şimdi İstanbul’da yapılan mahkemenin etkisi ne olabilir?Hukukçu Richard Falk’a göre, ilerde resmi bir mahkeme olduğu takdirde ‘Irak Dünya Mahkemesi’nin verileri kullanılabilir.Falk, Princeton Üniversitesi’nde 30 yılı aşkın bir süreyle hukuk dersleri vermiş.‘Yırtıcı Globalleşme, Bir Eleştiri’, ‘Globalleşme ve Din’, ‘Dünya Düzeninin Çöküşü’ gibi aralarında Türkçe’ye çevrilmiş elliye yakın kitabı var.‘Irak Dünya Mahkemesi’nin verileri kullanılabilir diyorsa kuşkunuz olmasın öyledir.
button