OluÅŸturulma Tarihi: Nisan 07, 2002 00:00
Birçok bilimsel çalışma grafolojinin saçma olduÄŸunu gösteriyor. Ancak, grafoloji yine de kiÅŸiliÄŸiniz hakkında sandığınızdan çok daha ÅŸey anlatabilir.Yazı örneklerini rakamlar haline dönüştüren, el hareketleri ve vuruÅŸların hızlarını kaydededen yeni bir teknoloji, el yazısı hakkında daha kesin sonuçlar saÄŸlayabiliyor. Multipl skleroz, bunama, Parkinson hastalığı, Hantington chorea, ÅŸizofreni ve obsesif- kompulsif bozukluk (OCD)el yazısını etkileyen rahatsızlıklardan birkaçı. Bugünkü uzay misyonları öyle herkesin aklına yatacak türden giriÅŸimler deÄŸil. Astronotlar uçuÅŸun büyük bir bölümünü tavuk çiftliklerindeki kuluçka makinelerine benzer bir biçimde birbirlerine bitiÅŸik koltuklarda geçirmek zorundalar; yalnızca yörünge istasyonlarında daracık laboratuarlara geçebiliyorlar. Gelecekteki Mars misyonu için de 9 ay boyunca omuz omuza oturabilecek yedi kiÅŸilik bir ekip aranıyor. Aileli uçuÅŸTabii bu sıkışıklık çok daha uzun sürecek olan yolculuklar için uygun deÄŸil. AraÅŸtırmacılar bu yüzden geleceÄŸin uzay yolculuklarında insanları askeri bir düzen içinde organize etmek yerine bin yıllardan beri süre gelen ortak yaÅŸam modeline uygun geniÅŸ alanların sunulması gerektiÄŸi görüşünde birleÅŸiyorlar. Bu tür bir yolculuÄŸun saÄŸlıklı bir biçimde yürüyebilmesi için mürettebatların aileleriyle bir arada olmaları daha uygun görülmekte.Antropolog Moor’un hesaplarına göre uçuÅŸ ekibinin soylarını birkaç kuÅŸak devam ettirebilmesi için en azından 80 kiÅŸiden oluÅŸması gerekiyor. Yolcular evlenip çocuk sahibi olmalı ve ancak onların torunları ya da torunlarının torunları günün birinde güneşötesi bir gezegene ulaşıp koloniler kurabilecek ya da dünyaya geri dönebilecek. Uzaydaki genetik çeÅŸitliliÄŸin uzun süre korunabilmesi için de araÅŸtırmacılar uzay gemisinde dondurulmuÅŸ sperm hücrelerinin de bulundurulmasını öneriyorlar. Uzayda konuÅŸulacak ortak dil olarak Ä°ngilizce uygun görüldü. Dilbilimci Sarah Thomason, (Michigan Ãœniversitesi) Amerikalı ve Avrupalılarla birlikte uzaya gidecek Ghanalılar ya da Hintliler arasında Ä°ngilizce konuÅŸan kiÅŸilerin bulunmasının zor olmayacağını düşünüyor. Zaten bir süre sonra da özgün bir uzay Ä°ngilizcesinin geliÅŸmesi bekleniyor. Bugün kullandığımız sözcükler onlar için gereksiz olacak ve bizim hayal bile edemeyeceÄŸimiz sözcükler türeyecektir. Yıldız yolculukları ekiplerin katlanmak zorunda oldukları bir gezi deÄŸil de onlara ilginç gelebilecek konforlu ve aynı zamanda da serüven dolu bir yaÅŸam sunmalı. Ancak bu durumda ekip kurma sorunu aşılabilir. Merak belki de en iyi motivasyon olabilir. Sonuçta bu insanlar kendi deÄŸerlerine sahip yepyeni bir kültür, farklı kutlamalar ve deÄŸiÅŸik davranış biçimleri yaratma ÅŸansına sahip olacaklar. Moore ‘uçan dünyalar’, yapay biyosferler ve yepyeni toplum modelleri düşlüyor. Ama yolcular turist olarak gidecek olurlarsa günün birinde pekala eski uygarlıkları ziyaret etmek isteyebilirler. Bununla birlikte uzay yolcularının geri dönebilecekleri bile henüz belli deÄŸil. Spiegel dergisinde (9/2002) yer alan araÅŸtırma haberine göre, sonuçta bilim adamlarının düşlerine uygun bir uzay gemisi tasarlamak bile yeterince karmaşık ve güç bir problem. Aracın birkaç yüzyıl sonra hedefte nasıl durdurulacağı ve Dünya’ya nasıl geri döndürülebileceÄŸi ise araÅŸtırmacıları düşündüren en önemli sorunlardan biri.1950’lerin sonlarına doÄŸru, New York kenti ‘‘Deli bombacı’’ adlı bir kiÅŸinin yaptığı bombalama olaylarıyla sarsılmıştı. Bombacı 26 Temmuz 1956’da bir New York gazetesine mektup yazarak kent hakkındaki öfkesini dile getirdi. Gazete, mektubu ön sayfasında yayınladıktan sonra, el yazısı incelenerek karakterinin çözümlenmesi için bir grafologa verdi. Ancak bu olay saldırganın gururuna dokundu; çözümlemeler konusundaki ÅŸikayetlerini belirterek gazeteye, yakalanmasına neden olan ipuçlarıyla dolu yeni bir mektup daha yazdı.Bu yakalama, grafoloji ‘‘biliminin’’ -kiÅŸinin el yazısından karakterini çözümlemek- baÅŸarıya ulaÅŸtığını gösteren kayıtlı tek olaydır. Yapılan 200’den fazla öznel bilimsel çalışmayla, yöntemin uygulanabilir bir deÄŸeri olmadığı sonucuna varıldı.Bilimsel süreçlerdeki baÅŸarısızlıklarına karşın grafoloji, dirençle ayakta durmaya çalışıyor. Grafoloji ÅŸirketleri, 400’den fazla el yazısı tipinin, kiÅŸinin, kapalı kalmış, farkına varamadığı akli durumunu ortaya çıkarabileceÄŸini iddia ediyorlar. Ä°ngiltere ve ABD’deki ÅŸirketlerin yüzde 5-10’u ve Avrupa’nın büyük bir bölümü grafolojiyi, çalışanlarını iÅŸe alırken yaptıkları seçmede kullanıyorlar.Sonunda, grafoloji hakkında, neden kötü bir izlenime sahip olunduÄŸuna dair birkaç araÅŸtırma yapıldı. El yazısı tahlilinde kullanılmak üzere tekniÄŸe farklı bir soluk getiren yeni hesaplama yöntem geliÅŸtirildi. Bu yöntem, beynimiz, aklımız ve hatta saÄŸlımız hakkında bilgiler veriyor.Waterloo Ãœniversiitesi’nden Roy King ve Derek Koehler’e göre, grafolojinin popülerliÄŸinin tek bir nedeni var. Toplumun sıradan insanlarının sezgilerini kullanarak vardığı sonuçlar, grafoloji uzmanlarının karakter analizleriyle aynı sonuçlara varıyor. Gönüllü deneyleriKing ve Koehler, grafoloji teorileri hakkında hiçbir ÅŸey bilmeyen bir grup gönüllü seçti. Gruba, yazılar ve bu yazıları yazanların karakter profillerini içeren açıklamalar geliÅŸigüzel eÅŸleÅŸtirilerek verildi. Ardından gruba, el yazısı ÅŸekli ve kiÅŸiliÄŸi arasında bir baÄŸ görüp görmedikleri soruldu. EÅŸleÅŸtirmeler rastgele yapılmış olsa da gönüllüler, grafolojinin tanımladığı iliÅŸkilerin aynılarını gözlemlediler.ÖrneÄŸin, her iki grup, ortada herhangi bir bilimsel veri bulunmasa da, Düzensiz yazının depresyonla baÄŸlantılı olduÄŸu sonucuna vardılar; Grup ayrıca, hızlı yazmanın düşünmeden hareket etmeyle; Yukarı doÄŸru eÄŸik yazınınsa iyimserlikle baÄŸlantılı olduÄŸunu belirtti; Yazı karakterlerinin büyüklüğü, alçak gönüllülük veya bencillikle; Düzgün yazı da düzenlilikle iliÅŸkilendirildi. Sonuç olarak, hem gönüllü grup hem de grafologlar, yazı tarzları çözümlenirken kullanılan kelimelerin anlamlarını, kiÅŸilikleri tanımlarken kullanılan kelimelerle denkleÅŸtirdiler.Ä°ÅŸe girerkenBu saptama, ÅŸirketlerin çalışan seçmesinde grafoloji kullanmasını geçersiz kılıyor. Ä°ÅŸ baÅŸvurusunda bulunanların, düzenli ve özgün bir izlenim vermek için yazılarını deÄŸiÅŸtirdikleri çoktan kanıtlandı. Ancak bu ispat, yazının kiÅŸilik ve beyin hakkında bilgi vermediÄŸini göstermez. Ä°ster sadece parmaklarınızı hareket ettirerek küçük bir alana, ister kolunuz yardımıyla tahtaya yazın, kaleme aldığınız yazılar tamamen kiÅŸiseldir. Algı Motor Sinirbilimi Merkezi’nden Alan Wing, kuma ayaklarınızla yazdığınız yazının tarzının bile ‘‘siz’’ olduÄŸunu söylüyor. Wing, hareketlerin emirlerden daha soyut olarak belirli kaslara kodlanmalarından ötürü, bu tutarlılığa ‘‘motor eÅŸitliÄŸi’’ denildiÄŸini belirtti.Hamburg Ãœniversitesi’nden Michel Rjintes ve çalışma arkadaÅŸları, bir grup gönüllüyü beyin tarama cihazına baÄŸlayarak el ve ayak parmaklarıyla yazı yazmalarını istediler. Ekip, hangi uzuv kullanılırsa kullanılsın, arka paryetal korteksin -beynin, kafanın tepesine en yakın bölümü- yazmanın merkezi olduÄŸunu saptadılar. Åžaşırtıcı sonuçBu alan her türlü hareketin kontrol edildiÄŸi bölge olması açısından çok önemli. Beynin görsel alanlarıysa ÅŸaşırtıcı derecede etkinlikten uzaktı. Ancak, usta yazarların, düzeltme yapmaya zaman bırakmadan, bir karakteri (vuruÅŸu) 100 milisaniyede tamamladıkları düşünülünce bu saptama mantıklı geliyor. Görüntüyü, harfleri ve cümleleri sayfaya doÄŸru aktarabilmek için kullanıyoruz.Arka loblar hakkındaki bulgular standart grafoloji açısından rahatsız edici; çünkü bu bölge kiÅŸilikle güçlü bir ÅŸekilde baÄŸlantılı deÄŸil. Asıl kiÅŸilikle baÄŸlantılı bölgeyse ön loplar.Ancak daha da önemlisi, yazı karakterimizin, beynimizin bazı motor bölgeleri tarafından belirleniyor olduÄŸu gerçeÄŸi bizi, bu bölgeleri etkileyen hastalıkların derin analizine yönlendirmeye baÅŸladı. El yazısındaki ufak deÄŸiÅŸiklikler, kiÅŸinin akli ve psikiyatrik durumunu, diÄŸer semptomlar belirmeden yıllar önce açığa çıkarabilir.Hangi hastalıklarYazı örneklerini rakamlar haline dönüştüren yeni bir teknoloji, el yazısı parametreleri hakkında daha kesin sonuçlar saÄŸlayabiliyor. Yöntemde, özelleÅŸtirilmiÅŸ bir kalem yardımıyla el hareketleri ve vuruÅŸların hızları kaydediliyor. Gelen bilgiler bilgisayarda çözümleniyor.Multipl skleroz, bunama, Parkinson hastalığı, Hantington chorea, ÅŸizofreni ve obsesif- kompulsif bozukluk (OCD) el yazısını etkileyen rahatsızlıklardan birkaçı. Bu bulgular, beyindeki bozuklukların yerleri konusunda ipuçları verirken teÅŸhis koymada da yardımcı olurlar. El yazısındaki bazı deÄŸiÅŸikliklerse, bu bozuklukların tanımlanmasında kullanılan bugünkü semptomlardan daha kesin sonuçlar vermeye baÅŸladılar.Münih Ãœniversitesi OCD kliniÄŸinden Paraskevi ve ekibi, OCD hastalarının mikrografia (yavaÅŸ yazma) olarak tanımlandıklarını belirtiyor. Mikrografiaların testlerde kullandıkları kalemler, normalden daha yavaÅŸ hareket ediyor ve ulaşılan en yüksek hız da, olması gerekenden daha az. Ä°lginç olan bir noktaysa, bu bozulmaların, hastaların obsesif olduklarıyla iliÅŸkilendirilmesi. Aynı ÅŸeklin tekrar tekrar çizilmesi gibi diÄŸer motor faaliyetlerinde, OCD hastaları çok daha dikkatliler. Bu yüzden el yazısı, hastalığın daha ön safhalarında önemli ipuçları saÄŸlayabilir.Yeni grafolojiNew Scientist (3 Mart) dergisinde yer alan deÄŸerlendirmede, yeni bir grafoloji türü, eskisinin küllerinden tekrar doÄŸabilir. Münih Ãœniversitesi’nden psikiyatrist Roland Mergl ve arkadaÅŸları, uyumlu kiÅŸilik özellikleriyle yavaÅŸ yazı yazma arasında önemli bir baÄŸ olabileceÄŸini belirledi. Komik olansa, grup, dürüst kiÅŸinin, çizdiklerini de düzensizce tekrar ettiÄŸini saptadı. Bu saptama geleneksel grafolojinin ortaya koyduÄŸunun tam tersi bir iddia. Dergi, ‘belki de grafoloji silinip baÅŸtan yazılmalıdır’ diyor.Yazılarla teÅŸhisParkinson hastalığı: Hastalar, küçük ve yavaÅŸ yazıyor. Karakter arası bekleme süreleri belirgin olarak uzun.Hantington CHorea: Hastaların yazı hızında ve vuruÅŸ aralarının sürelerinde tutarlılık yok. Åžizofreni: Hastalarda tekrarlanan tutarsız el hareketleri gözlemleniyor. Kalem vuruÅŸunda da yavaÅŸlık söz konusu.Alzheimer tipli bunama: Hastalar, düzensiz olarak hem yavaÅŸ hem hızlı yazıyorlar.Multipl skleroz: Hastaların yazma hızları yavaÅŸ, kalem vuruÅŸu süresinde artış belirleniyor. Kullanılan kalemin görüntüsü, vuruÅŸla uyum göstermiyor. Kalem çok dik tutulurken karakter ölçüsü normal boyutlarda.Titreyen Ä°mzalarZengin Batı ülkelerinde, nüfusun yaÅŸlanmasıyla birlikte, el yazısında bunamaya baÄŸlı deÄŸiÅŸiklikler yasal sonuçlarda kullanılıyor. Mahkemeler, ölmüş olan birinin, gençken attığı imzasının aynı olmadığını iddia eden ve miras talebinde bulunan akrabaların davalarıyla dolmuÅŸ durumda. Dosya Ä°nceleme Åžirketi’nden Judie Walton’ın yaptığı bir çalışma, Parkinson hastalığı ve yaÅŸlanma nedeniyle yazıda meydana gelen deÄŸiÅŸikliklerin sahte imzadan ayrılması için büyük bir uzmanlık gerektirdiÄŸini ortaya koydu. En önemli sorunsa, hem sahte imza hem de sinirsel hastalıklar titremeye neden oluyor. Öte yandan bu farkılıkları tespit etmenin birçok yolu var. Adli tıp uzmanları, sahte imzanın karakteristiklerinden olan titremenin, yavaÅŸ ve düzgün kopyalanan uzun kavisli karakterlerde belirgin olduÄŸunu saptadılar. DoÄŸal titremelerde de aynı karakterlerde benzerliklerin görülmesi mümkündür. El yazısını taklit etmeye kalkışan biri, yanlış titremeyi uygulamaya çalıştığından miras hakkından mahrum kalabilir.Â
button