El Kaide'yi sarsan adam Ahmed Sıddıki
Güncelleme Tarihi:
Afgan asıllı Alman vatandaşı Ahmed Sıddıki’nin istihbarat kamuoyu içinde yayılan, El Kaide’nin Avrupa’da 2008’deki Mumbai saldırılarına benzer 'komando tarzı' saldırılar planladığı yönündeki spekülasyonların kaynağı olduğu söyleniyor.
Geçtiğimiz yıl Pakistan’daki eğitim kamplarına katılmak için Hamburg’dan Pakistan’a giden 11 cihadiden oluşan bir terör hücresinin üyesi olduğu söylenen Sıddıki 36 yaşında.
Temmuz ayı başlarında Afganistan’ın başkenti Kabil’de tutuklanan ve hakkında kesin bir suçlama olmaksızın Bagram’da bulunan ABD hava üssünde tutulan Sıddıki’nin ailesi oğullarının bir militan olduğuna inanmıyor. Ancak Alman istihbarat kaynakları, Sıddıki’nin kendisini sorgulayanlara El Kaide hakkında teyit edilmemiş olsa da düzenli bilgi akışı sağladığını belirtti.
Muhabirler, Sıddıki’den alınan bilgiler doğrultusunda Alman yetkililerin 11 Eylül saldırganları tarafından kullanılan ve bugün de radikallerin odağında olan bir camiyi kapatmalarına yol açmış olabileceğini söyledi.
Öte yandan yetkililer, Pakistan’da Pazar gecesi düzenlenen insansız hava aracı operasyonunda ölen sekiz militanın dört tanesinin Alman vatandaşı olduğunu açıkladı.
Sıddıki, 1990’lı yılların başlarında memleketi Afganistan’dan Almanya’ya gitti. 2001 yılında Alman vatandaşlığına kabul edilen Sıddıki Hamburg havaalanında uçak temizleme görevlisi olarak çalıştı.
CNN’in bildirdiğine göre, Sıddıki 2009 başlarında ailesine Endonezyalı eşiyle yeni bir hayata başlamak için Afganistan’a gittiğini, yol üzerinde de Pakistan’a uğrayarak bazı arkadaşlarıyla görüşmeyi planladığını söyledi.
Aynı yıl Mart ayında eşiyle birlikte Pakistan’ın Peşaver şehrine giden Sıddıki, burada 10 kişiyle görüştü. İstihbarat kaynakları Sıddiki’nin görüştüğü isimler arasında Suriye kökenli bir Alman olan Rami Makanesi ve İran kökenli bir alman olan Şahab Daşti’nin de bulunduğunu bildirdi.
Bütün bu isimler Hamburg şehrindeki İslamcıların buluşma noktası olan Taiba Camii’yle bağlantılıydı. Daha önceden Kudüs Camii olarak bilinen bu cami daha önce 11 Eylül saldırısını düzenleyen Muhammed Atta ve benzeri isimler tarafından kullanılmıştı.
Cezayir kökenli bir Fransız vatandaşı ve Atta’nın eski bir arkadaşı olan Naamen Meziche bu kişileri Pakistan’a gitmeye ikna etmeye çalışmakla suçlandı. Meziche’in Afganistan’da ya da Pakistan’da olduğundan şüpheleniyor.
Grubun bir keresinde Peşaver’in Afganistan sınırında aşiretlerin yoğun olduğu bölgelerinde bulunan militan eğitim kamplarını ziyarete gittiği ifade edildi. Söz konusu kamplardan bir tanesinin El Kaide ile bağlantılı Özbekistan İslami Hareketi’ne (IMU) ait olduğu belirtildi.
Daşti, 2009 sonlarında IMU’ya ait bir videoda ortaya çıktı. Elinde bir bıçak ve bir tüfekle kamera önüne çıkan Daşti, Almanlara Afganistan’da bulunan ABD güçlerine karşı cihada katılma çağrısı yaptı.
Alman haber dergisi Der Spiegel’e göre Sıddıki, ABD ordusuna ve CIA sorgucularına, Pakistan’da eğitim aldıktan sonra Afganistan’da savaştığını, burada 11 Eylül’deki rolü dolayısıyla aranan Said Bahaji ile tanıştığını söyledi.
Gelen bilgilere göre Sıddıki daha sonra Kuzey Veziristan’da isyancıların geçiş noktası olarak bilinen sınır şehri Mir Ali’ye geçti. Sıddıki buradayken de El Kaide’nin üçüncü en kıdemli lideri olarak tanımladığı Şeyh Yunus el Moretani ile tanıştı.
Der Spiegel’e göre Sıddıki şeyhle tanışmasına izin verilmeden önce detaylı güvenlik süreçlerinden geçirildiğini, şeyhin kendisine İngiltere, Almanya ve Fransa dahil Avrupa şehirlerinde düzenlenecek bir dizi saldırıyla ilgili bilgi verdiğini söyledi. Sıddıki, kendisine planların gizli e-mail hesapları üzerinden ve yeni bilgisayarlar kullanılarak tartışılacağının anlatıldığını söyledi.
Der Spiegel’in haberine göre Sıddıki ayrıca El Kaide lideri Usame bin Ladin’in de planı onayladığını ve hatta mali kaynak bile sunduğunu söylerken, Daşti’nin de bir piyade eri olacağını sözlerine ekledi.
Kabil’e ne zaman gittiği bilinmeyen Sıddıki, Temmuz ayında bir grup sivil ABD askeri tarafından tutuklandı. Sıddıki’nin kız kardeşi CNN’e ağabeyinin bir önceki ay kendilerine telefon ettiğini, onları çok özlediğini ve kısa süre içinde eve dönmek istediğini söylediğini anlattı.
Sıddıki’nin babası ise oğlunun tutuklanmasından sonra Uluslararası Kızıl Haç Komitesi’nin (ICRC), ailesine kendisinin sağlık durumunun yerinde olduğu ve kısa sürede eve dönmek istediği yönünde bir mektup ilettiğini belirtti.