'El Kaidecilerle koyun satarken tanıştım'

El-Kaide'nin Türkiye yapılanması içinde faaliyet gösterdikleri ve İstanbul'da 15 ile 20 Kasım 2003 tarihlerindeki bombalı saldırılara karıştıkları iddia edilen 69 sanıktan bugünkü oturumda sorguları yapılan 4'ü, haklarındaki suçlamaları reddetti. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Cemile Akdaş ve Mediha Yıldırım ile Abdullah Demir, Mehmet Yılmaz, Suat Şarman, Hayrettin Basınlı, Cahit Öztürk, Yusuf Dural, Ali Yaman, Murat İdrak, Ahmet Selami Demir, Muhammet Ül Emin Bastın ve Tarkan Kalaycı katıldı. Duruşmada, tutuksuz sanık Serkan Altay da hazır bulundu. Sorgusu yapılan sanıklardan Ali Yaman, İstanbul'daki ilk patlamadan 5-6 gün önce 1.5 yıl kaldığı Gürcistan'dan Türkiye'ye döndüğünü belirterek, ikinci patlamadan sonra Çeçenistan ve Bosna'ya giden insanların gözaltına alındığını duyduğunu söyledi. İnsani amaçla 1995 yılında Bosna'da, sonra da Çeçenistan'da bulunduğunu anlatan Yaman, “Bu patlamaların İsrail ve ABD tarafından yapıldığını düşündüm. 'Suçsuz yere gözaltına alınmayayım' diyerek bir müddet evimden uzaklaştım. Olayın baş failleri yakalandıktan sonra teslim olacaktım. Ben Çeçenistan'da Bosna'da insanlara yardıma gitmişim. Gelip burada katliam yapamam. Ben eli kanlı cani değilim” dedi. Sanıklardan Harun İlhan'ın bir süre kiracısı olduğunu ve kendisiyle görüştüğünde arandığını öğrendiğini belirten İlhan, “(Beni de arıyorlar) dedim. Çünkü olay basit değildi. Böyle bir şeyin üzerime yıkılmasından korkuyordum. İlhan'la beraber Konya'ya gittik. Bu süre içerisinde bana eylemleri yaptıklarını söylemedi. Yakalandıktan sonra benimle neden yolculuk yaptığını, beni niye bulaştırdığını sordum. O da bana söyleyemeyeceğini belirtmişti” diye konuştu. Bu eylemleri gerçekleştirenlerle düşünce ve fikirlerinin ayrı olduğunu kaydeden Yaman, Harun İlhan'la birlikte kurbanlık hayvan almak için gittikleri Sultanbeyli'de Habib Akdaş'ı “Hüseyin”, Gürcan Baç'ı da “Ömer” olarak tanıdığını, bu kişililerin o zaman kurbanlık sattığını anlattı. Yaman, iyi niyetinden dolayı emniyette sorulan her şeye olayların faillerinin ortaya çıkması için cevap verdiğini, 45 kişiyi fotoğraflardan teşhis ettiğini anlattı. Sanık Ahmet Selami Demir de, Murat İdrak ile Van'da aynı mahallede oturduklarını, aynı okula gittiklerini ve aynı işyerinde çalıştıklarını belirterek, İdrak'ın Van'a gitmek için istediği kimliğini geri almak kaydıyla verdiğini söyledi.Sanık Murat İdrak da, telefon satışıyla uğraştığını, sanıklardan Yusuf Polat'ın telefon satın aldığını, kendisinin de Polat'dan okumak için bazı dini kitaplar aldığını söyledi.Sorguları tamamlanan tutuklu 3 sanık, olaylarla herhangi bir ilgilerinin olmadığını savunarak, tahliyelerini istediler. Tutuksuz sanıklardan Serkan Altay da, patlamada ölenlerin ailelerine derin bir başsağlığı dilediğini, bu olayları yapanları da kınadığını belirterek, alnına sürülen bu kara lekenin temizlenmesini istediğini ifade etti. Duruşma, verilen öğle arasından sonra devam edecek.�