El Kaide açıklaması: Türkiye’de barınamazlar

Güncelleme Tarihi:

El Kaide açıklaması: Türkiye’de barınamazlar
Oluşturulma Tarihi: Kasım 08, 2013 00:00

Başbakan Erdoğan, İsveç Başbakanı Reinfeldt’le ortak basın toplantısı düzenledi. Erdoğan basın toplatısında El Kaide ile ilgili soruyu soran gazeteciye “Öyle bir grup mu varmış? Ellerindeki belgeleri nedir” diye sordu. Bu arada, basın toplantısı sırasında İsveçli bir gazeteci üzerinde ‘Gazetecileri özgür bırakın’ yazan bir tişört giydi.

Haberin Devamı

Başbakan Tayyip Erdoğan, El Nusra ve El Kaide gibi grupların Suriye’ye geçiş için Türkiye’yi kullandığı iddialarına, “Bizim tarafımızdan aşırı uçları güvence altına almak, koruma altına almak kesinlikle mümkün değil. Bu iftiradır, yalandır” yanıtını verdi. Stockholm’de İsveç Başbakanı Fredrik Reinfeldt ile ortak basın toplantısında, “Türkiye’de cihatçı ve El Kaide ile ilgili grupların sayısının artması ve bu grupların kendileri ve silahları için Suriye sınırında Türkiye’yi transit olarak kullanmasını nasıl açıklıyorsunuz?” sorusu üzerine Erdoğan, “Böyle bir grup mu varmış? Ellerindeki belgeleri nedir?” diye sordu. Gazeteci, “El Nusra ve İslami devlet kuruluşunu kastediyorum” deyince Erdoğan şunları söyledi:

İFTİRADIR, YALANDIR

El Kaide açıklaması: Türkiye’de barınamazlar


El Nusra ve Kaide gibi örgütlerin ülkemizde barınmaları söz konusu olamaz. Tam aksine bunlara yönelik herhangi bir yapılanma olması halinde orada bölücü terör örgütleriyle verdiğimiz mücadele neyse onlar da bu mücadeleye tabidir. Suriye’deki El Kaide bağlantılı hangi örgüt olursa olsun, hiçbiri ile Türkiye’nin ilişkisi yoktur. Tam aksine dışlamıştır, dışlamaktadır. Biz muhaliflerden Özgür Suriye Ordusu ile bağ halindeyiz ki, bu dünyanın tanıdığı bir gruptur. Suriye Ulusal Koalisyonu ile irtibatımız söz konusudur. İnsani yardımlarımızı bunlar vasıtasıyla yapmaktayız. Aşırı uçları güvence altına, koruma altına almamız kesinlikle mümkün değil. Kabul edemeyiz. Bu iftiradır, yalandır.

AİLE DOSTUYDUK

(2011 sonuna kadar Türkiye ve Suriye arasındaki ilişkiler çok iyi durumdaydı. Bir noktadan sonra muhalifleri desteklemeye başladınız. Kararınızın değişmesinde etkili olan nedir?) Baba Esed döneminde 2 ülke arasında sıkıntı oldu, biz iktidara gelinceye kadar ilişkiler bozuktu. Biz düşmanlıkları ortadan kaldıralım dedik. Akrabalık bağlarımız var. Esed’le aile dostluğu kurduk. Bu malum Arap Baharı oluştuğunda kendileriyle çok açık ve net saatlerce konuştuk. Kendisine Halep’te, ‘Bakın şu anda rüzgar iyi esmiyor bu sizi de vurabilir’ dedim. Çünkü Suriye’de o ana kadar tek partili bir yaşam vardı. Yani demokrasi yoktu, otokratik rejim vardı. ‘Bu otokrasiden çıkmanız gerekir, biz size her türlü desteği veririz’ dedik. Çalışmalarımızı izlediler, ama bir şey değişmedi.

GİTMEDİKÇE NORMALE DÖNMEZ

Orada tanklarla toplarla insanları öldürmeye başladılar. Özel temsilcilerimi gönderdim. Ne dediysek, ‘Bunlar terörist’ dedi. 150 bine yakın insan öldürülmüş durumda. Sadece ülkemde 600 bini aşkın sığınmacı var. Lübnan ve Ürdün gibi ülkelere sığınanlarla birlikte 2 milyona ulaşıyor. Suriye içinde göç edenleri de kattığınızda 7 milyonu buluyor. Kimyasal silahlar ve konvansiyonel silahlar var. Esed gitmedikçe de normale dönmesi mümkün değil.

Haberin Devamı

Öyle bir grup mu varmış

Haberin Devamı

Başbakan Tayyip Erdoğan basın toplatısında El Kaide ile ilgili soruyu soran gazeteciye “Öyle bir grup mu varmış? Ellerindeki belgeleri nedir” diye sordu. Bu arada, basın toplantısı sırasında İsveçli bir gazeteci üzerinde ‘Gazetecileri özgür bırakın’ yazan bir tişört giydi. Tişörtün fark edilmesi üzerine 2 başbakanlık koruması toplantı süresince gazetecinin yanında durdu.

Kıbrıs’ta Ban Ki-Moon Planı

(Türkiye’nin AB üyeliği önündeki en önemli engel nedir? Kıbrıs’la ilişkilerin bir adım ileri atılması konusundaki düşünceleriniz nedir? ) Önümüzdeki dönem yapılmakta olan görüşmeleri Petersburg’la başlatmak istiyorum. Orada BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon’la görüşmem oldu. Bizler garantör ülkeler olarak hep birlikte görüşmelerde aktif rol alabiliriz. Burayı artık bir neticeye kavuşturalım, hâlâ bir oyalama devam etmesin. Güney Kıbrıs yönetimi güven veriyorsa, kararlıysa biz de KKTC’ye aynı şekilde gerekli telkinleri yapabiliriz. Yeter ki Yunanistan da Güney Kıbrıs’a gerekli telkinleri yapmış olsun ve BM Genel Sekreteri riyasetinde bu işi bir an önce neticelendirelim. İsveç Başbakanı, Güney Kıbrıs’ın şimdiki Cumhurbaşkanı’na daha olumlu bakıyor ve güveniyor. Biz de KKTC yönetimine güveniyoruz, inanıyoruz. O zaman adımları gelin atalım. Önümüzde bir Annan Planı vardı, rafa kaldırıldı. Şimdi artık Ban Ki Moon Planı oluşturulacak. Bu planı oluşturalım, adımları atalım ve neticeye kavuşturalım.

BAKMADAN GEÇME!