Güncelleme Tarihi:
BİRİLERİ İŞİN TAKLİDİNİ YAPAR
“BİRİLERİ bu işini taklidini yapar, biz ise aslını yaparız. Biz yaşarız, birileri siyasi yatırım yapar. Bizim Roman kardeşlerimizle muhabbetimiz çok eskilere, çocukluk yıllarımıza dayanır. Kasımpaşa’da Roman kardeşlerimizle yan yana evlerde büyüdük. Aynı okula gittik, aynı camide omuz omuza ibadet ettik. Hayatımızın her anını birlikte yaşadık. Bizim için Türk, Roman, Kürt, Laz, Gürcü, Boşnak yoktur. Biz hepimiz de birbirimizi Allah için seviyorduk, Allah’ın bir kulu olarak görüyorduk. Ne diyor o güzel Roman şarkısında, ‘İlle de Roman olsun, ister taştan, çamurdan olsun. O da Allah kuludur, her kim olursa olsun.’ Ülkemizde ayrımcılık hiç olmadı mı? Şimdi de olmuyor mu? Elbette vardı, az olsa bugün de oluyor. Sadece Romanlara değil toplumun her kesimine yönelik bu tarz olumsuz düşünceler, davranışlar görülüyordu. Irkından, teninden veya bir başka beşeri hususiyetinden dolayı kimsenin kimseye üstünlüğü yoktur.
BAY KEMAL, BEN ORADAN GELDİM
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan Başbakanlığıma, Cumhurbaşkanlığı’na kadar hangi görev geldiysek Roman kardeşlerimle iç içe olduk, irtibatı hiç kesmedik. Gerek bu tarz toplantılar vesilesiyle gerek il ziyaretlerinde, gerekse Kasımpaşa’ya gidişlerimde hep Roman kardeşlerimle kucaklaştım, helalleştim. Biz Roman kardeşlerimize Fransa gibi Fransız kalmayacağız. Roman Federasyonlarına bir şey söylüyorum. Dil çalışmasını bence geliştirin ve bu konuda da Başbakan Yardımcım Hakan Bey’in, parti olarak Öznur Hanım’ın takibinde fayda var. Bu dil sizin kendi aranızda bütünleşmenizi daha da arttıracaktır, daha da geliştirecektir. Her ne kadar birileri Romanları sadece Romanlar Günü’nde hatırlayıp istismar malzemesi olarak kullanmaya çalışıyorsa da sizler, bizim ne yaptığımızı, ne yapacağımızı gayet iyi biliyorsunuz. Bay Kemal diyor ki ‘Ben sizin ayağınıza geldim, Cumhurbaşkanı sizi ayağına çağırıyor’. Bay Kemal ben Roman kardeşlerimin içinde doğdum, oradan çıktım, oradan geldim.
BAŞARAMAYACAKSINIZ
2002 Kasım ayından bugüne kadar Türkiye’nin en büyük kazanımı, gerçek anlamda bağımsızlığımızı elde etmiş olmamızdır. Türkiye zaten bağımsız değil miydi diyebilirsiniz. Kâğıt üzerinde belki öyleydi. Ama fiilen her alanda bir yerlere bağımlıydı. Savunma sanayiinde bir yere bağımlıydı. İstediğimiz her silahı alamıyorduk. Bugün git, yarın gel, Kongre müsaade etmiyor. Eğer biz İHA’larımızı üretmemiş olsaydık Afrin’de, Fırat Kalkanı harekâtında bugün durum farklı olurdu. Afrin’de durum son olarak 4 bin 108 terörist etkisiz hale getirildi. Kuzey Irak’ta 337 teröristi etkisiz hale getirdik. Yurtiçinde 173 teröristi etkisiz hale getirdik. Gabar’da, Cudi’de, Tendürek’te, Bestler Deresi’nde bunların tepelerine indik. İşte ekonomide IMF’den, dünya çapında söz sahibi finans kuruluşlarından bağımsız kararları alabilme, uygulamalar gerçekleştirebilme şansımız yoktu. Ama göreve geldik, 23,5 milyar dolar IMF’ye borcumuz vardı, 2013 bütün borçları ödedik. Şimdi bizim IMF’ye bağımlılığımız yok. Ekonomi üzerinden oyunlar oynuyorlar. Gezi olayları vesaire. Bütün bu oyunların hepsini boşa çıkardık, çıkarmaya devam edeceğiz. Ekonomimize saldıranlara sesleniyorum. Başaramayacaksınız. 15 Temmuz’da, Suriye’de, Irak’ta, daha önceki oyunlarınızda nasıl başaramadıysanız şimdi de öyle başaramayacaksınız.”