Oluşturulma Tarihi: Haziran 29, 2008 00:59
CUMHURBAŞKANLIĞI, protokol listesinin değiştirilip, yargı mensuplarının üç sıra birden geriye kaymasına ilişkin düzenlemeyle ilgili olarak bir açıklama yaptı.
Cumhurbaşkanlığı basın merkezinden protokol değişikliği ile ilgili yapılan açıklamada, başkent protokol listesinde, Dışişleri Bakanlığının önerisi üzerine Cumhurbaşkanlığının onayı ile 6 Mayıs 2008 tarihinde değişiklik yapıldığı belirtildi. Açıklamada, "Bu değişiklik ile daha önce 50. sırada yer alan TBMM Genel Sekreteri, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri’nden sonra ve Başbakanlık Müsteşarı’ndan önce gelmek üzere 34. sıraya alınmış ve daha önce listede bulunmayan TBMM Genel Sekreter Yardımcıları Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcılarından sonra gelmek üzere 53. sıraya ilave edilmiştir. Ayrıca, Emniyet Genel Müdürü (Vali) unvanı 43. sırada bulunan unvanlar arasına eklenmiştir" denildi. Açıklama şöyle devam etti: "Yapılan değişiklikle, sadece yüksek yargı organlarının üyeleri değil, Başbakanlık Müsteşarı, Devlet Denetleme Kurulu Başkanı, Ankara Valisi gibi 50. sıraya kadar olan unvanlarla 53. sıradan sonra gelen Yüksek Denetleme Kurulu Başkanı, Tümgeneral/Tümamiral, Başbakanlık ve Bakanlık Müsteşar Yardımcısı, Devlet Personel Başkanı ve izleyen unvanlar da birer sıra aşağıya kaymıştır. Haberin içinde Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcılarının 2005 yılında belirlenen protokol listesinin 52. sırasındaki yerlerini koruduklarının ve yüksek yargı organlarının daire başkan ve üyelerinin o tarihte 56, 57 ve 58 olan sıralarının bir sıra aşağıya indirildiğinin belirtilmesine karşılık, haberin alt başlığında Yargıtay ve Danıştay Daire Başkan ve üyelerinin Cumhurbaşkanlığı ve TBMM Genel Sekreter Yardımcılarının gerisine alındıkları ileri sürülmüştür. Aynı şekilde, yeri değiştirilmeyen Diyanet İşleri Başkanı ile yüksek yargı üyelerinin yerleri özel olarak kıyaslanmıştır. Esasen anılan haberlerde de yüksek yargı üyelerinin 1998’den önce 53 olan sıralarının 2005 yılında 3 sıra aşağıya kaydırılarak 56’ya indirildiği belirtilmek suretiyle şikáyet konusu olan durumun yeni düzenlemeden önce de var olduğu ortaya konmaktadır."