Canan ALTINTAŞ/DİYARBAKIR, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 17, 2011 14:04
DİYARBAKIR’da seçim çalışmalarını sürdüren Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, kentteki esnafa baskı ve tehdit yoluyla kepenk kapattırıldığını öne sürdü.
Kamu görevlilerinin kepenk açan esnaflara ceza kestiklerine dair duyumlar aldıklarını söyleyen Eker, "Esnafımızdan bazı görevlilerinin kendilerine işyerlerini kapatmadıkları zaman bir takım fahiş cezalar kesildiği yönünde şikayetler geliyor. Evet, kamu görevlileri bunlar. Bunları sizler de bizler de biliyoruz. YSK’nın kararını çok da masum görmüyorum. Bu yönde gerginliği özellikle artırmaya dönük uygulama çok masum görünmüyor yani. Niye öncesinde bu kararlar iyi düşünülmedi, tartışılmadı, iyi tahlil edilmedi" dedi.
Diyarbakır Hipodromu’nda gazeteci ve partililerle birlikte kahvaltı yaptıktan sonra fidan diken Bakan Eker, bölgede artan toplumsal olaylara değindi. Kepenk kapatma eylemleri nedeniyle Diyarbakır esnafının artık dayanamayacak hale geldiğini anlatan Eker, şöyle dedi:
"Diyarbakırlı artık patlama noktasına geldi. Diyarbakırlı esnaflara tehditle zorla kepenk kapattırılıyor. Esnaf dükkanını, tüccar ticarethanesini açamıyor. Baskı yapıyorlar. Çeşitli usullerle yapıyorlar bunu, bazen tehdit, bazen baskı bazen korkutarak. Açanlara molotof kokteyli atarak, bazen arkasından gidip cezalar falan keserek ama Diyarbakır tabiri caizse artık burasına geldi. Neden? Çünkü çekini, senedini ödeyecek adam, 1 gün dükkanın kapanması demek 1 günlük k?rını kim karşılıyor? Bunların çoğu bozulan gıdalar, o bozulan gıdayı satamadığı zaman o gıda maddesini ne yapacak, bunu kim karşılayacak? Yani insanların kendi rızaları, kendi gönülleri ile bir şey yapılması, bir mazerete binaen herhangi bir sebeple kendisinin o gün işyerini kapatması başka bir şeydir. Ama kitlesel olarak herkes sizin gibi düşündüğünü göstermek için onlara baskı yapmak suretiyle dükkanını zorla kapattırmanız, ekmeğine mani olmanız, çocuğunun rızkına mani olmanızı doğrusu hiçbir insan hakkı ve demokrasi ile izah edilebilmek, demokrasiylede hiçbir şekilde biraya getirilecek tavır, tutum değildir. Bunun sebebini, uygulayıcılarını halk biliyor. Baskı yapanları da halk biliyor. Diyarbakır artık el aman etti bu uygulamalar ve baskıların yüzünden. Dileriz bu tür baskılar halk üzerinde olmasın. Vatandaşlarımız da tabii ki onlar da yasal, ekonomik, haklarını düşünüyorlar. Bundan sonra da zannediyorum artık farklı bir şekilde tavırlarını gösterir. Çünkü bıçak kemiğe dayandı derler ya sürekli Diyarbakır’da bir şey bahane vesile edilerek ’Haydi kapatın dükkanlarınızı yarın açmayın’ deniliyor. Halk, özellikle esnaf bize şikayet ediyor. Bir şey daha biliyoruz; Bunu söyleyen dile getiren oda temsilcilerine de tehdit yapıldığını biliyoruz; ’Niye böyle söylüyorsunuz, niye bunları dile getiriyorsunuz. Yani sizin dükkanınızı kepenginizi zorla indiriyoruz ama sesinizi çıkarmayın şikayet te etmeyin.’ Bu tabii bir şekilde hoş görülebilecek, kabul edilebilecek bir şey değildir"
Kepenk açan esnafa yönelik büyük tehditler, ceza kesimi olduğunu söyleyen Bakan Eker, "Vatandaşlarımız kimliğinin açıklanmasını istemiyor. Çünkü zarar görüyor. Dükkanının yerinin bilinmesini istemiyor. Ama bu şekilde bazı görevlilerinin kendilerine kapatmadıkları zaman bir takım fahiş cezalar kesildiği yönünde şikayetler geliyor. Evet bunlar kamu görevlileri. Bunları sizler de bizler de biliyoruz" diye konuştu.
CHP’nin kentteki kepenk kapatma eylemine
seçim bürosunu kapatarak destek vermesini Kürtçe atasözü ile değerlendiren Bakan Eker şöyle konuştu:
"O CHP’nin kendi bileceği iş. Bizim Kürtçe’de bir laf vardır; ’Kuzuyu kurtla birlikte avlar koyunla birlikte yas tutar’ hesabı Kürtçe’de böyle bir tabir vardır. Dolayısıyla ben CHP’nin durumunu ona benzetiyorum. Eğer Türkiye’de Kürt sorunu varsa 80 yıllık bir gelişme varsa bunu yaratan en önemli unsur CHP zihniyetidir. CHP bu sorunu büyüttü, doğurdu, besledi, emzirdi bugünlere getirdi. Şimdi de yani o sorun üzerinden hani 3 tane oy alacam diye bunları yapmasını da milletin taktirine bırakıyorum."
"YSK’NIN KARARINI MASUM BULMUYORUM"YSK’yı da sert bir dille eleştiren Bakan Eker, seçim ve seçim atmosferine girildiği andan itibaren bir takım yerlerin seçim ortamında gerginliği arttırmak için özel çaba harcadığını, bazı kuruluşların da buna çanak tuttuğunu ileri süren Mehdi Eker, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ben mesela YSK’nın kararını çok da masum görmüyorum. Bu yönde gerginliği özellikle artırmaya dönük uygulama çok masum görünmüyor yani. Niye öncesinde bu kararlar iyi düşünülmedi, tartışılmadı, iyi tahlil edilmedi. Onun üzerinden başlayıp sürekli gerginliği tırmandıran bir şey var. Bunu da yani BDP ve desteklediği bağımsız adaylar ve terör örgütü onlar da bu süreci sürekli gerginliği tırmandıracak bir söylemle bir dil ile sürekli bunu büyüttüler. Biz bunu söylüyoruz. Tek söylediğimiz şey var. Yani sorun var. Sorunlarımızı demokratik yollarla çözelim. Barış içerisinde, ama bir birimizin kafasını gözünü yarmadan, dökmeden bunu konuşalım çözelim. Bir seçim atmosferindeyiz. Fazla oy alacağız diye bunları yapmak, gerginliği tırmandırmak doğru değil."