Oluşturulma Tarihi: Ekim 22, 2004 00:00
Turizm ve hazır gıda sektöründeki gelişmeyle birlikte çağın gözde mesleklerinden biri durumuna gelen aşçılığın okullu mensupları, mutfaklarda sağlık ve kalitenin yükselmesi için eğitim alıyorlar.
Yemek hazırlamanın sağlık, kültür ve hatta sanat boyutu ile algılanmaya başlandığı son dönemde, turizm otelcilik ya da meslek yüksekokullarının hazır yemek ve aşçılık bölümleri gençlerin öncelikli tercihleri arasına girdi.Bunun yanında özellikle İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük illerde açılan yemek ve pasta kursları da kent yaşamından yorulanlara alternatif bir dinlenme aracı oluyor. Eğitimli aşçılar Türk ve dünya mutfaklarını yakından tanımanın yanı sıra en sağlıklı beslenme yollarını da öğreniyorlar. Başta anneler olmak üzere büyüklerinden gördükleri geleneksel pişirme tekniklerinin eksik ya da yanlış noktalarını öğrenen gençler, besin değerini koruyan, kalorisi dengelenmiş sofralar kurabiliyor. Öğrenciler, genel uygulamanın tersine ıspanak, pırasa gibi yeşil sebzelerin yıkandıktan sonra doğranması gerektiğini, yumurtanın fazla pişirilmemesinin zararlı olduğunu, yemeğin tamamının değil, yenecek olan miktarını ısıtmanın bozulmayı geciktirdiğini, et ve tavuk suyunu değerlendirmeyi dersliklerde öğreniyorlar. Kaliteli ve sağlıklı beslenme konusunda uzmanlaşan okullu aşçılar, büyük restoran ve otellerin önemli bir eleman açığını karşılıyor. Harran Üniversitesi Şanlıurfa Meslek Yüksek Okulu Hazır Yemek ve Aşçılık Bölümü Öğretim Görevlisi Hafize Özbudun, son yıllarda aşçılık mesleğine duyulan ilginin sevindirici olduğunu kaydetti. “ESKİDEN KIZ VERMEZLERDİ, ŞİMDİ GÖZDE MESLEK”Özbudun, gıdaların besin değerleri, mutfak terminolojisi, Türk ve dünya mutfakları, süsleme sanatı gibi çok sayıda konuda yetiştirilen aşçıların her ülkede çalışabilecek özelliklerde olduklarını söyledi. Günümüzde yemek anlayışının kalite ve sağlığı ön plana aldığını belirten Özbudun, şöyle konuştu: “Eskiden aşçıya kız vermezlerdi. Şimdi tüm dünyada en gözde ve geliri yüksek mesleklerden biri oldu. Öğrencilerin bu bölümlerde aldıkları eğitim onların tüm dünya mutfakları hakkında bilgi sahibi olmalarını da sağlıyor. Örneğin, Fransız mutfağında krema ve sosların, Meksika mutfağında baharatın, Çin mutfağında ise balığın ne kadar önemli olduğunu öğreniyorlar. Uygulama yaparken, annelerinin yöntemlerini gözden geçiriyor ve onları da yönlendiriyorlar.” Aşçılık eğitiminin zor bir süreç olduğunu kaydeden Özbudun, ”Yemek pişirmeyi sevmek ve sabırlı olmak gerekiyor. Ayrıca özellikle dünya mutfaklarına yönelik uygulamalarda malzeme bulma konusunda da sıkıntı yaşıyoruz” dedi.
button