Güncelleme Tarihi:
Kürt halkının temel talebi olan anadilde eğitim talebinin gündemleşmesi için yapılacak 1 haftalık eğitim boykotuna tüm halkımızı davet ediyoruz.
KUZEY Irak’taki Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin başkenti Erbil’de 25 Kasım’da yapılacak Kürt Ulusal Kongresi’nin bileşenleri olan ve Diyarbakır’da düzenlenen ‘Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı’na katılan kurumların temsilcileri, anadilde eğitim talebi nedeniyle 1 haftalık eğitim boykotu yaparak, çocukları okula göndermeyeceklerini açıkladı. Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı temsilcileri adına hazırladıkları bildirgeyi okuyan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Ahmet Türk,şunları söyledi:
MİLLET OLMANIN HAKKI
“Kürdistan halkının talebi olan ‘Anadilde eğitim’, ‘Kürtler’in ve diğer aidiyetlerin haklarına ilişkin anayasal güvence’, ‘Kürdistan halkının kendi kendini idare etmesi’ ve ‘Kürtçe’nin resmi dil olarak kabul edilmesi’, süreçten bağımsız olarak değerlendirilmelidir. Çünkü bu talepler tabii ve uluslararası hukuktan kaynaklı, Kürdistan halkının millet olmaktan kaynaklı haklarıdır. Pazarlık konusu yapılamaz. PKK’nın daha önce almış olduğu ateşkes kararını ve bu karara bağlılığının devamını önemsiyor, devletin ve hükümetin gerekli adımları atmasını talep ediyoruz. PKK militanlarının Türkiye siyasi sınırları dışına çıkmasının durması sürecin bittiğini değil, tıkanıklığı gösterir. Kürdistan halkının evlatları ve Türkiye devletinin vatandaşları olan bu kişilerin çözüm süreciyle beraber sosyal ve isteyenlerin siyasal hayata katılması gerekir. Bunun için acil olarak kanuni bir düzenlemenin yapılması elzemdir.
Türkiye’de yeni eğitim yılının başlayacağı bugünlerde anadilde eğitimin mutlaka gündeme gelmesi ve hükümetin bu konuda olumsuz beyanatlardan kaçınması gerekir. Bu temelde, Kürt halkının temel talebi olan anadilde eğitim talebinin gündemleşmesi için yapılacak 1 haftalık eğitim boykotuna tüm halkımızı davet ediyoruz.
KCK TUTUKLULARI BIRAKILMALI
Sayın Abdullah Öcalan’ın bu süreçteki rolü göz önüne alınarak, sağlıklı ilerleyebilmesi için sürece katılımı, kamuoyu ve halkla iletişimi önündeki engellerin kaldırılması gereklidir. Sürecin anlamlı olabilmesi için KCK tutuklularının derhal serbest bırakılması gerekir. Bunun için kanuni düzenleme gerekiyorsa onun da vakit kaybedilmeden TBMM gündemine getirilmesi gerekir. Siyasi açıdan önemli, çözüme katkı sunacak hususlardan biri de yüzde 10 seçim barajının kaldırılması ve Kürdistan’daki siyasi parti ve oluşumların kendi aidiyetleriyle siyaset yapmalarının önü açılmalıdır. Türkiye devleti ve hükümet, Kürdistan’ın diğer parçalarındaki hükümet ve hareketlerle iyi ilişkilere sahip olmalıdır. Bu cümleden Rojava’da Kürtlerle savaşan taraflara her türlü yardımı kesmeli, bilakis Kürtleri doğal müttefik kabul etmelidir. Rojava’daki siyasi parti ve oluşumlara ve Suriye Kürtlerinin siyasi kazanımlarına husumet, çözüm sürecine olumsuz etki yapacak, belki de temelden yürütülemez hale getirecektir.”
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da Abdullah Öcalan’la görüşme konusunda gelişme olmadığını, kendisiyle görüşmeden süreçte neler olduğuyla ilgili bilgi sahibi olamayacaklarını söyledi.
Demirtaş, “Öcalan’ın tavrı belirleyici ve etkili olacaktır. Halk desteği biterse, süreç asıl büyük krizini o zaman yaşar” dedi.