Güncelleme Tarihi:
Eğitim-Sen üyelerinin, eğitim çalışanlarının ekonomik ve sosyal durumlarındaki olumsuzluklara dikkat çekmek amacıyla Ankara'nın Ziya Gökalp Caddesi'nde yaptıkları eylem basın açıklamasının ardından sona erdi.
İki yönlü olarak trafiğe kapatılan Cadde'de polis barikatının arkasında bekletilen eylemciler ve Ankara dışından gelen arkadaşları kente girmelerine izin verilmeyince dağılmaya başladı.
“ASIL MAĞDUR BİZİZ”
İstanbul'dan gelen sınıf öğretmeni Boran Kutlu, kısa mesafeden atılan gaz kapsülü ile başından yaralandığını ve kafasına dikiş atıldığını söyledi. Bazı arkadaşlarının sıkılan tazyikli su nedeniyle gözlerinden ciddi şekilde yaralandıklarını dile getiren Kutlu, iki arkadaşlarının durumunun ağır olduğunu ve tedavilerinin devam ettiğini kaydetti.
Polis ve Jandarmanın müdahalesi sonrasında sendikanın ambulansı ile Sincan Devlet Hastanesi'ne kaldırılarak ayakta tedavi gördüğünü belirten Kutlu, daha sonra Numune Hastanesi'ne sevk edildiğini anlattı.
Tedavilerinin ardından jandarma tarafından hastanede gözaltına alındıklarını ifade eden Kutlu, şöyle konuştu:
“Kazan Jandarma Komutanlığı'na götürüldük, ifademizi verdik. Bizi devletin kolluk kuvvetlerine mukavemetten suçladılar. Biz de asıl mağdurun kendimiz olduğunu söyleyip, görevlilerden şikayetçi olduk.
Taleplerimizden bir tanesi çocuklara süt hakkı verilmesiydi. Ancak, yarın öğrencilerimiz bizi, başımızdaki bu bandajlarla görecekler.”
İstanbul'da görev yapan sınıf öğretmeni Baki Gökçen de Ankara'ya girişlerinde polis ve jandarma tarafından engellendiklerini kaydederek, “Bu, demokratik bir ülkede seyahat özgürlüğüne vurulmuş bir darbedir” dedi.
“İLGİSİZLİK”
Karşılaştıkları tavrı “işkence” olarak değerlendiren Gökçen, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın olayla ilgili açıklamalarının, ”ilgisizlik” ya da “olayı saptırmaya çalışmaktan” kaynaklandığını öne sürdü.
Gökçen, İstanbul'dan gelen arkadaşlarından birinin dünkü müdahalede ayağından yaralandığını ve yaklaşık 5 ay ayağını yere basamayacağını öğrendiklerini, bir başkasının ise göğsünde ciddi kırıklar oluştuğunu anlattı.
Kendilerine, “bilerek” ve “gözeterek” yakın mesafeden su sıkıldığını ileri süren Gökçen, bazı arkadaşlarının gözlerini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kaldıklarını söyledi.
Öte yandan, Eğitim-Sen'in eylemine çeşitli sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, KESK'e bağlı diğer sendika üyeleri ve öğrenci grupları destek veriyor. Kent dışında bekletilen arkadaşlarının geçişine izin verilmesini isteyen üyeler, hükümeti ve Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'i protesto eden sloganlar atıyor.
“EYLEMİMİZ YASADIŞI DEĞİL...”
Sendika Genel Başkanı Dinçer, burada yaptığı açıklamada, 24 Kasım'da İstanbul'dan yürüyüşe başlayan ve dün “ciddi bir direniş ortaya koyan” İstanbul kolunun, 1500 kişiyle Ankara'ya ulaştığını söyledi.
Dünkü olaylarda 2'si ağır 18 kişinin yaralandığını belirten Dinçer, “Sayın Başbakan sadece su sıkıldığını söylüyor. Sağlık Bakanı'nı yollanarak Numune Hastanesi'nde yatan arkadaşlarımızı görsünler. Bakalım yapılan basit bir su sıkma mı?” diye konuştu.
Başbakan Erdoğan'ın eylemi yasadışı ilan ettiğini ifade eden Dinçer, “eylemin yasadışı olmadığını, yapılan açıklamalarla eylemin ve meşruiyetinin yasadışı ilan edilemeyeceğini” savundu. Dinçer, ”Başbakan, 'Türkiye laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti' diyor. Öyle anlaşılıyor ki, ulemaya sormayacak. Bu eylemi ulemaya mı soracaktık?” diye konuştu.
Öğretmenlerin ekonomik durumunun iyileştirilmesi konusunda sorunun kaynakların dağılımından kaynaklandığını savunan Dinçer, parasız, eşit, laik ve demokratik bir eğitim için, eğitim emekçilerinin sorunlarını çözmek için yeterli kaynağın bulunduğunu kaydetti.
“SORUMLU BAKAN ÇELİK”
Dinçer, dün Özel Öğretim Yasası'nın Bakanlar Kurulu'ndan çıkarılarak TBMM'ye gönderildiği bilgisini aldıklarını belirterek, ”Şimdi daha iyi anlıyoruz, parasız eğitim istediğimiz için uğradığımız saldırıyı” diye konuştu.
Eyleme katılacakların engellenmesi nedeniyle eğitimci ve onlara destek veren öğrenci ve velilerden birinin bile burnu kanarsa, bunun sorumlusunun Bakan Çelik olacağını açıkladıklarını hatırlatan Dinçer, ”Dün 18 öğretmen yaralanmıştır. Sorumlusu Hüseyin Çelik'tir. Hüseyin Çelik, o koltukta bir saat daha oturmamalıdır” diye konuştu.
Alaaddin Dinçer, “Ankara'da fiili olağanüstü hal ilan ettiğini” ileri sürdüğü, Ankara Valisi Kemal Önal'ın görevden alınması gerektiğini de savundu.
Dinçer, şu anda arkadaşlarının Konya ve Samsun yolunu trafiğe kapattıklarını, Merkez Yönetim Kurulu'nun kararı doğrultusunda yapılacak ikinci bir açıklamaya kadar Ziya Gökalp Caddesi'ndeki eylemin devam edeceğini bildirdi.
Emniyet yetkililerinden ise Eskişehir Yolu'nun Ankara girişinin tek yönlü olarak trafiğe kapatıldığı öğrenildi.
İZMİR
Eğitim Sen İzmir Şubesi üyesi bir grup, Ankara'daki Büyük Eğitimciler Yürüyüşü'nde polisin yaptığı müdahaleyi protesto etmek amacıyla eski Sümerbank binası önünde toplandı.
Buradan İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne kadar yürüyen grup, daha sonra belediyenin önünde alkışlarla oturma eylemi başlattı.
Ellerinde “Çetelere kıyak öğretmenlere dayak” ve “Ulemaya değil emekçiye sor” yazılı dövizler taşıyan eylemciler, Ankara'da polis barikatları kaldırılıncaya kadar oturma eylemine devam edeceklerini bildirdiler.
SİVAS
Eğitim-Sen Sivas Şube binası önünde toplanan yaklaşık 40 kişilik grup, ellerindeki dövizlerle kent meydanındaki Cıbıllar Parkı'na kadar yürüdü.
Park girişinde çeşitli sloganlar atan grup, Ankara'daki Büyük Eğitimciler Yürüyüşü'nde polisin yaptığı müdahaleyi protesto etti.
Grup adına basın açıklaması yapan KESK Sivas Dönem Sözcüsü Elif Karadeniz, yürüyüş öncesi polisin saldırgan bir tutum sergilediğini ve olaylarda 20 eğitimcinin yaralandığını savundu.
Karadeniz, çeşitli illerden Ankara'ya giden ve kentin girişinde bekletilen Eğitim-Sen üyelerine destek vermek amacıyla oturma eylemi yapacaklarını belirtti.
Açıklamanın ardından çocukların da aralarında bulunduğu grup, oturma eylemi yaptı. Yaklaşık 30 dakika süren eylemde alkışlarla olayları protesto eden grup, daha sonra dağıldı.
SAMSUN
Eğim-Sen Samsun Şubesi üyeleri adına basın açıklaması yapan Şube Denetleme Kurulu Üyesi Celal Korkut, yaşanan olaylardan Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik ve Ankara Valisi Kemal Önal'ı sorumlu tuttuklarını ve sorumluların istifa etmesini istediklerini söyledi.
“Eğitim ve bilim emekçilerine yapılan saldırıları kınıyoruz” diyen Korkut, yıllardır eğitim ve bilim emekçilerinin sorunlarının görmezden gelindiğini ileri sürdü.
Ankara'daki Büyük Eğitimciler Yürüyüşü'nde polis tarafından yapılan müdahalelerde çok sayıda eğitim-sen üyesinin yaralandığını belirten Korkut, “Avrupa'ya her gittiklerinde demokratikleşiyoruz diyenler, Eğitim-Sen'in parasız, nitelikli eğitim, insanca yaşam ve demokratik Türkiye için başlattığı büyük yürüyüşe bile tahammül edemeyerek ne kadar demokratik olduklarını göstermişlerdir” dedi.
BURSA
KESK Bursa Şubeler Platformu üyesi bir grup, Ahmet Vefik Paşa Bursa Devlet Tiyatrosu önünde toplanarak, yaklaşık 45 dakika oturma eylemi yaptı.
KESK Bursa Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Çetin Erdolu, burada yaptığı basın açıklamasında, Eğitim-Sen'in Ankara'da yapmak istediği yürüyüşün eğitimcilerin yaşam koşullarının iyileştirilmesi amacına yönelik olduğunu söyledi.
AB yolunda alabildiğince “özgürlükçü ve demokrat” görünen hükümetin, emekçisine karşı “aslan” kesildiğini savunan Erdolu, ”Bugün Ankara ve Ankara yolunda olan, sesi kısılmaya çalışılan emekçiler kadar Ankara dışında, Türkiye'nin her yerinde gönlü onlarla birlikte atan on binlerce emekçinin varlığı unutulmamalıdır” diye konuştu.
İZMİT
KESK Kocaeli Dönem Sözcüsü ve BES Şube Başkanı Hasan Turanlı, Eğitim-Sen Kocaeli Şubesi'nde düzenlediği basın toplantısında, yıllardır eğitim ve bilim emekçilerinin sorunlarının görmezden gelindiğini savundu.
Eğitim emekçilerinin sendikal haklarını kullanmalarının baskı ve yıldırma ile engellenmeye çalışıldığını ileri süren Turanlı, “Eğitim ve bilim emekçilerine yapılan saldırıları kınıyoruz” dedi.
MERSİN
KESK Mersin Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Recep Kara, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanlığı önünde yaptığı açıklamada, öğretmenler olarak sağlıklı nesiller yetiştirmek istediklerini, bunun için sorunlarının ortadan kaldırılması gerektiğini kaydetti.
Basın açıklamasının ardından, kısa süreli oturma eylemi yapan sendika üyeleri, olaysız dağıldı.