Eğitim reformunu engellemenin 10 yolu

ABD’de Arizona State Üniversitesi’nde öğretim üyesi olan Prof. Dr. Gary Grossman, bu hafta İstanbul’daydı. Bahçeşehir Üniversitesi’nde ilginç bir konuşmaya imza atan Grossman, önce Finlandiya’daki sisteme neden “Mucize” denildiğini açıkladı. Grossman, “İşe yarayan zekice şeyler yapmışlar. İşe yarayan, zekice şeyler yapmaya demek ki biz mucize diyoruz” diye konuştu.

BAŞARISIZLIK İÇİN BAHANE ÜRETİLİYOR

Daha sonra da ‘ulusların eğitim reformunu engellemenin 10 yolu’nu sıralayacağını belirterek, konuşma başlığının nedenini şu sözlerle açıkladı:
“Bugün size ne anlatsam diye düşündüm. Aklıma şu geldi. Bizim ‘Finlandiya mucizesi’ diye ad takmamızın nedeni, aslında kuralı ortaya koyan istisna oluşudur. Sonuç olarak bu yaklaşımdan hareketle dedim ki, birinin şeytanın avukatlığını yapması lazım. Sosyal medyada iyi bir tatilin 10 yolu gibi şeyler yazılıyor. İnsanlar bunları çok seviyor. Bu nedenle ben de size ‘ulusların eğitim reformlarını engellemenin 10 yolu’nu anlatmaya karar verdim.”
Prof. Dr. Grossman, “Acaba etkili bir eğitim reformunun önüne nasıl geçilir, nasıl taş koyulur?” diye sorarak 10 maddeyi şöyle sıraladı:
1 - Başarısızlık için mazeretler, bahaneler uydurmak.
2 - Eğitim reformu politikasının bir yapay boşluk içinde gerçekleştirilmesi, katılımcılığa dayanmaması ve siyasi bir gündemi esas alarak yapılması. Bu da eğitim reformunun engellenmesi ve başarısızlık için ideal bir yöntem. Yine bütün muhalefetin vatan hainliğiyle ihanetle suçlanması. Benim ülkemde böylesi suçlamalar yapılacağı zaman, “Obama’nın ağzından çıktı, bu artık Kongre’ye gelemez” denir. İstediği kadar pratik olsun izlenmez. Türkiye’de mesela 4+4+4’e, siyasi yaklaşımdan dolayı karşı çıkıldı. Bu, eğitim reformunun önüne taş koyacak bir yöntemdir.
TÜrkiye’de zengin çocuklarına
daha fazla pay ayrılıyor
4 - Statükonun devam edebilmesi için eğitim fonlarının büyük bir kısmının kullanılması. Bu ilginç bir bulgu, kısa süre önce OECD tarafından tespit edildi. 2013 yılında ABD, İsrail ve Türkiye zengin çocukların eğitimine, fakir çocukların eğitiminden daha fazla para harcayan ülkeler oldu. Bu doğru.
5 - Okuryazarlık ve matematik bilgisinin, yaratıcılığın önüne geçilmesi.
6 - Eğitimcilerin eğitimiyle ilgili yöntemlerin gözardı edilmesi. Daha fazla öğretmek ama daha az bilginin öğrenilmesi.
7 - Çeşitliliğin gözardı edilmesi, yani “Bütün çocuklar aynı yolu izliyor” demek. Kaliforniya Üniversitesi’nde eğitim almak o kadar zor oluyor ki, orta gelirli bir aile, çocuğunu, ortalaması 4.00 bile olsa bu okula gönderemiyor.
8 - Üçüncü düzey eğitime girişin neredeyse imkânsızlaştırılması.
9 - Eğitimi sosyal piramidin altında tanımlamak. Profesyonel bir yetiştirme olmadan öğretime izin vermek. Bu da eğitim reformlarını güçleştirir.
10 - Herkesin aynı şekilde düşünmesini sağlayan bir eğitim sistemine izin vermek ve bunu beslemek. Acaba öğrencilerimiz gerçekten düşünebiliyor mu?

Silaha para var eğitime kaynak yok

Her ülkede böylesi reformlar için ayrılacak kaynak yok deniliyor. Öyle mi acaba? ABD’ye baktığımız zaman görüyoruz ki, silah sistemlerimiz için paramız yetiyor, artık çoktan modası geçmiş sistemler için çok para harcayabiliyoruz. Sanayiye kaynak bulabiliyoruz ama herkese eğitim sağlamak için kaynak ayıramıyoruz. Birçok ulusun nüfusu artıyor. Ülkeler beyin göçünden mustarip evet. Eğitim küreseldir, insanlar bir yerden bir yere gider. Bugün Türkiye’de okuyorsunuz, yarın İngiltere’ye, ABD’ye gidebilirsiniz. Bu böyle. Her ulusun mustarip olduğu beyin göçü vardır, fakat bunun bir diğer boyutu daha var. Geri gelenler veya başka gidenler de olacaktır. Peki esas sebep ne, Finlandiya’nın ön plana çıkmasını sağlayan şey ne? Ulus çapındaki irade. Bunu belirleyen birçok farklı faktör var. Bunları biz konuşmuyoruz, konuşmayı sevmiyoruz. Finlandiya milli varlığını seferber etti.

Prof. Dr. Gary Grossman kimdir?

Uzun yıllar hem ABD genelinde, hem de tüm dünyada birçok ülkede sosyal, eğitim, teknoloji ve işe yerleştirme, iş edindirme gibi projelerin yönetimini yaptı. Orta ve Doğu Avrupa, Güney ve Doğu Asya bölgelerinde özellikle yükseköğretim seviyesinde bazıları Dünya Bankası, bazıları Amerikan hükümeti destekli, bazıları özel destekli projelerde yer aldı. Aynı zamanda Arizona State Üniversitesi’nde Global Teknoloji ve Gelişim Programı’nı başlattı. Program, sosyal bilgiler alanında araştırma ile çıkan teknolojik modelleri de bir araya getiren sürdürülebilir gelişim, bilgi teknolojileri, ulaşım, eğitim, biyoteknoloji gibi tüm ülkeleri ilgilendiren konulara eleştirel yaklaşımları sağlayan yenilikçi bir çalışma.