Oluşturulma Tarihi: Temmuz 27, 2002 00:00
ŞİMDİ anlatacağım olayı, ‘‘tek kaynaktan’’ aktarıyorum. Gazeteciliğin kuralları, bunu öteki kaynaklardan da kontrol etmenizi gerektirir.Ama ben Kelkit'teyim ve bu olayı bana anlatan kişi Bedrettin Dalan.Kendi adını vererek, yazabileceğimi söylüyor.Yani anlattıklarından çok emin.Dolayısıyla ben de bu ilginç olayı aktarıyorum.Çünkü bugün yapılan hataları gördüğüm zaman, bu siyasi tecrübenin başkaları için de yararlı olabileceğini düşünüyorum.ÖZAL ÖLDÜĞÜ GÜN Olay 1993'te geçiyor.O gün, Sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut Özal ölmüştür. Özal'ın ölüm haberini günün başbakanı Süleyman Demirel'e, Bedrettin Dalan iletir.Dalan, daha o an Demirel'e şunları söyler:‘‘Turgut Bey, sizin küs kardeşinizdi. Benim de küs kardeşimdi. Ama en az benim kadar sizin de onun ölümüne çok üzüleceğinizi biliyorum.’’Bu sıcak sözlerden sonra Dalan, Demirel'e şöyle bir öneri getirir:‘‘Sayın Başbakan, önümüzde tarihi bir fırsat var.’’Demirel, ‘‘Nedir o fırsat’’ der. Dalan devam eder:‘‘Siz hemen cumhurbaşkanlığına aday olun. Onun ardından hemen hiç düşünmeden Mesut Yılmaz'ı başbakan yapın.’’Demirel, tabiatıyla bu öneriye hafif şaşırır, ‘‘Bu nasıl olacak Dalan’’ der. Dalan şöyle devam eder:‘‘ANAP'ın 100 milletvekili, DYP'nin ise 182 milletvekili var. Bu durumda siz ANAP'tan 10, DYP'den 18 bakan alarak, 28 kişilik bir kabine kurdurursunuz. Başına da sayısı az olduğu halde, Yılmaz'ı getirirsiniz. Böylece merkez sağın birleşmesi için ilk adımı da atmış olursunuz.’’ YILMAZ LİDER OLSUN Demirel, kısa bir süre düşünür ve Dalan'a, ‘‘Peki git Mesut Bey'le bir görüş’’ der. Dalan, Yılmaz'ın Nenehatun Caddesi'ndeki bürosuna gider ve Demirel'in temsilcisi olarak bu öneriyi götürüp, şöyle der:‘‘Böylece siz merkez sağı birleştirip, Türkiye'yi kurtarın. Ben de gidip İstanbul'u kurtarayım’’ der. Yılmaz, her zaman olduğu gibi kısa bir süre düşünür. Sigarasından üç beş nefes alır ve arkasından Dalan'ın hiç beklemediği bir cevap verir:‘‘Olmaz...’’Neden olamaz? Yılmaz'ın gerekçesi şudur:‘‘Ortada İLKSAN skandalı var. Demirel, ‘Verdimse ben verdim...' diyor. O bize Koskotas dosyaları diye yüklenmişti. Bunlar temizlenmedikçe ben bu işe girmem.’’Yılmaz bununla da kalmıyor ve ikinci gerekçesini sıralıyor:‘‘Ayrıca DYP'liler ayak oyunlarını çok iyi biliyorlar. Beni orada oturtmazlar.’’KAÇIRILAN TARİHİ FIRSAT Konuşma burada sona erer. Dalan, Demirel’e dönerek, Yılmaz'ın cevabını iletir. Olay o noktada kapanır.Kelkit'te akşamüzeri çok güzel bir serinlik çökmüş. Dalan, 1993'te kalan bu olayı anlattıktan sonra, ‘‘Kıssadan hisse’’ diyor ve devam ediyor:‘‘Bana göre Türkiye o gün tarihi bir fırsatı kaçırdı. Yılmaz bu öneriye ‘Evet' deseydi, bugün merkez sağ birleşmiş olacaktı. Yaşadığımız bunca siyasi trajedi meydana gelmeyecekti.’’Dedim ya, olayı tek taraflı aktarıyorum.Mazide kalan bu konuşmaların öteki iki aktörü olan Demirel ve Yılmaz’la konuşmadım. Ama olay gerçekten böyle geçtiyse, ben de önemli bir fırsatın kaçırıldığını söyleyebilirim.AVRUPA MI, FİZAN MI Bu olayı niye yazıyorum? Bugün Türkiye, Cumhuriyet tarihinin en kritik anlarından birini yaşıyor. 200 yıldan beri hedefimiz olan Avrupa ile bütünleşme konusunda çok kritik bir noktadayız. Bunun sonunda ‘‘Ya artık gerçekten Avrupalıyız’’ diyeceğiz. Ya da Ortadoğu'nun Fizan'ın çöllerine yeniden döneceğiz.Tarihin böyle kritik anlarında, siyasetçilerin vereceği kararlar belirleyici oluyor.Ben de işte bu kritik anı geçmişte kalan bir tecrübe ile bugünün aktörlerine hatırlatmak istedim.Amacım sadece bundan ibaretti.
button