Faik KAPTAN/İSTANBUL, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Mart 02, 2011 12:00
TÜRKİYE’nin AB sürecine destek veren ülkelerden birisi olan Portekiz’e giden Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Fransa ve Almanya’nın Türkiye’nin AB’ye kabulü konusunda yaptığı olumsuz söylemler üzerine, "Papaza kızıp oruç bozulmaz" dedi.
Portekiz’de programlarının oldukça yoğun olduğunu belirten Bakan Bağış, bu gezisi nedeniyle Portekiz Büyükelçiliğinin bir jest yaptığını ve İstanbul’da da artık, bu ülke için vize alınabileceğini belirterek, şunları söyledi:
" Bu seyahate çıkarken size güzel bir
haber vermek istiyorum. Portekiz Büyükelçiliği bu seyahatimiz nedeniyle bir jest yaptıklarını söyledi ve bunu benim açıklamamı istedi. Vatandaşlarımız vize başvurularını yapmak için, Ankara’ya gitmek zorundaydılar. Biliyorsunuz İstanbul’da Portekiz’in başkonsolosluğu yok. 15 Mart itibarıyla Macaristan Büyükelçiliği ile yaptığı bir anlaşma çerçevesinde İstanbul ve çevre illerde oturan vatandaşlarımız artık Ankara’ya gitmeden, İstanbul’daki Macaristan Başkonsolosluğu’nda Portekiz için Şengen vizesi alabilecekler. Bunun duyurusunu bizim ziyaretimize denk getirmek istediler. "
Başmüzakereci Egemen Bağış vize konusunda AB ile yoğun bir temas halinde olduklarını belirterek, şunları söyledi:
" Biliyorsunuz 24 Şubat’ta AB İçişleri ve Adalet Komisyonları toplandı. Bizim o toplantıdan beklentimiz Türkiye’ye uygulanan vizenin kaldırılması kararıydı. Ama maalesef bu kararı alamadılar. Onun yerine Türkiye ile vize diyaloğu kararını aldılar. Bu bizim için yeterli değil. Nasıl diğer ülkelerle vize muafiyeti varsa, örneğin Bolivya’nın, Paraguay’ın vatandaşları, AB ülkelerine vizesiz girebiliyorsa Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının da vize ihtiyacı olmadan 65 ülkeye gidebildikleri gibi Avrupa ülkelerine vizesiz gidebilmeliler. Şu ana kadar önemli adımlar attık. Bunlardan bir tanesi biyometrik pasaportlara geçmiş olmamızdır. Artık eskiden olduğu gibi analog işlem yapılan değil dijital işlem yapılan pasaportlar yürürlüktedir. "
AVRUPA BİZE MECBUR KALACAK
Egemen Bağış bir gazetecinin "Fransa ve Almanya’nın Türkiye’nin AB süreci için yaptığı olumsuz söylemler üzerine Sayın Başbakan’ın da sabrı taşmak üzere galiba. Son Almanya gezisinde yaptığı konuşmada ‘Bizi almayacaksanız bunu açıklayınız’ şeklindeki söylemi üzerine bir değerlendirme yapar mısınız?" sorusu üzerine şu cevabı verdi:
" Türkiye’nin AB’ye başvurduğu ilk tarih 1959. Rahmetli Menderes o gün o başvuruyu yaparken Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları da Almanya’ya misafir işçi statüsünde gitmek istiyorlardı. Türkiye’nin AB süreci ile o göçün birbirine çok yakın olması enteresan bir tesadüftür. O günün Türkiye’si ile bu günün Türkiye’si arasında çok büyük farklar vardır. O gün kişi başına düşen ortalama milli geliri 400 dolar olan Türkiye’de, bu gün bu rakam 11 bin dolar üzerine çıkmıştır. O gün 14 tane üniversitesi olan Türkiye’nin bu gün 162 tane üniversitesi vardır. O gün yıllık turizm geliri 900 dolar olan Türkiye’nin bugün yıllık turizm geliri 30 milyar Avro’ya yaklaşmıştır. Şimdi o günün Türkiye’sinin belki vatandaşlarını gurbete göndermekten ve Avrupa Ekonomik Topluluğuna üye olmaktan başka çaresi olmayabilir. Ama bugünün Türkiye’sinin böyle bir mecburiyeti yok.
Sayın Başbakanımızın Newsweek dergisine yazdığı makalesinde çok açık ve net bir şekilde belirtildiği gibi Türkiye AB kapısında yalvaracak bir ülke değildir. OECD’nin kendi projeksiyonlarda ortaya koyduğu gibi, her geçen Türkiye’nin AB’ye olan ihtiyacı azalırken, AB’nin Türkiye’ye olan ihtiyacı her geçen gün artmaktadır. Bu ihtiyaçlar çerçevesinde öyle bir noktaya gelinecektir ki büyük randevu kaçınılmaz olacaktır. Yani Türkiye’yi kara kaşınıza kara gözünüze değil, çok çalışkan,gerçekten iyi insanlar olduğumuzdan değil, Avrupa bize ihtiyaç duyduğu için mecbur kalacaktır. Sayın Başbakanımızın o vurgusunun arkasında hukuki bir gerekçe de vardır. Türkiye’nin AB Müzakereleri oy birliği ile alınmış bir karardır. Bu müzakerelerin durabilmesi için yine oy birliği alınmış bir karara ihtiyaç vardır. Ben de defalarca söyledim. Hodri meydan bulsunlar 27 yi görelim bakalım. Türkiye’nin AB’deki dostları, Türkiye’nin üye olmasını isteyenlerin sayısı karşımızdakilerden çok daha fazladır. Hani Anadolu da bir tabir vardır. ’Papaza kızıp oruç bozulmaz’. Türkiye üzerinden siyaset yapmaya çalışan siyasetçilerin oyunlarına gelmeyeceğiz. Havluyu atmayacağız. Rahmetli Özal’ın 1981’de söylediği gibi bizi bu uzun ve ince yolda küstürmek isteyenlerin oyununa gelmeyeceğiz. Buyursunlar onlar söylesinler. Durmak yok yola devam diyoruz. Türk insanının yaşam standartını yükseltmeye çalışıyoruz. Sonuçlar daha önemli. Bu süreçte Türkiye daha çok kalkınıyor. Daha çok demokratikleşiyor. İnsanlarımız birbirleriyle ve devletiyle daha fazla kucaklaşıyor. Onun için Türkiye’nin AB süreci yararlı bir süreçtir."
Devlet Bakanı Bağış, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın AB Komisyonu Başkanı Barosso ile dün Belçika’da yapacağı toplantının da Erbakan’ın cenaze töreni nedeniyle tehir edildiğini söyledi.