Güncelleme Tarihi:
Bağış “Başbakanımız zaten gerekli açıklamayı yaptı. İğrenç bir komplo ile karşı karşıyayız. Gerekli açıklamayı gerekli gördüğüm zaman yapacağım” dedi. Bağış, bu açıklamanın ardından TBMM’ye girdi. Bağış daha sonra yazılı bir açıklama yaptı. O açıklama ilk kez hurriyet.com.tr'de:
Son günlerde yazılı ve görsel medya ile internet ortamında İstanbul'da devam eden soruşturmaya atfen bir dizi haber ve yorum yapılmakta, şahsımla ilgili de suçlayıcı, karalayıcı ve yıpratıcı değerlendirmelerde bulunulmaktadır. Bu çerçevede yapılan sorumsuz yayınlar tamamen yanıltıcı ve spekülatif bilgilere dayanmaktadır. Kasıtlı olarak üretilen bu senaryolar tamamen gerçek dışıdır, hayal ürünüdür ve alçakça bir komplonun parçasıdır.
Bu iftiralara delil oluşturduğu öne sürülen saçmalıkları, hakkımda hüküm verilmesine sebep olacak şekilde yansıtanlarla ilgili hukuk nezdinde gereken girişimler başlatılmıştır. Devlet içerisinde paralel devlet oluşturmaya yönelik çaba içinde olan ve gerek yargısız infaz gerekse kişilik suikasti şeklinde tebarüz eden bu örgüt ve çetelerin karalama kampanyalarına alet olanlar hukuk karşısında büyük bir suç işlemiş olmakla birlikte insani ve ahlaki açıdan da ciddi bir alçalma içindedirler.
Sayın Başbakanımızın ifade ettiği gibi kirli bir siyasi mühendislik projesinin hayata geçirilmeye çalışıldığı son derece sinsi ve kirli bir tuzakla karşı karşıyayız.
Türkiye Cumhuriyeti büyük, güçlü ve köklü bir devlettir. Ülkemizi çadır devlet zannedip içeriden ve dışarıdan bu kirli senaryoları uygulamaya koyanlar çok yakın zamanda hukuk ve millet nezdinde gereken cevabı alacaklardır.
“Çamur at izi kalsın” hükmündeki bayağı isnatlarla siyasi suikast ve kişilik katliamlarına yelteneler bir kez daha görecekler ki devlet devlet olmanın, Hükümet Hükümet olmanın gereğini tereddütsüz yerine getirecektir.
Engeller ne olursa olsun, hangi kirli senaryolar tedavüle koyulursa koyulsun, AK Parti adavetten değil adaletten yana duruşundan taviz vermeyecektir. Son 11 yılda gerçekleştirdiğimiz reformlarla nasıl vesayetle ve çetelerle kararlı bir mücadele ortaya koyduysak, bundan sonra da bu mücadeledeki kararlılığımızdan taviz vermeyeceğiz. Türkiye’nin yolu Avrupa Birliği süreciyle şekillenen muasır medeniyet yoludur ve hiçbir kirli tuzak bizi bu yoldan geriye döndüremeyecektir.
Soruşturmanın gizliliğine duyduğumuz saygının gereği olarak bu zamana kadar susmayı tercih etmiştik. Ancak soruşturma kapsamında olduğu ileri sürülen bilgilerin yasalar çiğnenerek çarşaf çarşaf basına servis edilmesi üzerine tarafımızca açıklama yapma zorunluluğu doğmuştur.
Doğrusu şahsımla ilgili delil olduğu iddia edilen ve basından okuduğumuz görüntü ve tapelere bakarken bir adli soruşturmanın içeriğinden ziyade bir komedi yayını okuduğumu hissettiğimi itiraf etmek durumundayım.
Yayınlanan sözde belgeler ilk bakışta dahi birçok çelişkiyi içinde barındırmaktadır. Esasen sözümona araştırmacı muhabirler illegal şekilde kendilerine servis edilen sözde delillere en azından bir göz atsalardı bu çelişkileri yakalayabilirlerdi.
Şahsımın soruşturmada adı geçen kişinin bürokratik işlemlerini takip ettiği, sözkonusu kişinin otel projesi ile ilgili yardımcı olduğu ve 5 kişinin Türk vatandaşlığına istisnai yoldan alınmaları için kulis yaptığı iddiaları hayal mahsulüdür, gerçek dışıdır. Kaldı ki, kullanmadığım halde, Bakanlar Kurulu’nun bir mensubu olarak şahsımın yetki alanında olan bir konuda kulis yapmakla itham ediliyor olmam bile nasıl bir komplonun ve itibarsızlaştırma çabasının tedavüle sokulduğuna dair fikir vermektedir. Öte yandan, şahsım ve Bakanlığım tarafından sadece soruşturmada adı geçen kişiye değil, yüzlerce vatandaşımıza, öğrencilerimize, sporcularımıza, sanatçılarımıza, gazetecilere vize başvurularında hiçbir karşılık beklemeksizin meşru ve insani çerçevede yardım edilmiştir. Ayrıca, iddia edildiği gibi medyada yayınlanacak haberleri engelleyebilecek nüfuzum olsaydı, herhalde hakkımda çarşaf çarşaf yayınlanan saçmalıkları engellemek için bu nüfuzu kullanırdım.
Şahsımın ve Hükümetimizin hiçbir şekilde bu soruşturmadan bir çekincesi veya tereddüdü sözkonusu değildir. Soruşturma neticesinde ak ile kara elbette ortaya çıkacaktır. Hükümetimize karşı bu karalama kampanyasını hayata geçiren odaklara karşı mücadelemiz de hukuk çerçevesinde kararlılıkla devam edecektir.